İklim değişikliğinin denizlere etkisini kamuoyunun dikkatine sunan Deniz Kültürü Derneği “Gelecek senin… Denizlerine sahip çık” sloganıyla Nişantaşı Üniversitesi’nin ev sahipliğinde ikincisi düzenlenen İklim Değişikliği Kurultayı’nda denizciler, gazeteciler, çevreciler ve bilim insanlarını bir araya geldi.
Sunuculuğunu Ayşe Olcay’ın üstlendiği etkinliğin açılış konuşmasını Deniz Kültürü Derneği Başkanı ve Vira Haber Genel Yayın Yönetmeni Dr. Hakkı Şen tarafından yaptı.
Şen, “İklim Değişikliği Kurultayı”nı düzenlemekteki amaçlarının çocuklara ve gençlere küresel ısınma ve iklim değişikliğinin geleceğimiz için büyük bir sorun oluğunu anlatmak ve bu konuda onları bilinçlenmesini sağlamak olduğunun altını çizdi.
Deniz Kültürü Derneği olarak iklim değişikliği konusunda herkesin elini taşın altına koymasını isteyen Doktor Hakkı Şen, böylesine önemli bir konuda yerel yönetimlere de büyük iş düştüğünü açıklarken, kurultaya davet edilmelerine rağmen yerel yönetimlerin bulunmamasını da eleştirdi.
İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Başkanı Tamer Kıran, Dünya ise Denizcilik Örgütü’nün (IMO) temiz bir çevre konusunda yaptığı çalışmaları anlattı.
Mutlaka önlemler almamız gerekiyor
İklim değişikliği sorununun günümüzde karşı karşıya olduğumuz büyük, karmaşık ve kritik, ayrıca bütün dünyayı tehdit eder boyutta bir konu olduğunu belirter Kıran, “Kuraklık, aşırı yağış ve seller, şiddetli kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkilerindeki artış, okyanus ve deniz suyu seviyelerinde yükselme, buzulların erimesi gibi etkenler sonucunda bitkiler, hayvanlar ve farklı ekosistemlerin yanı sıra farklı coğrafyalarda yerleşik insan toplulukları da ciddi risklerle karşı karşıya… Çevreye verilen her zararın, insanlığa artan oranda geri döndüğünü küresel ölçekte yaşadığımız örneklerle görüyoruz. Bu ciddi tehdit karşısında mutlaka önlemler almamız gerekiyor.” dedi.
Hedef daha düşük emisyon
Tamer Kıran, “Türk Denizcilik Sektörü, deniz çevresinin korunmasına atfettiği öneme istinaden, bu yöndeki tüm uluslararası anlaşmalara taraf olmuş ve bu anlaşmaların gereklerini yerine getirmek için elinden geleni büyük bir azim ve gayretle yapmaya çalışmaktadır.” diye konuştu.
Uluslararası denizciliğin aslında karbon salınımına en az yol açan taşıma şekli olduğunu, küresel karbondioksit emisyonlarının sadece yüzde 3’ünün denizcilik faaliyetlerinden kaynaklandığını belirten Tamer Kıran, “Bununla birlikte yine de sektör, gemilerden kaynaklanan CO2 emisyonlarının sürdürülebilir oranlara düşürülmesi için İklim Değişikliği Sözleşmesi ile yürürlüğe giren daha düşük emisyon seviyelerine ulaşmayı hedeflemektedir.” dedi.
Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün kararı ile 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren gemilerde kükürt içeriği en fazla yüzde 0,5 olan yakıtların kullanımına başlanacağına dikkat çeken Tamer Kıran, “Söz konusu kükürt düzenlemesinin uygunluğu, tüm dünyada yoğunlaştırılmış denetimlerle kontrol edilecektir. Önümüzdeki beş yıl boyunca, yeni IMO düzenlemelerine uyumun gemi sahiplerine toplam maliyetinin yaklaşık 300 milyar ABD doları olması beklenmektedir. Bu toplam maliyet 1 Ocak 2020’den itibaren düşük kükürtlü yakıtlara geçiş yapmak için değişen küresel ihtiyacın uygulamasının maliyetini de içermektedir.” İfadelerini kullandı.
Açılış konuşmalarının ardından kürsüye Samra Samer geldi. Küresel çapta iklim değişikliği karşıtı eylemlerin Türkiye’deki sesi olan iklim aktivisti Samra Samer çocuklara temiz bir dünya bırakılmasını istedi. Samer Paris Anlaşması’nın önemine dikkat çekti ve Bir an önce devletlerin bu anlaşmayı imzalamasını istedi.
İklim sorununu denizcilik sektörü açısından ele almayı hedefleyen ‘İklim Değişikliği Kurultayı’nda konuşma yapan 12 yaşındaki iklim aktivisti Samra Samer “Gezegenimizdeki canlı çeşitliliği artık risk altında değil, yok oluyor. Nesli tükenen hayvan haberleri artık normalleşmeye başladı. Ormanlar yok ediliyor. Denizler plastik çöplüğüne dönüyor. Balinaların karnından tonlarca plastik çıkıyor” dedi. Samer şöyle konuştu:
“Dünyanın gerçek bir iklim krizi altında olduğuna işaret ederek “Gezegenimiz hızla ısınıyor. Ben bir buçuk yaşındayken havale geçirdim. Dünyamızın da bir havale sınırı var. 1.5 derece daha ısınırsa geri dönüşü mümkün olmayan bir döngünün içine gireceğiz. İnsanlık küresel bir yok oluş yaşayacak. Bu bir felaket senaryosu değil, bilimsel bir gerçektir.”
Samra Samer’den sonra bir konuşma yapan NTV meteoroloji editörü Gökhan Abur ise, karbondioksit arttıkça buzulların eridiğini, buzullar eridikçe kutuplar ile ekvator arasındaki sıcaklık farkının azaldığına bunun da deniz seviyesinin yükselmesine yol açtığını söyledi. Abur bu durumun gelecekte dünya üzerinde kalıcı hasarlar bırakacağına dikkat çekti.
Tamer Kıran’a, “Deniz Yıldızı Çevre Ödülü”
Konuşmaların ardından İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar’a, Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın ve Deniz Kültürü Derneği Başkanı Hakkı Şen tarafından “Deniz Yıldızı Çevre Ödülü” takdim edildi.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır da, kurultaya katılan ve iklim sorununa karşı gösterdiği duyarlılıkla dünyada başlayan kitlesel harekete Türkiye’den ilk ses veren isimlerden olan 12 yaşındaki Samra Samer’e ödülünü verdi.
2050’ye kadar denizler 3 metre yükselecek
İklim Değişikliği Kurultay’ında konuşan Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar “Bu yüzyıl içerisinde gemi kaynaklı karbon salınımını sıfıra indirmek hedefleniyor. İklim değişikliğine karşı önlem alınmazsa 2050’ye kadar denizler 3 metre yükselecek” dedi.
Ünüvar, iklim değişikliğine karşı önlemlerin bir an önce alınması gerektiğine işaret ederek “Yapılan araştırmalara göre, eğer iklim değişikliği konusunda gerekli önleyici tedbirler hayata geçirilmezse 2050 yılına kadar dünya genelinde deniz seviyesinin yaklaşık 3 metre kadar yükseleceği tahmin ediliyor. Bunun sonucunda iklim mültecisi olarak yüz milyonlarca insanın göç etmek zorunda kalacağı, demografik, siyasi ve ekonomik sorunların küresel savaşlara neden olacağı öngörülüyor. Aynı şekilde iklim değişikliği nedeniyle ulaşılabilir temiz su kaynaklarının azalması, su savaşlarının yaşanmasını olası kılacak. Gelecekte temiz su kaynakları petrol ve diğer enerji kaynaklarından daha öncelikli ve stratejik olacak” diye konuştu.
BIMCO ve TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Kaptanoğlu ise 2020 yılından sonra denizlerin daha çok konuşulacağını söyledi.
Kaptanoğlu taşıma araçlarının uzun ömürlü olması gerektiğini belirterek, “2050 yılına kadar sıfır karbon sorununu çözmek zorundayız. Eğer bunu halledemezsek hedeflerimize ulaşamayız’ dedi. Kaptanoğlu, bütün bunları gerçekleşebilmesi için aralarında BİMCO’nun da bulunduğu bütün denizcilik organizasyonlarının bir fon şekli üzerinde çalıştıklarını henüz bu konunun şekillenmediğini fakat 4-5 ay içinde ortaya çıkacağını açıkladı ve şöyle devam etti: ‘’ Denizciler kendi fonlarını kurup, bu konuyla ilgili araştırma yapmak zorunda… Dünyada deniz taşımacılığının payı yüzde 85-90 aralığında. Öyle bir dönem gelecek ki gemilerimizi joyistikle ofisten yöneteceğiz. Ama bizim asıl konumuz bu gemiler ne ile çalışacak. Yani hangi enerjiyi kullanacaklar. Yeşil gemi ne yakacak… Bu konular üzerinde çalışma yapmak zorundayız’’ dedi. Son yıllarda LNG arttığına dikkat çeken Şadan Kaptanoğlu bunun sadece 20 yılın yakıtı olabileceğini söyledi.
Kaptanoğlu’ndan sonra söz alan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü Çevre Dairesi Başkanlığı Koordinatörü Dr. Murat Korçak, kurultaya katılanlara Denizciliğin Fosil Yakıtlardan Arındırılmasıyla ilgili bilgi verdi. Korçak’’ Uluslararası ticaretin yüzde 80’ninin gemiler ile yapıldığını ifade ederek ‘’ Gemi kaynaklı sera gazı emisyonlarının oranı yüzde 2.2 dir. Hukuki olarak zorunlu uygulanan tüm sektörü kapsayan sera gazı kuralını denizcilik sektörü getirdi. Gemi kaynaklı sera gazları öncelikli ele alınacak bir konudur. Bu yüzyıl içinde en kısa zamanda karbon emisyonları sıfıra indirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmaktadır’’ diye konuştu.
Kurultaya katılan GİSBİR Teknik Komite Üyesi Prof. Dr. Mustafa İnsel ise ”Yeni kurallarla gemi inşada yeşil gemi üretimi” üzerine bilgiler verdi.
Prof. Dr. Mustafa İnsel hibrit gemilerin önemine dikkat çekti. İnsel ‘’Hibrit yapıdaki deniz taşıtlarındaki makinalar iki ayrı yakıtı kullanabiliyor. Bunlar dizel ve LNG. Bu makinalar aynı zamanda enerji depolayarak tamamen elektrikle de çalışabiliyor. Bütün bunlar teknolojide gelinen noktayı göstermesi açısından önemli bir örnek.
Bütün bunlar Dünya Denizcilik Örütü (IMO)nün koyduğu hedeflere ulaşmak için neleri kullanabileceğimize döndüğümüzde şuanda ne üretebileceğimiz ve neyin gerekli olduğunu tartışmaya ihtiyacımız var’’ açıklamasını yaptı. İnsel konuşmasına şöyle devam etti: ‘’ Dünyada yapılan ilk LNG sevkli römorkör. Türk tersanelerinden Sanmar bunu gerçekleştirerek büyük bir başarıya imza attı. LNG önümüzdeki kısa dönemde kullanılacak yakıt olarak düşünülüyor. Tersanelerde yapılan gemilerde bu konuda öncü olarak yer alıyor. Tersanelerimizde şu anda devam eden Norveç projeleri büyük bir yer alıyor.’’
Dünyada 0.6’lık bir karbondioksit emisyon etkisi olduğunu belirten GİSBİR Teknik Komite Üyesi Prof. Dr. Mustafa İnsel, bizimde bunu dikkate alarak kurallar geliştirmemiz gerektiğinin altını çizdi. İnsel Azot oksitler ve kükürt oksitlerin sera gazı olmadığını belirtirken sadece karbondioksitin makro düzeyde iklim değişikliğine sebep olduğunu söyledi.
İnsel, “Gemide yakılan bir ton yakıtın havadaki oksijenle birleşerek 3.2 tonluk karbondioksit emisyonu olarak ortaya çıkıyor. Yani bir ton yakıta karşılık 3.2 ton karbondioksit üretiyoruz.’ diye konuştu.
Sektör dışından ve sektör içinden dizel önerilerinin geldiğini de belirten İnsel sözlerini şöyle tamamladı: “Dizelde aslında durum daha kötü. Dizel yağından çıkan karbondioksit ağır yakıt yaktığımızdan fueloilden daha fazla zarar verir. Bu yüzden kesin çözüm değil. Karbondioksit salınımlarını azaltmak için tek çözüm yakıtı azaltacaksınız ya da ortadan kaldıracaksınız. Bu işin tek sorumlusu fosil yakıtlar.’’
Kurultay’da Türk Armatörler Birliği Gemi İşletmeciliği Komitesi Direktörü Harun Şişmanyazıcı ‘da Gemilerden kaynaklı hava kirliliğini önlemeye yönelik yeni uluslararası yaptırımlar ve bunların armatörlere parasal maliyeti konusunda açıklamalarda bulundu.