Denizcinin anasayfası

Cem Gürdeniz : “Karadeniz’de fırtına başlamak üzere”

Montrö Sözleşmesi ile ilgili bildiri yayınladıkları için soruşturma açılan 104 emekli amiralin davasında emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ifade verdi

Emekli tümamiral Cem Gürdeniz, Çağlayan’daki İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki talimat duruşmasına katıldı. Gürdeniz’e destek için çok sayıda kişi de duruşma salonuna geldi. Gürdeniz mahkemede verdiği ifadesinde, “Bu dava bütün hukuk sisteminin siyasallaştığını gösteriyor. Whatsapp grupta şerefli Türk amirallerinin hazırladığı çok masum açıklamayı, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili kamuoyunda menfi yönde tartışılması için yapıldığını görünce destek verilmesi gerektiğini düşündüm. Bahriyeli olarak ömrümün 50 yılını verdim. Metinde sarıklı amiral eleştirisi de vardı. Türk amirallerinin Montrö duyarlılığı ve sarıklı amirale ilişkin duyarlılığını gösterdik. Pişman değilim” dedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 103 emekli amiralin ‘Montrö‘ duyurusu üzerine, ‘Devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma’ suçunun işlendiği iddiasıyla, amiraller hakkında 12 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlemişti. Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi de iddianameyi kabul etmişti.

Veryansın TV’nin haberine göre, 103 emekli komutan arasında yer alan emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, ilk duruşması 21 Mart’ta Ankara görülecek olan dava kapsamında bugün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek, talimatla ifade verdi.

Cem Gürdeniz ifadesinde, duyurunun yayınlandığı dönemde Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin tartışıldığını ve bu antlaşmanın neredeyse ortadan kaldırılmasının gündeme geldiğini anımsattı.

Emekli amirallerin konuya ilişkin ortak bir basın açıklaması hazırladıklarını belirten Gürdeniz şu ifadeleri kullandı:

“Aktif olmadığım bir WhatsApp grubunda şerefli 104 amiralin ortaklaşa hazırlamış olduğu masum bir yazışmada Montö Boğazlar Antlaşması’nın kamuoyunda tartışıldığını görünce, bunun çok değerli olduğunu ve destek vermem gerektiğini düşündüm. Ömrünü Türk deniz doktrinine vermiş, Mavi Vatan’ın isim babası bahriyeli biri olarak tabi ki metinde sarıklı amiral eleştirisinin de uygun olduğunu gördüm. Hazırlayan amirali arayıp beni de dahil edebilirsiniz dedim. Anayasanın 26. maddesi gereğince tekil veya çoğul şekilde fikir beyan edilebilir.

Montrö Türkiye’nin can simididir

Bakın Ukrayna, Türkiye’den Boğazları kapatmasını istedi. Montrö Türkiye’nin can simididir. Balyoz’dan 3 buçuk yıl bu vatan için hapis yatım Mavi Vatan için yaptıklarım yüzünden. Pişman değilim. Bu davanın siyasi bir dava olduğunu düşünüyorum. Devletimden bu davadan derhal vazgeçmesini istiyorum.”

Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Hüsnü Bozkurt, ADD Genel Sekreteri ve eski CHP Milletvekili Namık Havutça ve Bosna Sancak Derneği yöneticileri de Cem Gürdeniz’e destek vermek için duruşmada hazır bulundu.

İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu da duruşmayı takip etti.

Amiral Gürdeniz, ifade işleminin ardından adliye önünde basın açıklaması yaptı.

İşte Cem Gürdeniz’in açıklaması:

‘’Bildiğiniz üzere 4 Nisan 2021 günü 104 emekli amiralin whatsup grubunda oluşturduğu Kanal İstanbul neşetli Montrö Sözleşmesi tartışmaları ile bir tarikatta askeri üniforma üzerinde dini kisveler giyen ve kamuoyunda sarıklı Amiral olarak bilinen bir şahsın yarattığı hassasiyetleri dile getiren ve anayasamızın 26. Maddesi paralalelinde kaleme alınan bir basın açıklamasına onay verdiğim için diğer 9 amiral ile birlikte 5-12 Nisan 2021 tarihleri arasında 8 gün Ankara’da göz altında tutuldum. Daha sonra bir hafta süre ile ayağıma elektronik kelepçe takılarak şehir dışına çıkmam bile yasaklandı.

Değil Türkiye, dünya tarihinde eşi ancak polis devletlerinde görülecek darbe imalı bildiri suçlamasıyla özgürlüğüm çalındı. Aynen FETÖ isimli iblis ihanet çetesinin ve ortaklarının Balyoz kumpası ile 3,5 yıl Hasdal ve Silivri’de özgürlüğümün çalınması gibi.

Bize atalarımızın armağanı dünyanın en seçkin coğrafyasının oluşturduğu vatanımız ile Mustafa Kemal Atatürk tarafından miras bırakılan Cumhuriyetimiz uğruna iftiraya ve zulme uğramaya ve gerektiğinde bedel ödemeye devam ediyorum ve  bununla gurur duyuyorum.

Balyoz’da 2012 yılında 18 yıl hüküm giydiğimde savunma yapmadım. FETÖ Mahkemesine açıkça sizi tanımıyorum dedim. O günlerde Türk kamuoyuna basın açıklaması ile bir mesaj vermiş, şu cümlelerle tamamlamıştım:

‘’Eğer bir tasfiyeyi gerçekleştirmek için darbeci iftirasına uğramışsam ve bunun arkasındaki gerçek neden vatan sevgim ise yaşadığım bunca haksızlıklara rağmen vatanımı ve Atatürk’ü sevmeye daha büyük bir coşku ile devam ediyorum, hala!’’

Darbe imalı 104 Amiral Bildirisi suçlaması ile Ankara’da tutuklu kaldığım 8 gün sonunda da basına yaptığım açıklamada şunları söylemiştim.

‘’Haklı tarafta, doğru tarafta olmak. Bunlar çok önemli. Bu kadar basit bir basın açıklamasından bu aşamaya gelmek de tam anlamıyla bir iletişim kazası. Ama bu kazanın nedenini bizde aramayın.’’

104 Amiral davasının iddianamesi 7 Aralık 2021 tarihinde kabul edildiğinde de basına şu açıklamayı yapmıştım:

‘’Rusya Ukrayna sınırı barut fıçısı. Karadeniz’de fırtına başlamak üzere. Montrö yeniden dünya gündemine gelecek. Ve perde: Akla ziyan Montrö iddianamesi piyasaya sürülüyor. Tanrı Türk milletini korusun.’’

17 Aralık 2021 tarihinde davaya bakacak olan mahkeme iddianameyi kabul ettiğinde şu açıklamayı paylaştım:

‘’Montrö İddianamesi kabul edilmiş. Balyoz iddianamesi de kabul edilmişti. Biri whatsup diğeri sahte CD iddialarına dayanıyor. İkisinin ortak yanı Türk hukuk sistemine onarılmaz hasar vermesi. TL değer kaybediyor diye üzülüyoruz. Asıl üzülmemiz gereken Türk hukukunun değer kaybı.’’

Değerli Basın Mensupları

Ben hala haklı ve doğru tarafta kalmaya devam ediyorum. Türkiye’de haklı, doğru ve namuslu cephede yerini korumanın zorluğunun farkındayım. Ayağıma kelepçe takılmış olsa da; pasaportuma el konulmuş olsa da; korumalarım alınmış olsa da ama en önemlisi canım kadar sevdiğim bahriye ve bahriyelilerden koparılmış olsam da Atatürk’e, vatanıma ve mavi vatanıma sadık kalmaya devam ediyorum ve ölene kadar devam edeceğim.

Savunduğum tüm değerler, tüm fikirler tarihin ve bilginin süzgecinden geçmiş, Türkiye’nin zaman zaman seviyesizlik rekoru kıran iç siyaseti ve kahve sohbetinin sınırlarını geçemeyen kutuplaşmış ortamının dışındadır. Tek ideolojim Kemalizm, tek rehberim Mustafa Kemal Atatürk’tür. Değerlerimi doğduğum ve kurduğum ailelerim ile gerçek ve tek sahibi Atatürk olan Cumhuriyet Donanmasından alıyorum. Türk savunma ve dış politika gündemiyle, düşünce dünyasına kitaplarım, makalelerim ve sosyal medyadaki videolarım üzerinden Mavi Vatan, deniz jeopolitiği ve genelde jeopolitik öğretiyi getirmeye ve katma değer üretmeye devam edeceğim.

21 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’daki Luhansk ve Donetsk bölgelerinin bağımsızlığını tanımasıyla dünya fiilen çok kutuplu dünya düzenine geçti. Batının büyük meydan okuması ve tehditlerine rağmen Çin’i arkasına alan Rusya Federasyonu jeopolitik bir hamle ile yeni düzeni başlattı. Bu sürecin topyekûn konvansiyonel bir savaşa dönüşmeden dengeye kavuşması dileğimizdir. Bu sürecin başlangıcında 14 Ocak 2021 tarihinde kamuoyuna şu açıklamayı yapmıştım: ‘’Montrö Sözleşmesine yönelik Türkiye’nin tutumu İkinci Dünya Savaşından daha zor bir döneme girecek. 1939’da bağımsızdık. Bugün NATO üyeliğimiz Rusya Ukrayna krizinde bizi çıkarlarımız dışında maceraya sürükleme potansiyeline sahip. Çok dikkat edilmeli.’’

30 Ocak 2022 tarihinde de kamuoyuna şu açıklamayı yapmıştım: ‘’Ukrayna krizi savaşa dönüşürse bundan en çok zarar görecek ülke Türkiye olacaktır. Ankara, Montrö Sözleşmesinin Rusya aleyhinde yorumlanmasından, NATO gemilerinin Karadeniz çıkışlarına tolerans gösterilmesine kadar çeşitli baskılara maruz kalacaktır.’’

Burada tekrar ediyorum. Montrö Sözleşmesi NATO ve Batı baskıları karşısında bir barış denizi olarak kalması gereken Karadeniz’de tarafsız ve bağımsız politikamızın tek güvencesidir. Nitekim Cumhurbaşkanı ‘’Türkiye’nin NATO ile Karadeniz’de çıkarları örtüşmüyor’’ deklarasyonu yapmıştır. Benzer şekilde

Millî Savunma Bakanlığı da ‘Montrö Sözleşmesi’nin sağladığı düzenin bütün taraflar için yararlı olduğunu’’ dile getirmiştir.

O zaman 104 Amiralin bugünleri öngörerek dile getirdiği Montrö ve sarıklı Amiral hassasiyeti nasıl oluyor da hukuk kumpası üzerinden bir linç kampanyasına dönüştürülüyor? Türkiye’de yer yerinden oynatılıyor. Donanmaya büyük hizmetleri geçmiş 104 çok değerli amiral bilinçli ve organize bir itibarsızlaştırma kampanyasının hedefi haline getiriliyor? Yargı süreci başlamadığı halde tarafsız kalması gereken devlet kurum ve kuruluşları nasıl oluyor da bu saldırıda taraf olabiliyor? Hukuk Biliminde adı bile geçmeyen darbe imalı bildiri kavramı üzerinden yaş ortalaması 75-80 olan 104 emekli Amiral üzerinden büyük bir korku iklimi ve baskı ortamı yaratılabiliyor?

O zaman şimdi de ben soruyorum. Ben Hodges isimli eski Avrupa Amerikan Kara Kuvvetleri Komutanı Amerikalı Emekli Orgeneral, 13 Şubat günü bir Türk televizyonuna verdiği demeçte şunları söylüyor: ‘’Bence Türkiye batının Rusya’nın ekonomik misillemelerine karşı kendisini koruyacağına daha çok güvense o zaman Montrö Sözleşmesini daha sıkı uygulayabilir. Rus denizaltıları bu sözleşmeyi ihlal ediyor. Türk müttefiklerimizle, onların Rusya’nın karşı tepkisine maruz kalmayacaklarından emin olacakları doğru bir ilişki kurmamız durumunda, Türkiye’nin elinde Rus askeri gemilerine boğazları kapatmaları için meşru nedenler bulunuyor.’’

Peki bu demece karşı Türk basını, Türk kamuoyu cevap veriyor mu? Hayır. 104 amirali linç eden sistem, Amerikalı bir emekli generalin ‘’Türkiye Montrö’yü ihlal ediyor’’ suçlamasına tek cevap vermiyor.

11 yıl önce Balyoz manifestomun sonunda şöyle demiştim.

‘’Anadolu coğrafyasının donanmasızlığa ve tırnakları sökülmüş, ulusal koruma refleksini kaybetmiş donanmalara tahammülü yoktur.  Bu dijital terör saldırısı sonunda eğer bahriye kan kaybeder, seçkin denizcilerinin tasfiyesi başarılı olur ve bunun yansımaları gelecek günlerde denizlerimizde ulusal çıkarlarımızın aleyhine tecelli ederse, tarih ve gelecek nesiller önünde, bahriye üzerinde bu oyunu oynayanlar kadar, bu oyuna alet olanlar ile sessiz kalanlar da suçlu olacaktır. Takdir aziz milletimizindir. “

Balyoz ihanetinin savcı ve hakimleri ile donanma içindeki işbirlikçileri şimdi hapiste. Diğer taraftan Balyoz’da büyük tasfiye ve haksızlığa uğrayan biz bahriyeliler sayesinde Türkiye’de Mavi Vatan farkındalığı tetiklendi. Şu an devlet ve halkımız Mavi Vatanı biliyor ve koruyor. 104 Amiral kumpası da Montrö farkındalığını tavana taşıdı. Bugün herkes Montrö Sözleşmesinin hayati önemini biliyor ve Ukrayna Rusya krizinde bu değerli sözleşmeyi tarafsızlığımızın garantisi olarak kullanıyor. Bu süreçte de aynısı Balyoz’da yaşandığı üzere başlangıçta bize peşinen hüküm giydiren iradenin sahipleri savunduğumuz değerleri savunmak zorunda kaldılar. İşte Mavi Vatan işte Montrö Sözleşmesi.

Dilerim, Türkiye Karadeniz’de ulusal çıkarlarımızın aksine ABD ve NATO oldu bittileri ile karşılaşmaz. Dilerim, Montrö Sözleşmesi bu zor süreçte Türkiye’nin tarafsızlık garantisi olmaya devam eder. Dilerim whatsup iddianamesi temelli bu hukuk garabeti dava tarihin arşivlerinde yerini alır. Hepinize saygılar sunarım.”

Soruşturma süreci ve gözaltılar

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 4 Nisan tarihli Montrö duyurusu ile ilgili TCK’nın 316/1 maddesinde yer alan ‘Devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma’ suçundan resen soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında söz konusu duyuruyu hazırlayan ve yayımlanma sürecinde aktif faaliyet gösteren 14 emekli amiralden 10’u Ergun Mengi, Atilla Kezek, Alaettin Sevim, Cem Gürdeniz, Nadir Hakan Eraydın, Bülent Olcay, Kadir Sağdıç, Türker Ertürk, Turgay Erdağ ve Ali Sadi Ünsal gözaltına alınmış; Engin Baykal, Cemil Şükrü Bozoğlu, Mustafa Özbey ve Atilla Kıyat ise emniyete ifadeye çağrılmıştı. Emekli amiraller, ifade işlemlerinin ardından yurt dışı yasağından oluşan adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Diğer komutanlar da daha sonra ifadeye çağrılmış ve ifadeleri alındıktan sonra adli kontrolle serbest bırakılmıştı. Emekli amirallere bir süre elektronik kelepçe takılmış, tepki çeken bu uygulamadan daha sonra vazgeçilmişti.

İddianamede ne var?

Cumhuriyet Başsavcı Vekili Veysel Kaçmaz ve Cumhuriyet Savcısı Oktay Akkaya tarafından hazırlanan 181 sayfalık iddianamede, 103 emekli asker sanık olarak yer aldı. Cumhurbaşkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’nın da müşteki olduğu görüldü.

İddianamede emekli amirallerin Türkiye tarihinde gerçekleşmiş darbe, muhtıra, bildiri ve benzeri olaylardan “ilham alarak” metni hazırladıkları savunuldu. Amirallerin, ADMEK-2 isimli WhatsApp grubunda söz konusu “bildirinin” taslağının paylaşılmasından itibaren metnin oluşturulmasına kadar katkı sundukları, altını imzalamayı kabul ettikleri ve yayımlanması için anlaştıkları belirtildi.

103 ismin “ortak bir iştirak iradesiyle hazırlanan bildirileri kamuoyuyla paylaşarak meşru iktidara karşı harekete geçmek üzere ve hükümetin görevlerini yapmasının kısmen veya tamamen engellenmesi amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde emir komuta dışında hareket edilmesini hedefledikleri” öne sürüldü.

TESUD Başkanı da sanık oldu

Milli Savunma Bakanlığı’nın “Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) yöneticileri, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la görüşmelerinde emekli amirallerin Montrö bildirisini kınadı” açıklamasını yalanladıkları için görevden alınan TESUD yönetimi hakkındaki soruşturma dosyası da ‘Amiral bildirisi’ dosyasıyla birleştirildi. Evi basılarak, kendisine ait telefon ve dijitallere el konulan eski TESUD Genel Başkanı emekli Tuğgeneral Namık Kemal Çalışkan da iddianamedeki ‘sanıklar’ arasında yer aldı.

Siyasilerin açıklamaları kamuoyu tepkisi olarak gösterildi

İddianamede, ‘103 amiralden Möntrö bildirisi’ başlığıyla basında yer alan metnin, internet haber siteleri ile sosyal medya hesapları üzerinden kamuoyunda yayılmaya başladığı andan itibaren “büyük tepkiyle karşılandığı” iddia edildi. Buna örnek olarak ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanlığı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın açıklamaları gösterildi.


Bunları da beğenebilirsin