Denizcinin anasayfası

Kapt. Levent Akson : “Denizcilik korona kayasına çarptı”

Kapt. Levent Akson

Bir virüs dört ayda dünyanın çanına ot tıkadı.

İnsan kayıpları , karantina günleri, aşı ve tedavi arayışları haber kanallarının başat başlıkları oldu.

Dünya deniz ve denizcilik güçleri de koronadan paylarını aldı.

İki bölüm halinde hazırlamayı düşündüğüm yazı dizisinin ilkinde ‘korona Virüsün Ticari Gemiler Operasyonu’ üzerindeki etkilerini ele almaya çalışacağım.

Ticari gemilerde operasyon denince ilk akla gelen, Kaptan, Zabitan ve Mürettebattan oluşan Gemi Personelidir.

Koronavirüs nedeni ile gemi operasyonları içerisinde en fazla olumsuz etkilenen kesim Gemi Personeli ve karada ki aileleri olmuştur.

Sözleşmesi dolan gemi personeli, değişimin gerçekleşeceği limanda karantina uygulaması ve karaya çıkamaması, yerine gelecek personelin muhtemelen hava limanlarının kapalı olması nedeniyle değişim limanına ulaşamaması, ulaşsa bile 14 gün karantina da kalmak zorunda olması, gemi personelinin sözleşme süresi içerisinde değişimini imkansız kılmaktadır.

Gemi adamları elbette bu meşakkatli mesleği bilerek seçen, özverili, dirayetli ve güçlü kişiliğe sahip insanlardır, ama unutmamak gerekir ki, her biri insandır.

Bora Ekşi katliamını henüz unutmuş değiliz ve asla da unutmayacağız.
Bir taraftan sorumluk taşıdığı gemisi ve amirleri diğer taraftan sorumlu oldukları ailesi ve gözleri kapıda baba ya da annesini bekleyen çocuklarının da olduğu unutulmamalıdır.

Uluslararası Sözleşmeler ile bağlı olunan ‘denizde azami kalma süresi’ bu dönemde nasıl değerlendirilecektir?

Sözleşmesi dolan bir gemi personelinin kusuru sonucu doğacak hasarların karşılanmasında sigortacıların tavrı ne olacaktır?

Gemide uzun süre kalan personelin psikolojik ve sosyal davranışlarının gemiye katıldığı gün gibi olmasını beklemek saflıktan öte değildir.

Bora Ekşi katliamını henüz unutmuş değiliz ve asla da unutmayacağız.

Bu sürecin uzaması, armatör ve kara personelinin ‘gittiği yere kadar gider’ tavırlarını takınmayacaklarına inanmak istesem de gelen haberler maalesef bu yönde değil .

Özetle, her şey belirsiz, gemiye çıkan inemiyor, değiştirecek personel gidemiyor, gemi adamlarının limana çıkmasına izin verilmiyor, bazı gemi adamları da emniyetli olduğu gerekçesi ile gemiden çıkmak, ülkesine dönmek istemiyor.

Tam bir kargaşa …

Sorun çok ve çözüm yok şu anda gemi adamı değişimi açısından,

Gemi adamlarını ilgilendiren bir diğer sorun PSC liman kontrolleri…

PSC sörveyörleri, çoğunlukla uyum sağlasa da pek çoğu gemide kapalı alanlara girmekte ısrar ediyor, geminin emniyetli bölge olduğu, dışardan virüs getirme ihtimali anlatılamıyor PSC sörveyörlerine …

Bu tür ısrarcı sörveyörlerin psikolojik ya da politik sorunları olduğu akla geliyor.

Zaten sörveyler de yüzde 90 azalmış durumda …

Tekne ve Klüp sigortasına gelince, gerek sigortacılar gerekse gemi sahipleri yönünden zor bir süreçten geçerken bir de corona virüs her iki tarafın da çanına ot tıkadı …

Lloyd, 350 senelik tarihinde, her iki dünya savaşında bile faaliyetlerine devam ederken ilk defa corona virüs nedeniyle kapılarını kapadı.

Bu şu anlama geliyor sigorta yapılma / yenileme döneminde gemi sahibi, brokeri ya da sigortacı yüz yüze gelir, genel teamül budur, gözünün içine bakarak görüşmek.

Deniz sektöründen çekilen Lloyd sendikaları var

O kadar önemlidir ki, o süreçte sigorta brokeri gemi sahibinin ciddiyetini samimiyetini algılar ve aynı düşünceleri sigortacıya yansıtır.

Bu artık kalmadı, armatör de broker da, sigortacı da evinde, ortada sadece bir cep telefonu, sanal bir pazarlık, kendini ifade edememe. ..

Bu süreci yaşamış dostlarımın beni çok iyi anladıklarına eminim.

Geçen yıl 30 Lloyd sendikasının marine-deniz sektöründen çıktığını, bu yıl primlerde ciddi bir artış olduğunu göz önüne alarak corona virüs nedeniyle armatörlerin artık daha düşük bir sigorta primi alabileceğini düşünemiyorum yenileme döneminde ..

Bir de sigortacı gözlüğü ile bakarsak çöken finans piyasası nedeniyle Klüp şirketlerinin çok ciddi bir gelir kaybına uğradığı ( klüplerin asıl kazançlarının toplamış olduğu primlerin finans pazarında değerlendirilmesi olduğunu unutmayalım) cruise gemilerinde geçirilen karantina süreleri nedeniyle sadece ABD ‘ de açılan davaların bir milyar doları aştığı göz önüne alındığında armatörleri yenileme döneminde mutlu sigortacılar bekliyor olmayacaktır .

Bir gemi işletmecisinin en yüksek masraf kalemlerinden olan tamir / bakım ve yedek parçada koronavirüsüne çarpacaktır.

Gemilerin her iki buçuk yılda bir geçirmek zorunda olduğu havuz bakımı, planlanan limanda / tersanede olması güç gözükmektedir. Tersane, virüs nedeniyle ya kapalı olacak ya da 14 günlük karantina süresi boyunca gemi ile teması olmayacaktır.

Bu arada belirtmeden geçmeyelim; koronavirüs süresince bu yazının yazıldığı güne kadar tüm Türk Tersaneleri aralıksız çalışmış, sokağa çıkma yasağı günlerini özel müsaadeler ile aşarak belki de tarihinin en yoğun günlerini yaşamaktadırlar.

Yedek parça temini de iptal edilen uçak seferleri nedeniyle güçleşmiş hatta bazı ürünler için imkansız hale gelmiştir.

Kumanya, yağ, yakıt ve su ikmallerinde şu ana kadar koronavirüs nedeniyle yaşanan ciddi bir sorun henüz gözlenmemiştir.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; koronavirüs, gemi operasyonları açısından en fazla Kaptan, Zabitan ve Mürettebattan oluşan Gemi Personelini ve ailelerini mağdur etmiştir ve etmeye devam etmektedir.

Virüsün olası etkilerinin en kısa sürede çözüleceği umudu ile mağduriyetleri devam eden tüm gemi personeli, eşi ve çocuklarına sabır, tahammül ve sağlıklı günler dilerim.


Bunları da beğenebilirsin