Denizcinin anasayfası

Çakır : ‘Bilimsel filoya geçilmeli’

İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, 1. Filo ve Gemi Yönetimi Çalıştayı'nda konuştu.

I. Filo ve Gemi Yönetimi Çalıştayı’nda konuşan İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, Türk denizcilik sektörünün gelişim seyri ve bulunduğu noktayı değerlendirerek, “Bu yapı sürdürülebilir bir yapı değil. Bu yapıyı daha birleştirici bir havuz mantığıyla daha bilimsel, akademik bir filo yönetim anlayışı ile işletilmesi gerek” dedi.

Türk denizcilik sektörü ve gemi inşa sektörünün gelişim seyri, hikayesi, karşı karşıya kaldığı durumlar, geminin A’dan Z’ye tüm ihtiyaçlarının konuşulduğu ve I. Filo ve Gemi Yönetimi Çalıştayı düzenlendi.

İzmit Deniz Ticaret Odası sponsorluğunda düzenlenen çalıştaya İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, İMEAK DTO Genel Sekreteri Barış Türkmen, Ekonomist Harun Şişmanyazıcı, Kaptan Behzat Esinduy, Kocaeli Liman Başkanı Murat Müftüoğlu, İnce Denizcilik Teknik Müdürü Yaşar Canca, Türk P&I Genel Müdürü Ufuk Teker, Deniz Emniyeti Derneği Başkanı Cahit İstikbal, AVS Global Ship Supply Yönetim Kurulu Başkanı Abdulvahit Şimşek, Enerji Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Muhtaroğlu, Omikron Deniz Hizmetleri CEO’su Kaptan Özgür Alemdağ, KOSDER Müdürü ve İnsan Kaynakları Danışmanı Tibet Özay ve Hakan İlağa’nın yanı sıra Kocaeli Üniversitesi Denizcilik Fakültesinden çok sayıda öğrenci katıldı.

“Büyümenin temel motivasyonu nakliyattı”

I. Filo ve Gemi Yönetimi Çalıştayı’nın 1. oturumunda “Gemi filo yönetimi -Armatör perspektifi” sunumuyla ilk söz alan İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, panelde denizcilik sektörünün eğitimdeki kısıtlı alana ve başladıkları zor şartlara işaret etti.

Deniz taşımacılığı ve nakliye işine nasıl girildiğini kendi deneyimleriyle aktaran Çakır, “Ülkemizin büyümesiyle denizcilikte büyüdü. Büyümenin temel motivasyonu deniz nakliyatta hem teknik bölümlerde hem ticari bölümlerde hem de sigortada bütün bölümlerde temel olan nakliyattı” dedi.

Filonun büyümesinin ve denizcilerin gemi inşaaya destek vererek, teşvik ederek sektörün büyümesinin önünü açtığını aktaran Çakır, ‘can suyu sayılabilecek’ denizcilik inşaa sanayisinin küçük tersanelerde sınırlı imkanlarla küçük tonajlı gemilerin inşasıyla bir koster filosu altyapısı oluşturularak başladığını ve ardından bazı özel sektör girişimleri sonucunda küçük tonajların daha büyük tonajlı inşalara geçisini sağladığını söyledi. Böyle başlayan gemi inşanın ardından yabancı sermaye ile daha da büyüyerek bugünlere geldiğini kaydetti.

‘İnsan kaynağı eksiğimiz var’

Gemileri teknik olarak yönetecek, yönetici, eleman bulmakta sıkıntı çektiklerini ifade eden Çakır, “Bizim yaptığımız deneme yanılma. Ödediğimiz faturalarla deniz filosu ikiye katlanırdı. Bu hatalardan ödediğimiz faturalar çok bariz basit büyük faturalar. Bu açıdan teknik işletmecilik anlamında yetişmiş ciddi bir insan kaynağı eksiğimiz var” dedi. Bunun yayında türk armatör yapısının çok parçalı bir yapı olduğunun altını çizen Çakır, “Şu anda firma başına 1,5 gemi düşen bir yapımız var. Bu yapı sürdürülebilir bir yapı değil. Bu yapıyı daha birleştirici bir havuz mantığıyla daha bilimsel akademik bir filo yönetim anlayışı ile işletilmesi” diye konuştu.

‘Deniz işletmeciliği açısından iyimser olmamız gerçekçi değil’

Büyük tonajlı firma sayısının sektörde çok az olduğunun altını çizen Çakır, “Uluslararası düzeyde çok güçlü tonajlı firmalarımızın olmaması bizim için bir zaafiyet. Uluslararası rekabette açık sektörlerin büyümesi güçlü firmalarla olur. Güçlü firmalara da sermaye gücü olarak bakmamak gerekir. Türk denizciliğinin ihtiyacı filo mantığıyla Uluslararası düzeyde yönetilecek büyük grupların, gemilerin ortaya çıkması ve ölçek ekonomisinden istifade edilmesi. Bu hem satın alma gücü oluşturma açısından işin ekonomik boyutu, bir de şu anki yetişmiş insan kaynağımız tüm bu şirketleri yönetecek kabiliyette ve kapasitede değil. Küçük firmalarda da ekonomik sıkıntılardan güçlü işletmeler ortaya çıkaramamaktadır. Bu kısır döngüden denizciliği kurtaramadığımız sürede gemi sahipleri deniz işletmeciğili açısından çok iyimser olmamız gerçekçi değil.

‘Deniz taşımacılığı bir hizmet türüdür’

Çakır’ın ardından söz alan Ekonomist Harun Şişmanyazıcı ise, “Gemi filo yönetimi-ticari perspektifi” sunumunda 43 yıllık meslek hayatı boyunca denizciliğin tüm evrelerinde çalıştığını belirterek, “Deniz taşımacılığı bir hizmet türüdür. Deniz taşımacılığında mekan ve zaman faydası yaratmak lazım” dedi. Devamında Kaptan Behzat Esinduy, “Gemi filo yönetimi – teknik perspektif” ve Kocaeli Liman Başkanı Murat Müftüoğlu “Gemi filo yönetimi -sertifikasyon ve PSC” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdiler.

“Kumanyacılığın 500 milyon dolarlık pazarı var”

2. Oturumda İnce Denizcilik Teknik Müdürü Yaşar Canca, “Teknik bakım, yedek parça/malzeme yönetimi”, Türk P&I Genel Müdürü Ufuk Teker, “Sigorta”, Deniz Emniyeti Derneği Başkanı Cahit İstikbal ise “Kılavuzluk /VTS” sunumlarını gerçekleştirdi.

III. Oturumda ise AVS Global Ship Supply Yönetim Kurulu Başkanı Abdulvahit Şimşek sunumunu gerçekleştirdi. Denizcilik sektörüne gıda ürünleri ve sebze satmayla başladıklarını dile getiren Şimşek bununla beraber, armatörlük, gemi acenteliği, bakım-onarım, denizcilik sektöründe akla gelebilecek birçok alanda yer aldıklarını tedarikçilik yaptıklarını söyledi. Bir geminin işletmesinde önemli bazı parametlerin olduğunu belirten Şimşek, bu parametlerin iyi yönetilmesi durumunda gemi sahibinin yatırımının karşılığını alacağını söyledi. Yaptıkları araştırmalar sonucu dünyada 55 bin parça gemi olduğunu aktaran Şimşek, bu sayıdaki personel giderleri hesaplandığında 3 milyar dolarlık bir pazarın ortaya çıktığını belirterek, “Yani domates, biber, patlıcan işi 3 milyar dolarlık bir pazar işi” diyerek bunun Türkiye’ye yansıyan boyutunun 5 yüz milyon dolarlık bir pazar olduğunu söyledi.

“Bu anlamda Türkiye’de ilkiz”

Küresel olarak gemi tedariği işi yaptıklarının altını çizen Şimşek, teknik olarak da böyle bir çalışma yaptıklarını aktardı. Armatörün belirlediği günlük bir rakam üzerinden hizmet verdiklerini aktaran Şimşek, “Bu rakamı küresel anlamda veririz. Gemi nereye giderse gitsin, hangi coğrafyada olursa olsun, gemilerin ihtiyacını karşılarız. Ve bu şartlar altında kontratı imzaladığımız zaman, armatör günlük anlık piyasaya göre taleplerde bulunmaz. Bu durumda armatörün sürprizler yaşamamasını sağlıyor. Çünkü biz gemileri uğrayacağı limanlarla ilgili oluşabilecek fiyat farklarıyla ilgili onları yönetiyoruz. Bu da bizim küresel anlamda çok sağlam tedarik oluşturmamızı sağlıyor. Çünkü biz bugün 220 tane geminin tedariğini sağlayan bir yapıya dönüştüğümüz için güçlü bir müşteriyiz tedarikçiler için. Bunun için onlar bize iyi fiyat vermek zorundalar. Bizimle daha yakın ilişki içinde olmak zorundalar. Bu da doğal olarak armatöre yansıyor. Bizim görevimiz nedir armatörü memnun etmek. Türkiye’de bu anlamda ilkiz. Ve ilk defa da yunanistan ile böyle bir işin içine girdik. Yunan pazarında da bu hizmeti veriyoruz. Aynı zamanda gemilerde de cetring hizmeti veriyoruz. Ayrıca gemilere kendi aşçılarımızı yetiştirip yemek yaptırtıp artık armötürün o taraflada ilgilenmesini istemiyoruz. Armatöre biz sizin yerinize bunları yapalım siz diğer işlerle ilgilenen diyoruz” diye konuştu.

Yeni nesil tedarik ve dijitalleşmeye de değinen Şimşek, “Çok çok önem arz ediyor. Yazılım firmamız var. düşündüğümüz şeyi kurgulayıp çok rahatlıkla sunabiliyoruz” dedi.

Türkiye bölgenin en iyi yakıt ikmal noktası

Ardından konuşan Enerji Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Muhtaroğlu yakıt ikmal piyasasının denizciliğin yüzde 50’sini oluşturduğunu söyledi. Gemi ikmal işinin zorluğunudan bahseden Muhtaroğlu, ikmal için çeşitli vasıtalar kullanıldığını belirtti. Yakıt ikmali hizmetinin dünya çapında çok geniş imkanlarla yapıldığını aktaran Muhtaroğlu, teknik olarak yakıtların IMO’nun belirlediği standartlara göre yapıldığını ve Türkiye’nin bölgenin en iyi ikmal noktası olduğunu söyledi. İstanbul’un da çok önemli bir ikmal merkezi olduğunun altını çizen Muhtaroğlu, “12 bin gemi burada yakıt ikmali yapıyor. Boğazlardan binlerce gemi geçiyor. Hedefimiz daha fazlasının buradan yakıt ikmali yapmasıdır” dedi. Armatörlerin yakıt almak için durduklarında ilave çok sayıda hizmetten yararlandıklarını kaydeden Muhtaroğlu, “Bu da ilave istihdam, ilave gelir kaydeder” dedi.

‘Hepimiz bir arada olunca gemi gidiyor’

İMEAK DTO Meclis Başkan katibi Barış Türkmen ise, yağ ve su ikmali yapmaya başladığında bugüne oranla çalışmanın daha zorlu olduğunu ve bu sıkıntıları aşarak bugüne geldiğini aktardı.

“Hepimiz bir arada olduğumuz zaman gemi gidiyor” diyen Türkmen, “En önemlisi gemisi ve armatörü. Gemi ve armatör olmadan diğerleri de olmaz. Yük taşıdığımız müddetçe, gemiler armatörler olduğu müddetçe hepimiz bunun birer parçasıyız” dedi. Çoğunlukla Yenikapı’da ikmal yaptıklarını ya da tersaneye giderek tersanedeki gemiye ikmal yaptıklarını kaydeden Türkmen, bazı yerlerde denizden ikmal yapılmasını izin verilmemesi nedeniyle kara tankerleriyle ikmallerini yaptıklarını kaydetti. Bazı özel teknelere ne karadan ne de denizden ikmal yapamadıkları için özel teknikler geliştirdiklerini ve uzaktan motorlarla ikmal yaptıklarını belirten Türkmen, yağ ikmalinin yıllkı 12 bin ton ile en fazla İstanbul’da olduğuna işaret eden Türkmen, “Hepimizin bu işten ekmek yememizin tek sebebi coğrafi konumumuz. İstanbul Boğazı bu bölgedeki en güzel ikmal yeri. İstanbul’dan geçerken her türlü ihtiyacını giderebiliyor. Herhangi bir rota değişikliği yapmadan hatta geçiş sırası beklerken dahi ikmalini yapıp devam ediyor. O yüzden bu bizim coğrafi avantajımız” diye konuştu.

Türkmen’in sunumunun ardından soru-cevap bölümüne geçildi. 4. oturumda ise Omikron Deniz Hizmetleri CEO’su Kaptan Özgür Alemdağ, KOSDER Müdürü ve İnsan Kaynakları Danışmanı Tibet Özay ve Hakan İlağa’nın sunumları ile devam etti.


Bunları da beğenebilirsin