Denizcinin anasayfası

Delmar Safety dost sohbetinde doğdu dünyaya açıldı

Delmar Safety , dünya çapında 10 noktada yıllık 3 bine yakın gemiye denizde emniyet hizmeti veriyor.

Sadece Denizcilik Dergisi’nde

Çelik Çelikyaman
celik@DenizcilikDergisi.com

Dünya denizlerinde gemi ve personel güvenliği denilince akla gelen firmalardan biri Delmar Safety. Altısı İTÜ Denizcilik Fakültesi (YDO) mezunu sekiz arkadaş tarafından 2004 yılında kurulan şirketin ismi de bir dost sohbeti sırasında ortaya çıkmış. 2010 yılında yurt dışına açılan ve bugün dünyanın tüm limanlarında yangın ve gemide can güvenliği konusunda servis hizmeti verebilecek kapasiteye ulaşan Delmar Safety’yi, İTÜ Denizcilik Fakültesi (YDO) 1995 Güverte mezunu, Yönetim Kurulu Üyesi Kapt. Kayhan Aytuğ ile konuştuk.

İsmi denizden gelen

2004 yılında, YDO’dan mezun sıkı dostların buluştuğu bir sohbet sırasında doğan Delmar Safety bugün gemilere dünya çapında hizmet veriyor. Firma ismi, tüm kurucuları gemiden gelmiş insanlar olduğu için, İspanyolca “denizden gelen” anlamında Delmar olmalı diyerek, 1995 Güverte mezunu Barış Özenç tarafından konulmuş.

Delmar Safety, 1995 güverte mezunları Barış Özenç, Merih Özgül, Kayhan Aytuğ, 2003 Güverte mezunu Arda Akyüz, 2001 Güverte mezunu Taylan Demir ve 2001 Makine mezunu Aydın Kozak ile Seyfullah ve Salih Altıkaya tarafından kurulmuş.

Kayhan Kaptan, kendisini, Delmar Safety ve hizmetlerini anlattı :

“Sekiz sene denizde çalıştım. Kimyasal tankerlerde zabitlikten kaptanlığa kadar görev aldım. Yeni inşa gemilerin en yoğun olduğu zamanlarda Tuzla’da gemi inşa sorumluluğu yaptım. Çiziminden anahtar teslimine kadar yeni inşa gemilerin her aşamasında bulundum. Kural ve kaideleri o zamanlarda öğrendim.”

Üretiyoruz, satıyoruz ve servis sağlıyoruz

Şu an İstanbul’da, İzmir’de, Rotterdam’da, Houston’da, Philadelphia’da, Portland’da, New Orleans’ta, Singapur’da, Napoli’de ve Şangay’da şubelerimiz var. Denizde can kurtarma araçları, yangın önleme ve yangına müdahale araçlarının üretimi, satışı ve tümünün servis hizmetini sağlıyoruz. Filika ve mataforada yirmi markanın temsilcisi ve yetkili servisiyiz. Yangın tarafında ise her markaya hizmet veriyoruz.

Pilot ve yolcu merdivenleri, yangın dolapları, yangın elbiseleri, yanmaz can halatı, pneumatic halat fırlatma cihazı üretiyoruz. Bu üretimler Rotterdam’da, Singapur’da ve Houston’da da sertifikalandırılmış olarak yapılmakta.

Dünyaya açılan ilk safety firmasıyız

“Biz bu şirketi kurarken amacımız uluslararası firmalarla rekabet etmek ve büyük filolu şirketlerle çalışmaktı. Bu sebepten dolayı merkez ofisimiz açılmadan önce yurtdışındaki ofislerimizin lokasyonları belirliydi.

İlk yurtdışı ofisimizi 2010 senesinde Rotterdam’da açtık. 2014 senesinde Houston, 2016 senesinde Singapur ve Napoli ofislerini, 2018 ve 2019’da da diğer lokasyonlarımızı kurduk.

Açmış olduğumuz ofislerin herbiri Delmar ismiyle faaliyet göstermekte. Herhangi bir lokal firma ile alt yüklenici ya da ortaklık yapmadık. Yurtdışı ofislerimizin tümünde yöneticilerimiz Türk ancak çalışanlarımızın tümü o ülkelerin vatandaşları.

Yurt dışında atölyesi, stoğu, personeli olan firma açmak hem yatırım maliyeti hem de lokal vergi ve istihdam kuralları sebebiyle kolay süreçler değildi. Tüm bunları göze alarak kazandığımız her şeyi, şirketimizin ve yeni lokasyonlarımızın kurulmasına, güçlenmesine ve tanıtılmasına yatırdık.

Müşterilerimizin tamamına yakını yabancı

Yurt dışında yaptığımız tüm bu yatırım ve tanıtım faaliyetlerinden dolayı da müşterilerimizin hemen hemen tamamı yabancı firmalar haline geldi.

Zaten başlangıçtaki amacımız da buydu. Yabancı armatörlere sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde bir Türk firması olarak servis vermekti.

Tüm bu yurt dışı yatırımları yaparken, Türkiye’de çalıştığımız müşterilerimizin memnuniyetlerini de azaltmadık. Onların da hem Türkiye’de hem de yurtdışında işlerini yapmaya ve memnuniyetlerini arttırmaya devam etmekteyiz.

2019 senesinde dünya çapında 2 bin 773 gemiye sadece servis hizmeti verdik. Türkiye’de bizden önce kurulmuş, bizimle aynı işi yapan, kendi kulvarlarında iyi firmalar var. Ama hem üreten, hem satan, hem de servisini yapan dünyadaki birkaç firmadan biriyiz. Türkiye’den bu işleri yaparak, dünyaya açılan ilk firma olmanın gururunu yaşıyoruz.

Şirket açmış olduğumuz ülkelerin bazılarının İstanbul konsolosluklarının ülkelerinde yapmış olduğumuz yatırımlardan dolayı tarafımıza takdim etmiş oldukları teşekkür plaketleri bu haklı gururumuzu perçinliyor.

Sabit fiyatla dünyanın her yerinde hizmet

Dünyada lokasyon sayısı arttıkça, büyük filoları olan firmalarla irtibat kurmanın ve anlaşma sağlamanın kolaylığı oluyor. Çünkü büyük filoları olan armatör ya da işletme firmaları genellikle global kontratlar yapıyorlar. Bu kontratları yapabilmek için de onlara çok sayıda lokasyonda hizmet verebiliyor olmak tercih sebebi oluyor.

Bu firmalara dünya çapındaki bir çok limanda sabit fiyatla gemilerinin servisini yapabilme taahhütünü veriyoruz.

Eğer sadece Türkiye’de olsaydık, bu tip firmalarla gemileri Türkiye’ye geldikçe çalışmaktan öteye, gidemezdik.Ancak şu an lokasyonlarımızla servisi biz onlara götürüyoruz. Bu durum firmalara çok büyük kolaylık sağlıyor. Çünkü verdiğimiz sabit fiyat garantisi ile firmalar bir senelik bütçesini sabit bir rakam olarak belirleyebiliyorlar. Ayrıca birçok lokasyonda aynı firma ile muhatap olmayı kesinlikle tercih ediyorlar.

Düşünsenize; bir sene önce Houston ofisinin yapmış olduğu bir servisi bir sene sonra Singapur ofisi yapıyor ve bir enspektör ya da satınalma sorumlusu hep aynı firma ile kontak kuruyor.

Atölyelerimiz ve ofislerimiz, sadece bağlı olduğu liman ya da şehir degil, aynı zamanda komşu şehir ve ülkelerde de servis hizmeti verebilmektedir.

Rotterdam ofisimiz ile Danimarka’dan Fransa’ya kadar Kuzey Avrupa’yı, Napoli ofisimiz ile İspanya’dan Yunanistan’a kadar Güney Avrupa’yı, Singapur ve Şangay ofislerimiz ile Uzakdoğu’yu yönetebiliyoruz.

Houston ofisimiz ile Amerika’nın körfez bölgesine vermiş olduğumuz servis hizmetini bu senenin başında New Orleans’ta kurduğumuz yeni atölyemiz ile kuzeye doğru genişletmeyi başardık. Philadelphia’ya ofis açtık ve bu şekilde Kuzey Amerika’nın batı kıyısını opere edebiliyoruz. Sonraki planımızda ise Kuzey Amerika’nın doğu kıyısı için Seattle Limanı var.

2020 için hazırız

Biz henüz çok yeniyiz. 2004’te kurulduk. Bence çok yeni bir firma. Yurtdışına açılmamız 2010 senesi. Sekiz yılda yurt dışında çok iyi yerlere geldik, daha da büyüyerek ofis sayımızı ve müşteri sayımızı artıracağız. Bizim yaptığımız işte önceden bilgi almak önemli. IMO’nun alacağı kararları önceden bilmek büyük önem taşıyor. 2020 kuralları için hazırız. Her yerde hazırlıklarımız tam. Yapmak lazım, çok çalışmak lazım.

Denizde standartlar çok katı

Denizde standartlar daha katı. Gemi sefer yaptığı bölgelerin kurallarına uymak zorunda. Bu yüzden tüm denizcilik kuralları dünyada aynı standartta. Gemilerin Türkiye’de girdiği denetimle ABD’de girdiği denetim aynı. O standardı yakalamak zorunda.

Bir marka yarattık ve onu korumamız lazım. Müşterilerimiz ürettiğimiz ürünleri, markalarıyla  istedikleri zaman, bizim hoşumuza gidiyor. “Gönder bir merdiven” diye istek gelmiyor. “Bize şu marka merdiven gönder” diyorlar.

Filika ve mataforada iddialıyız

Yaptığımız işte iddialıyız. Filika, matafora servislerinde özellikle iddialıyız. Güçlü ve eğitimli servis mühendislerimiz tüm lokasyonlarımızda bu servisleri en iyi kalitede vermekteler.

Çalıştığımız firmalar gerçekten çok büyük firmalar. Hata yapma lüksümüz hiç yok. Sanırım çalıştığımız firmalar da bu hizmetlerimizde bize güveniyorlar ki bu günlere gelebildik. Fiyat avantajı da var tabi ki.

Denizcileri eğitmek için stajyer alıyoruz

Denizde çalışmaya başlayan yeni zabitin de gemilerde  sorumluluk aldığı iş safety. Bunların aylık bakımlarını, kontrollerini yapıyorlar. Denizden gelen demekle kastettiğimiz aynen bu idi. Bunun için çok sayıda stajyer alıyoruz ofisimize, liseler de dahil. Çünkü gemiye çıktıklarında bu işi yapacaklar. Hiç olmazsa burada görsünler, öğrensinler bunu.

Gemide eğitim çok önemli

Denizde kaldığım zamanda denizcilik eğitiminin önemini anladım. Çalıştığım Aksay okul gibi bir firmaydı. Toplam 14 gemisi vardı. Her hafta talim olurdu gemide. Denize adam düşme, tahliye, yangın talimleri. Ayda bir gemiye şirketten gelirler, eğitim verirler, sınav gibi sorular sorarlardı. Her şey mükemmeldi.

1999 yılında Atlantik’te, İspanya açıklarında gemimiz çatıştı. Ciddi bir çatışmaydı. Geminin baş tarafı çatışma perdesine kadar akordiyon gibi gelmişti. İkinci kaptandım. Gece 03:00’de büyük bir gürültüyle uyandım. Yataktan fırladım. Çarpılan yere doğru gittim. Üçüncü mühendis de geldi. Batıyor muyuz, ne kadar zararımız var diye baktık. Yarım saat kadar geçmiş zaman. Kaptana durum raporu vermek için geriye, yaşam mahaline geldim. Kaptana durum raporunu verdim ve güverteye inerken kamaraya uğrayıp eşimin durumunu kontrol etmek istedim. Kamaraya girdiğimde eşim kalın giyisilerini giyinmiş, pasaportlarımızı ve değerli olabilecek evraklarımızı bir torbaya koymuş ıslanmasın diye. Can yeleğini giymiş benimkini de hazırlamış ve olası bir gemiyi terk durumu için bekliyordu.

Orada anladım ben bu işin gerçekten ciddi ve kurallara uygun yapılması gerektiğini. Eğitimin sadece talimlerde değil gerçek bir tehlike anında da doğru kararların alınması sağlanıncaya kadar tekrar edilmesi gerektiğini.

Zeymerine’le güç ortaklığı

Önümüzdeki dönemler için başka projelere yöneldik.Türkiye’de gemi acentalığı hizmeti veren Zeymarine firmasıyla global bir ortaklık yaptık. Dünyada çok fazla yerimiz var, çok fazla networkumuz, çok fazla servisimiz var. Aynı network’e farklı bir hizmet sunalım dedik. Bunun da gemi acentalığı olmasına karar verdik. İlk olarak Rotterdam’da açtık acentalık ofisini, daha sonra Singapur şubesi açıldı. Diğerleri sırasıyla takip edecekler. Artık aynı müşterimize, aynı portföyümüze, farklı bir hizmet veriyoruz.

Gemi adamı yetiştirmeyelim

Bir çok kurum eğitim ile alakalı çalıştay yapıyor. İyi ya da kötü birçok fikir ve yöntem bu çalıştaylarda tartışılıyor.

Ben Türklerin denizci bir millet olmadığını düşünüyorum. Belki çok eskiden öyle imiş. Ancak son senelere baktığımızda okullardan mezun olan öğrencilerin ya denize hiç çıkmadıklarını ya da denizde çok az süre ile çalıştıklarını görüyoruz. Bunun sebebi denizde çalışanların kazandıkları paranın düşük olduğunu düşünmesi değil bence.

Belki de gemi hayatı Türkiye’de yetişen yeni nesillere uymuyor artık. Sonuçta Türkiye dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri ve görece olarak önündeki bir çok ülkeye göre de daha az nüfusa sahip.

Ayrıca denizden para kazanmanın ya da katma değer elde etmenin tek yolu da denizde gemi adamı olarak çalışmak değil. Belki de Türkiye gemi adamı yetiştirme ülkesi değil.

Geminin sigorta, brokerlik, işletme, hukuk tarafı gibi bir çok tarafı var. Belki de Türkiye bu taraflara adam yetiştirmeli. Mesela İngiltere’nin gemi adamı yok ama Filipinler’den daha fazla kazanıyor denizden.

Ama buna mukabil gemi adamı yetiştiren bir çok denizcilik lisesi ve fakültesi açılmış. Biz 50 tane, 100 tane okulla gemi adamı yetiştirmeye çalışıyoruz. Sonra bunları niye denizde çalıştıramıyoruz diye düşünüyoruz.

İnsansız gemiler konuşuluyor artık. Çok fazla üstelememek lazım gemi adamı yetiştirelim diye.

Ben Türkiye’de gemi adamı yetiştirilmemesi taraftarıyım. Yetiştirilecekse de belki minimum. Biz hala liseleri azaltalım mı, üniversitelere hangi dersleri koyalım onu tartışıyoruz.  Artık bu tip işlerde Türkler çalışmak istemiyor. Yoksa yabancı firmalar Türkler çok çalışmak istiyor da Hintlileri  çalıştırıyor değil.

Gemide eşimle birlikte çalıştık

Yüksek Denizcilik Okulu 1995 mezunuyum. Liseyi Ortaköy’de Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi’nde bitirdim. Kökten denizciyim yani. Mezun olur olmaz evlendim. Aşağı yukarı bütün deniz hayatım boyunca eşimle birlikte gemiye çıktım. Benimle beraber yedi sene gemide kaldı. Ben ne kadar denizde çalıştıysam o da o kadar denizde çalıştı. Evliliğimizin ilk 3 senesinde ev bile açmadık.


Bunları da beğenebilirsin