Denizcinin anasayfası

Haliç Türk denizciliğinin çınarıdır

Fatih Sultan Mehmet tarafından, Tersane-i Amire’nin temelinin atılışının 563. yılı nedeniyle Denizcilik ve Tersane Mensupları Derneği (DENİZDER) tarafından düzenlenen anma ve kutlama konferans Akademi Beyoğlu Binası’na gerçekleştirildi.

Konferansın açılış konuşmasını yapan DENİZDER Başkanı Abdullah Demiröven, değişik projelerle varlığına son verilmesi planlanan Haliç Tersanesi’nin tarihi bir değer olduğunu ve mutlaka korunması gerektiğini söyledi.

Haliç tarihtir

DENİZDER eski Başkanı Ali Can ise 563 yıl önce kurulan Haliç Tersanesi’nde 12 yaşında girdiğini ve 70 yıl görev yaptığını söyledi. Haliç Tersane Müdürlüğü görevini de üstlendiğini hatırlatan Can, “Tersane müdürü olduğum zaman ne Haliç Tersanesi ile ilgili ne de burada yapılan gemilerle ilgili bilgi vardı. Tarihe meraklı 3 mühendis arkadaşımız işe koyuldu ve bir kitap hazırladık” dedi. Can, Haliç Tersanesi ile ilgili güncel projelerde Fransızlara bile görüşleri sorulmasına rağmen onlarca yılını buraya vermiş çalışanlara sorulmamasını garipsediklerini söyledi.

Tersaneler bölgesiydi

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) eski Rektörü Prof. Dr Reşat Baykal da, Fatih Sultan Mehmet’in, tarihi yarımada ile Galata arasının gemi yapımına müsait olduğuna inandığı için tersaneyi kurduğunu ve Ahırkapı’dan Hasköy’e kadar tersaneler bölgesi haline getirdiğini söyledi. Baykal, Türk denizciliğinin kurumsal hafızasının silinmemesi için tersanenin mutlaka korunması gerektiğine işaret etti.

Donanmalar gücünü tersanelerden alır

Emekli Tümamiral Cem Amiral ise şunları söyledi :

“Tersaneler çınarımızdır. Doğu Akdeniz’de şu an kurşun atılmadan devam eden savaşta Türk donanmasının dik ve sağlam duruşu bu tersaneye dayanır. 563 yıl önce kurulan bu tersanenin mühendisinden işisine kadar süregelen kültürü onun bir çınar haline gelmesini sağladı. Bu çınar, Gölcük’te Pendik’te askeri tersane oldu. Buralarda halen milli gemilerimiz olan TCG Heybeliadalar, TCG Burgazadalar yapılıyor. İşte bunların altında koca bir çınar gibi duran Haliç Tersanesi var. Karşımızdakiler ne olduğunu bilmiyor olabililer. Sakince anlatmak zorundayız. Unutlayalım ki donanmalar gücünü tersanelerden alır”

Döneminin en büyük sanayi tesisi

Deniz Müzesi eski Komutanı, Emekli Kurmay Albay, Ali Rıza İşipek ise şu ifadeleri kullandı : “Haliç Tersanesi, döneminde Venedik ile beraber dünyanın en büyük sanayi tesisleridir. Ayda 200 parça kadırga üretilebiliyordu. 1770’de Rusların bizi Çeşme’de yendiği savaş sırasında, Rusların donanması 70 yıllık, bizim donanmamız ise 689 yıllıktı. Rusların o dönem bile denizcilik arşivi ile denizcilik müzesi vardı. Ne yazık ki bizler şu an bile bunu tam olarak kuramıyoruz”

Türk donanmasının 2000’li yıllarda Hint Okyanusu’na çıktığını dile getiren İşipek, “Deniz Müzesi’nde 30 milyon adet Osmanlıca belge var. Osmanlıca bilen askerlerle beraber 4 yılda bu belgeleri ayırıp bir de internete yükledik. Burada her geminin bile detaylı bilgileri var. Denizciliğin kurumsal hafızasını geliştirmeki çin için ‘terminoloji, tipoloji, tabiye ve teknolojiye’ hakim olmamız gerekiyor” dedi.

Tek rakibi Venedik müze oldu

IMEAK Deniz Ticaret Odası Gemi İnşa ve Teknik İşler Bölüm Müdürü Yüksek Mühendis Tansel Timur ise, “zamanında Haliç Tersanesi’nin tek rakibi Venedik Tersanesi bugün koruma altında iken bizde konuşulanlar pek iç açıcı değil ne yazık ki. Şerefiye adlı Bizans Sarnıcı’nın toprak altından kurtarıldığını görürken, 563 yıllık tersanenin toprağa gömülmeye çalışıldığına şahit oluyoruz.

Deniz Tarihi Araştırmacısı ve Yazar Ali Bozoğlu ise Kartal ve Kabataş arabalı vapurlarının bile Haliç Tersanesi’nde yapıldığını belirterek, tesisin mutlaka korunması gerektiğini dile getirdi.

Hiçbir zaman umutsuz değiliz

Denizcilik üzerine imza attığı haberler ile tanınan, Milliyet Gazetesi Muhabiri Gökhan Gültekin Karakaş da bir dönem Haliç Tersanesi alanının film platosu yapılmasının bile gündeme geldiğini, halen halka kapalı alana gazeteciler olarak haber için bile giremediklerini söyledi.

Karakaş, “Halen tersanede Koca Yusuf adlı vincimiz batık duruyor. Gördükçe yüreğim sızlıyor. Kartal İstimbotunu bulduğumuzda içinden 30 ton su çıktı. Onu bile kurtardık. Hiçbir zaman umutsuz değilim” dedi.

Fotoğraf : Kamil Özbür


Bunları da beğenebilirsin