Denizcinin anasayfası

Kapt. Arif Bostan : “Tüm denizcilerin federasyonuyuz”

Türkiye Denizcilik Federasyonu (TÜRDEF) Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Arif Bostan, “Bir üyemizin sorununu tüm üyelerimizin sorunu olarak görüyoruz” dedi.

Türkiye’de 23 denizcilik STK’sının çatı örgütü olan ve 12 binden fazla üyeyi temsil eden Türkiye Denizcilik Federasyonu’nun (TÜRDEF) yeni yönetim kurulu başkanı Kapt. Arif Bostan, Denizcilik Dergisi’ne konuştu.

İlk hedeflerinin yıpranma payının geri getirilmesi ve yeşil pasaport olduğunu belirten Bostan, “TÜRDEF bir güç birliği. Çatı yapı federasyon. Üyelerimiz arasında üç delegesi olan da var 19 delegesi olan da, 40 delegesi olan da… Bin üyesi olan da, 4 bin üyesi olan da, 20 üyesi olan da var. 15-20 üyesi olan denizcilikle ilgili bir derneğin sesini duyurmasıyla TÜRDEF üzerinden gelip sesini duyurması arasında ciddi bir fark var. Bir üyemizin sorununa tüm üyelerimizle sahip çıkıyoruz” dedi.

Kapt. Arif Bostan şunları söyledi :

Aktif çalışacak yöneticiler

“Biz ekibimizi seçerken dinamik, aktif olarak çalışacak; denizcilik camiasına gerçekten katkı yapacak insanları bir araya getirmek istedik. Amacımız, TÜRDEF’in yönetimine gelip üretmekti. Söylemimiz de buydu. TÜRDEF’i olması gerektiği yere taşımak için yola çıktık ve ekibimizi bu şekilde oluşturduk. Dinamik, heyecanlı, atak ve genç bir ekip kurmaya çalıştık”

Herkese dokunacağız

“TÜRDEF, denizcilikle ilgili 23 derneğin yer aldığı bir federasyon. Bunun içinde Deniz Kültürü Derneği de, mezunlar dernekleri de, Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği de, Türk Uzak yol Gemi Kaptanları Derneği de, denizcilik lisesi mezunları derneği de var. Dolayısıyla bir şekilde denizle yolu kesişen her kesimden dernek var. Biz üyelerimizin yaptığı herhangi bir etkinlikte veya hak arayışında TÜRDEF’in de aktif olarak rol almasını, fikrini açıklamasını, kamuoyu oluşturmasını, böylece gerekli mercilere ve mecralara sesinin daha gür ulaştırmasını istiyoruz. TÜRDEF söz sahibi olmalı. Sonuçta 23 derneği temsil ediyor. ‘Madem olmuyor, biz yapalım‘ diyerek yola çıkıp bu göreve talip olduk”

Her teklife açığız

“Türkiye denizcilik Federasyonu olarak, denizcilik camiasını ilgilendiren her konuda gelecek her teklife açığız. Alt derneklerden gelmese dahi biz TÜRDEF olarak denizcilikle ilgili her alanda üye derneğimizi ilgilendiriyorsa onlara yönlendirip açıklama isteyerek ya da doğrudan bizim cevap vermemiz gereken bir konuysa direk bizim üzerimizden üye derneğimizle birlikte hareket ederek girişimlerde bulunacağız”

Üye olmasalar da yanlarındayız

“700 üyesi bulunan Türkiye Yat Kaptanları ve Çalışanları Derneği şu anda federasyona üye değil ama üye olmayı düşünüyorlar. Balıkçılar da aynı şekilde. Örneğin bu iki kesimi de, üye olmasalar dahi herhangi bir sorunlarında dinleyeceğiz. Fakat tabi ki üye statüsünde olup yürümek çok daha sağlıklı. Sonuçta, TÜRDEF’e, ‘siz neden tarafsınız” diyebilirler. TÜRDEF’e üye olabilmek için ise hali hazırdaki tüm üyelerimizin onayı gerekiyor. Başvuruyu üye derneklerimiz ile paylaşıyoruz. Bir ay içinde itiraza yönelik bir cevap gelmezse üyelik
gerçekleşiyor”

Denizlerimizi Anıtkabir’e taşımak istiyoruz

“TÜRDEF olarak ilk yapacağımız etkinliklerden biri Anıtkabir’de Ata’mızı ziyaret olacak. Mart ayı içerisinde planlıyoruz. Dört denizimizden alacağımız sularımızın, “Denizciler ve Türkiye’nin Dört Denizi Atasıyla Buluşuyor” sloganıyla Atatürkümüz’ün kabrine yerleştirilmesini istiyoruz. Yazışmalarımız devam ediyor. Bu önerimiz kabul edilmese bile ziyaretimizi yine yapacağız. İkinci olarak da 23 üye derneğimizle tek tek görüşüp sorunları varsa dinlemek, yoksa da bire bir yakın teması başlatarak göreve hazır olduğumuzu, her türlü sorunlarıyla ilgileneceğimizi bildireceğiz.”

Yıpranmada çalışmalar kesintiye uğruyordu

“Yıpranma ve yeşil pasaport yola çıkış projelerimiz arasında. Bir önceki dönem Türk Uzak Yol Gemi Kaptanları Derneği (TÜRKKAPDER) yönetim kurulu başkanıydım. Hala da oranın yönetim kurulu üyesiyim. Yıpranma hakkı ve yeşil pasaport TÜRKKAPDER’de iken başlattığımız çalışmaydı. Şimdi bunu TÜRDEF olarak da sahipleniyoruz. Bununla ilgili önce İstanbul görüşmelerimiz olacak. Ardından isteklerimizin hayata geçmesi için Ankara’yı ziyaret edeceğiz. Yeşil pasaport ve yıpranma hakkı konusunda TÜRKKAPDER’in çalışmaları bir noktada kesintiye uğruyordu TÜRDEF’in devreye girmesiyle konu daha ciddi ve tartışılır hale hale gelecek. TÜRDEF olarak daha büyük bir birliktelikten bahsediyoruz. TÜRKAPDER’in bin 100 üyesi var. Federasyonun ise 12 binden fazla… Dolayısıyla bin kişi ile 12 bin kişinin temsil farkı ortada. Daha etkin olacağız”

DTO ve armatörler destek vermeli

“Yıpranma hakkı, usta gemicisinden kaptanına kadar herkesi ilgilendiren bir konu. 2008’e kadar bu hak vardı. O zaman bu hak denizcilerin elinden alındı. Bugüne kadar birçok derneğin girişimleri oldu ufak tefek bu konuda veya ikili görüşmeler oldu fakat bir sonuç elde edilemedi. Biz bu dönemde bunu gerçekleştirmek istiyoruz. İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın (DTO) ve Türk Armatörler Birliği’nin de (TAB) desteğini almak istiyoruz. Onlar bizim çatımız altında değil ama onların da desteğini alarak yıpranma hakkının denizcilere tekrar verilmesini istiyoruz. Gemli üstündeyken denizciler sürekli doğa şartları ile savaşıyorlar. Daha geçen günlerde iki kardeşimiz vefat etti. Doğa şartlarında 8, 10, 12 metrelik dalgalarla boğuşarak canınızdan endişe ederken daha nasıl yıpranacağız ki biz! Sağlık yoklamasında gözden kaçmış, sağlığı yerinde olmadığı iddia edilen birisinin geminin kaptanını bıçaklayarak öldürmesini düşünün. Mesleğini icra edilirken katlediliyorsun. Daha nasıl yıpratır ki bir meslek! Yıpranma hakkı bize neden verilmez veya zaten neden alınmıştır elimizden. Ben açıklayamıyorum. Yıpranma hakkı gazetecilerde var, sağlıkçılarda var, askerlerde var, madencilerde var… Doğa şartlarıysa bizde de var, bulaşıcı hastalıklar ise pandemide bütün herkes durdu denizciler durmaksızın çalıştı. Gemiden inemediler, ailelerine gidemediler, uçağa binemediler. Gemide hapis hayatı gibi yaşadılar. Nasıl olacak yıpranma? Başka daha nasıl yıpranacağız biz? Bunu anlatmak istiyoruz. Mutlaka anlayacaklar diye düşünüyoruz. Birisi de çıkıp bugüne kadar yıpranma hakkının neden elimizden alındığını açıklayamadı. O yüzden biz bu hakkımızın yanlış bir şekilde elimizden alındığını düşünüyoruz ve gerekli girişimlerde bulunacağız”

Karşılanamayacak maliyetler değil

“Yıpranma payı, armatörlere belki bir maddi yük getiriyor olabilir. Belki de devletimizi yöneten hükümetimiz 2008 yılında bu sebeple vazgeçti yıpranma payını vermekten. Armatörlerimiz belki bu sebeple desteklemek istemeyebilir ama karşılanamayacak rakamlar değil hatta bu konuda devletin de desteği olabilir. Dolayısıyla devletimiz açısından baktığımızda da sonuçta denizci erken emekli olur. Yerine yeni insanlar sektöre girerler ki işsizlikle mücadele için ciddi anlamda istihdam yaratılabilir. Sektörümüz gençleşir. Şu an bu sorunu yaşayan 150 binden fazla denizci olduğunu düşünüyoruz”

Balıkçılar da yıpranıyor

“Balıkçı teknesinin donatanı, çalışanı denizci olarak gösterip her şeyi kanuna uygun yapıyorsa tabi ki onlar için de yıpranma sorunu var. Sonuçta o da aynı şartlarda çalışıyor. Balıkçı teknesinde arkadaşlarım vasıtasıyla gençlik yıllarımda bulundum. 4-5 hava bir gemi için çok ağır hava değil ama bir gırgır motoru için ciddi anlamda sorun. Güvertede duramazsınız”

Genç yaşta isteğe bağlı sigorta yapılmıyor

“Yabancı bayrakta çalışan denizcilerimiz için genelde dikkate alınmaz ama sigorta ücreti de maaşın içinden yatırılır. Bir armatörün Türk bayraklı gemisinde maaş 10 bin USD iken yabancı bayraklı gemisinde maaş 12 bin USD’dir. O fark işte sigorta ücretidir ama ne yazık ki hiçbir denizci de gelip ülkesinde sigortaya ödeme yapmaz. Çünkü bizde genç yaşlarda kimse sigortanın gerekliliğine inanmıyor veya farkında değil. İleriki yaşlarda ona ne gibi artılar katacağını düşünmüyor. Çünkü o an iyi kazanıyor ama yaş kemale erdiğinde ben denize çıkamayacağım diyeceğiniz duruma geldiğinizde bir güvence arıyorsunuz. Ben 52 yaşında emekliliğin ne kadar önemli olduğunu anlıyorum. Bugün şartlarınız iyi çalışıyorsunuz ama çalışmadığınız zaman nasıl geçineceksiniz. Sigorta emeklilik bir yana sağlık hizmetleri açısından da çok önemli”

Kendin yatırmalısın

“Örneğin Türkiye’deki sosyal güvenlik açısından Panama bayraklı gemide çalışırken gemi insanı adına pirim yatmıyor. Uluslararası anlaşmada zorunlu olan sigortayı kullanıyor gemi ve donatanı. Gemi insanı, Türkiye’deki sosyal güvenlik kurumuna isteğe bağlı dedikleri yöntemle kayıt yaptırıp ve primi hesaplatıp kendisi yatırmalı. Bunun sistematik hale getirilmesiyle ilgili olarak devletin bir çalışması var. Gemi adamları yönetmeliğiyle ilgili bir buçuk, iki ay önce bize görüş soruldu. Orada bununla ilgili madde var hatta yetkilendirilmiş firmalar adı altında geçiyor ama biz o konuyu anlayamadık”

Kadın denizcilerin sayısının artmasını istiyoruz

“Staj konusunda özellikle kadınlarımıza, okuyan öğrencilerimize destek olmaya çalışıyoruz. Kadınlarımızın daha iyi şartlarda staj yapmaları için destek olmaya çalışıyoruz. Federasyon olarak da kadın denizcilerle ilgili üyelik başvurularına da projelere de açığız”

Ankara bize de sormalı

“Ankara ile ilişkilerimizi geliştirmeye çalışacağız. Herhangi bir gemi insanı, kılavuzluk veya denizcilikle ilgili bir yönetmelik çıkacağı zaman öncelikle bizim fikrimizi de almalarını bekliyoruz. Bugüne kadar ne yazık ki bırakın federasyonu, doğrudan konuyla ilgili üye derneğimize bile görüş sorulmadı. Bunlar genelde bize İMEAK Deniz ticaret Odası üzerinden geliyor. Tabi ki DTO’ya da, Türk Armatörler Birliği’ne de sorulacak ama kaptanlarla ilgili bir tasarrufta bulunacaksınız fakat kaptanlık yapmış insanlara sormuyorsunuz. Kılavuzlarla ilgili çalışma yapıyorsunuz, Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği’ne sorulmuyor. Dolayısıyla düzenli, elle tutulur bir şekilde liyakatlı ve gerçekten bu konuda donanımlı insanların fikirlerinin önemsenmesini istiyoruz. En azından kılavuz kaptanlıkla ilgili bir çalışmada 50 kişiyi bir günde bir araya toplayıp size doğru bilgileri doğru şekilde aktarabiliriz. Kaptanlarla ilgili bir konuda yine aynı şekilde 20, 30 kişiyi bir anda toplayıp size doğru bilgiyi aktarabiliriz. Bu yol neden tercih edilmiyor? Bunu da merak etmiyor değiliz. Bundan sonra böyle olmasını bekliyoruz.”

Kapt. Arif Bostan kimdir?

1969 yılında Trabzon’da doğan Kapt. Arif Bostan, ilk orta ve lise eğitimini tamamladıktan sonra İTÜ Denizcilik Fakültesi Güverte Bölümü’nden 1992 yılında mezun olmuştur. Özellikle tanker firmalarında zabitlik ve kaptanlık yapan Bostan, 2004 – 2007 yılları arasında İstanbul VTS’de görev aldı. 2008’den itibaren kılavuz kaptan olarak GİSAŞ bünyesinde görev yapan Bostan, TÜRDEF Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinden önce Türk Uzak Yol Gemi Kaptanları Derneği’nde iki dönem yönetim kurulu başkanlığı yaptı. Bostan, evli ve iki çocuk babası.


Bunları da beğenebilirsin