Denizcinin anasayfası

Bodrum hayalinden eğitim ışığı doğdu

Yüksek Denizcilik Okulu (YDO) 1981 mezunu Kaptan Erol Gözen’in Bodrum’da yaşama hayali bir ilçenin kaderini değiştirdi. Kurduğu İMİ Koleji Bodrum’un en iyi okulu olmakla kalmadı, YDO kardeşliği ruhuyla yetişen denizcilerin aynı zamanda iyi birer eğitimci de olduğunu kanıtladı.

Geçmiş dönemlerde İTÜ Denizcilik Fakültesi (YDO) Mezunları Derneği (DEFAMED) Başkanlığı ve İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunları Sosyal Yardım Vakfı (DEFAV) Yönetim Kurulu Üyeliği de yapan Kaptan Erol Gözen, meslek olarak denizciliği seçmesinden eğitim yatırımlarına kada sorularımızı şöyle yanıtladı :

Hayat hikayenizi anlatır mısınız?

Samsun Bafralı bir anne, Giresun Tirebolulu bir babadan 1959 Diyarbakır doğumluyum. 3 erkek kardeşin en küçüğüyüm. Okul öncesi çocukluğumun 1.5 yılını Diyarbakır’da, sonraki 3 yılını Ankara’da, peşine 3.5 yılı Ordu’da geçirdim. Hava astsubay olan babam emekli olduktan tekrar Ankara’ya yerleştik. 1977 yılında TED Ankara Kolejini bitirdim. ODTÜ Ekonomi veya İşletme okumak istiyordum. Puanım tutmasına rağmen liseyi doğrudan bitiremediğim için giremedim. Ön kayıtla tıp fakültesine girme olanağı varken ben o arada aklıma düşen Yüksek Denizcilik Okulu Güverte Bölümüne önkayıt yaptırdım. Kazanarak İstanbul’a gittim. 1981 yılında da okulumuzdan mezun oldum. Ortaköy’deki okulun son mezunlarındanım.

Denizde bir süre çalıştıktan sonra askerlik hizmeti yaptım. Askerlik döneminden sonra hem evlilikle birlikte oluşan koşullardan hem de sektördeki kalifiye eleman ihtiyacından dolayı karada kalmayı tercih ettim. TED’de ortaokuldan beri arkadaş olduğum eşim de İTÜ mezunu kimya mühendisi olmasına karşın birlikte olmanın etkisiyle denizcilik sektörüne girmişti. Zamanın bilinen denizcilik firmalarında çalışmaya başladık. 1986-1989 yılları arasında 3 sınıf arkadaşımla birlikte Bodrum’da bir firma kurup yat işletmeciliğine soyunduk. 18 metre uskuna donanım bir tekne yaptırdık. Üç yıl kadar bir Fransız firmayla çalıştık. Bir büyüğümüzün bize dediğine göre bir kez çırak çıkmadan, yani iflas etmeden iş hayatında başarılı olunamazdı. Biz de olamadık, çırak çıktık. İstanbul’a döndük.

Konteyner ağırlıklı olmak üzere çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra 1994 yılında İMİ Denizcilik Hizmetleri A.Ş.’yi kurduk. Konteyner hat acentalığı, gemi işletme ve chartering, taşımacılık, lojistik derken 26. yılımıza geçtiğimiz Kasım ayında girdik. Kurduğumuz ayrı ayrı şirketlerle lojistik, tarım işletmesi, bilgi işlem ve reklam sektörlerinde şans aradık, dişe dokunur bir sonuç edemedik. Bodrum kanımıza girmişti bir kez. 1996 ve 1999 yıllarında Bodrum Bitez’de toplamı 30 dönüm olan iki arazi satın aldık. İçinde malikane diyebileceğimiz bir taş ev ile, 200 büyükbaş hayvan kapasiteli, Muğla’nın üçüncü büyük besi çiftliğini kurduk. Dört yıl işlettikten sonra besi işini kapattık. 2004-2010 yılları arasında çiftliği yaz dönemlerinde haftalık, aylık ve sezonluk yabancılara kiraladık. Önemli ve uluslararası bilinen konuklarımız oldu. Hatırı sayılır iş ve arkadaşlık ilişkileri geliştirdik.

Bodrum’da bir denizcilik kursu, sonrasında meslek lisesi açmak üzere 2008 yılında İMİ Eğitim Kurumları A.Ş.’yi kurduk. Bürokrasiyi aşamadık. Sonrasında arayış ve araştırmalarımız bizi önce TED Bodrum Koleji’ni kurma düşüncesine itti. TED merkezine başvurda bulunduk. TED tercihini başkalarından yana kullandı. Eğitim aklımıza düşmüştü bir kez. Önce Özel Sağlık Meslek Lisesi kurmaya kafa yorduk. Ondan da yönetmelik değişmesiyle son anda vazgeçtik. 2013 yılında Milas’ta 22 dönüm bir arazi satın aldık ve 17,000 m2 kapalı alanı olan toplam 7 binadan oluşan 52 derslik ve 1200 öğrenci kapasiteli eğitim kampüsümüzü inşa ederek 2015 yılında Anasınıfından Lise sona kadar eğitim veren İMİ Koleji’ni hayata geçirdik. Şu an Muğla ilinin en önde gelen okullarından birisi.

25 yıllık bu süreçte 1998-2000 yıllarında YDO Mezunlar Derneği Başkanlığı, aynı dönem DEFAV Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. 2009-2010 döneminde Cenevre Üniversitesi “Commodity Trading” Executive MBA diploma programını bitirdim. Programın en yaşılı (50 yaş) ve ilk Türk öğrencisiydim. 10 yıldır Zürih’te yaşıyorum. Evliyim 4 yaşında bir oğlum var.

YDO günlerinden aklınızda neler kaldı? Yatılı eğitim faydalı mıydı?

Yüksek öğrenim düzeyinde abilik kardeşlik ilişkilerinin olduğu bir yatılı eğitim bir insanın karşısına çıkabilecek en etkin, en verimli eğitsel olgu. İyi-kötü, doğru-yanlış, kazanç-kayıp, dayanışma, paylaşma, dar alanda sosyal ilişki becerileri kader birliğinin yapıldığı bir ortamda insanda çok daha derin etkiler ve oluşumlar bırakıyor. Okuldaki amatör yatılılık yaşamı gemide meslek yaşamında profesyonelliğe bürünüyor ama ruhundan hiç bir sapma yapmıyor. Abilik, kardeşlik dostluk ve arkadaşlık ilişkileri içinde meslek başarıyla öğreniliyor ve sürdürülüyor. Bir nevi ahilik teşkilatı.

YDO’dan akılda, okul sahilinde bankta oturup kitap okuduğum, ders çalıştığım, geçen gemilere bakarak, gelecek meslek hayalleri kurduğum anlar kaldı. Biz Anadolu’dan gelenler için yatakhanelerin hafta içindeki toplumsallığı, coşkusu, hafta sonlarındaki yalnızlığı, yoğun, derin arkadaşlıkların duyguları, paylaşımları kaldı. Çamaşır yıkamalar, asıp kurutmalar, kışın soğuğunda kafayı çeşmenin altına sokup saç yıkamalar, haftada bir sıcak su duşları, evden ve okuldan alınan harçlığın büyük bölümünü kısa sürede harcayıp cepte 5 TL (bir çay ya da belediye otobüsü bileti bedeli) ile bir haftaya direnmek kaldı. Tabi akılda olaylardan çok sosyal ve mesleki gelişimimi etkileyen, kendileri farkında olmasalar da benim ben olmamı şekillendiren insanlar ve karakterler kaldı. Yeri gelmişken bazıları yaşama veda etmiş şu değerli isimleri kısa anılarla anmadan geçemeyeceğim.

Kapt.Necmettin Akten; navigasyon dersi hocamız, aynı zamanda mezuniyet tezi hocam. Gemi stajımı ro-ro’da yaptığımı biliyor, tez konum da “ro-ro ve konteyner taşımacılığında ekipman kiralama (leasing)” Son sınıfta navigasyon final sınavı yaparken beni dışarı alıp, “sen zaten bu derste çok iyisin, seni sınava sokmayıp tam not vereceğim. Bahçelievler, İ.Ü. İşletme İktisadı Enstitüsünde davetli olduğum ve yaş meyve sebze ihracatında taşıma ile ilgili bir konuşmam vardı, sınavdan dolayı gidemiyorum. Senin gitmeni ve benim yerime orada konuşma yapmanı istiyorum” dedi. Ben şaşkınlık, korku, onur duygularının hepsini birden o saniyede yaşadım. Hocam nasıl, ben, olmaz, yapamam falan derken bu duygular içinde kendimi Enstitüde birkaç hoca ve 30-40 kadar öğrencinin önünde buluverdim. Hocamın kendi yerine koyacak kadar bana güvenmesi, topluluğa karşı konuşma fırsatı, bunu becermenin bana verdiği özgüven gibi ilk büyük ve zorlu adımları Necmettin Hocamın/Ağabeyimin sayesinde attım.

Kapt.Ferit Biren; Transbalkan Denizciliğin kurucusu. O dönem iki adet modern ro-ro gemisi sahibi. Önce staj, sonra tezimi de yazmakamaçlı ofiste part time konteyner kontrol ve takip işleri, mezuniyetten sonra da kısa bir süre 3.Kaptanlık yaptım. Ferit Kaptan, değerli ağabeyim şirketin Maçka Valideçeşme’de arşiv olarak kullandığı ama yarısı boş tertemiz evini kalmam için bana verdi. İstanbul’da ilk tutunmamı sağlayan, bir gencin elinden tutmanın, ona bir temel desteği vermenin ne demek olduğunu farkettiren çok değerli insan.

Kapt. Gündüz Aybay; Hukuk Hocam, herkesin hocası. Giyimiyle kuşamıyla, konuşmasıyla, dünya görüşüyle, dosdoğru, apaçık net düşünceleriyle büyük karakter. Yaşamımda her yönüyle örnek almaya çalıştığım, dostum diyebileceğim kadar insanı kendisine yakın hissettirten kişi. Hayatımdaki en önemli kilometre taşı, bilge, çelebi insan.

Kapt.Halit Gürdeniz; Liderlik Psikolojisi ve Protokol dersi hocam. Kaptanlığın yöneticilik olduğunu düşünürken bana onun yöneticiliğin çok ötesinde, bir liderlik olduğunu anlatan, liderliğin ne olduğu hakkında farkındalık yaratan. Bana bu dersi en önemli ve en sevdiğim ders kılan değerli hocam/ağabeyim. Adab-ı muaşeretin yüksek öğretimini bu dersle verip, “denizci adam A’dan Z’ye adamdır, kavga da eder, vals de yapar” deyişiyle karakterimi ve yaşamımı ne temele oturtacağıma karar verdirten önemli insan.

Stajyerliklerini yaptığım; dürüstlük, sevencenlik ve güvenilirliğiyle Gv 79 Kpt.Ahmet Cem Sütunç; genel kültürü, entellektüelliği, güleryüzü ve pozitifliğiyle Mk.77 Müh. İlker Meşe; yaşam felsefesi, direnme, cesaret ve gerçekçiliğiyle Gv 77 Kpt. Kahraman Kahraman; entellektüelliği, espritüelliği, daha o zaman girişimci ruhuyla, yaşamı okuyuşu ve algılayışıyla Gv 79 Kpt.Ahmet Ağaoğlu; hepsi bu dönemde pekişen karakterime farkında olmadan etki etmiş, dokunmuş değerli ağabeylerim, meslekdaşlarım. Dünyada ya da ahirette, Allah hepsine selamet versin.

Eğitime girip kolej kurma fikri nasıl oluştu? Önümüzdeki döneme dair planlarınız nedir?

Eğitim hiç aklımızdan çıkmadı diyebilirim. Evet biz denizciyiz ama eğitimi kutsayan, tutkulu bir eğitim düşkünüyüz. Denizcilik sermaye yoğun, riskleri yüksek, bilgi, öngörü ve analitik düşünce üzerine kurulu, uluslararası ilişkileri çok fazla olan entellektüel bir iş. Birçok sektörde olduğu gibi çoğu zaman biz de işi gereken standartlarda yapacak nitelikli çalışan bulmakta sıkıntı çektik. Gelişmekte olan bir ülkenin orta gelir tuzağını aşmasında tek yolun eğitimli ve nitelikli insanlar yetiştirmekten geçtiğinin hep farkında olduk. Bilinçaltımız, yönetim deneyimimiz, finansmana ulaşma olanaklarımız olgunlaştığında da eğitime ciddi ölçüde bir yatırım kararı aldık. Oysa denizcilik sektöründeki işimiz ve birikimlerimiz bizi rahatlıkla yaşatacak düzeydeydi. Bir çeşit borç ödemek diyebiliriz. Geleceğe yönelik tek bir planımız var. Ülkenin yoğun ihtiyacı olan nitelikli insan yetiştirmek.

Türk denizciliğinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Denizcilik sermaye yoğun bir iş. Türkiye ise hem girişim hem de yatırım sermayesi kısıtlı olan bir ülke. Doğu Karadeniz ve belirli aileler dışında ülkenin denizci karakteri olmaması da ayrı bir olgu. Dünya ticaretindeki duraklamaya da bakıldığında Türkiyenin orta sınıf tuzağını aşamadığı gibi daha uzun süreler buralarda kalacağı da öngörülebilir. Kısıtlı sermaye, yüksek risk. Bu nedenle bir iki çıkış tabii ki olabilir ancak genel olarak Türk denizciliğinin geleceğinin daha uzun süreler konjonktürel nedenlerle bugünlerden farklı olacağını düşünmüyorum.

Denizcilik sektöründe yatırım yaptınız mı, yapmayı düşünüyor musunuz?

İşimiz kuruluştan bu yana acentelik, brokerlik, liman hizmetleri üzerine kurulu. Konteyner hat acentalığı yoğunlaştığımız ve para kazandığımız alan oldu. Biz denizciliğe yatırım yapmadık. Büyük ihtimalle yukarıda sözünü ettiğim nedenlerle cesaret edemedik. Gemi işletme ve armatörlüğe yönelebilirdik ancak gemi ve personel yeterlik standartlarının ticarete ve finansmana hakim gelişmiş ülkelerce çevre, can ve mal güvenliği gerekçesiyle giderek ağırlaştırıldığını, cezalar, mahkemeler, liman devleti kontrolleri, gemi bağlamalarla boğuşulduğunu görmek bizi bu işten ayrıca uzak tuttu.

Kısıtlı sermaye ile bu standartları tutturabilmeyi sürekli kılacak yatırım yapamayacağımızdan çekindik. Cesaret eden meslektaşlarımız arkadaşlarımız oldu. Onları gerçekten kahraman olarak görmek gerek.

 


Bunları da beğenebilirsin