Denizcinin anasayfası

Sukürenin okyanusları için 5 tehlike

Yerkürenin yüzde 71’ini kaplayan su yaşamın temel döngüsü olduğu için her 8 Haziran Dünya Okyanus Günü olarak kutlanıyor.

Aldığımız her iki nefesten birisini sağlayan okyanusların, iklim değişikliği, aşırı avlanma, derin deniz madenciliği, petrol çalışmaları ve plastik kirliliği gibi 5 temel tehlikeyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Greenpeace, Küresel Okyanus Anlaşması’nın hazırlanması için bir kampanya başlattı.

Milliyet’in haberine göre, 1992 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Rio de Janeiro’da yapılan Yeryüzü Zirvesi’nde alınan kararla kutlanan 8 Haziran Dünya Okyanus Günü’nde, okyanusların dünya üzerindeki yaşamın temel kaynağı olduğu vurgulanıyor. Tüm su kaynaklarının, zararlı karbonların emilmesinde, iklim değişikliği ile mücadelede, güneş enerjisinin dağıtımında vazgeçilmez ve stratejik rollerinin vurgulandığı 8 Haziran aynı zamanda su kütlesini bekleyen tehlikeleri de gözler önüne seriyor. Dünyayı kapladığı yüzde 71’lik bir pay ile suküre haline getiren okyanusları tehdit eden riskler Greenpeace Akdeniz tarafından sıralandı.

Greenpeace Akdeniz, bu risklerin yanında koruma altında olmayan okyanusların sömürüye açık olduğunu da vurguluyor. Bilim insanlarının 2030 yılına kadar okyanuslarımızın en az üçte birinin okyanus koruma alanları kapsamına alınması gerektiğini belirtirken, iklim değişikliğiyle mücadele ve doğal hayatın devamı için bunun şart olduğunun altını çiziyor. Birleşmiş Milletler Küresel Okyanus Anlaşması’nın 2020 yılında tamamlanması beklenirken, okyanus koruma programlarının uygulanması için önemli bir adım olacağı öngörüsü yayılıyor. Greenpeace’in Birleşmiş Milletler’in okyanuslar adına adım atması ve Küresel Okyanus Anlaşması oluşturulması için “Okyanuslarımızı Koru” kampanyası başlattığı öğrenildi.

Okyanusları bekleyen tehlikeler

1 – İklim Değişikliği

Sağlıklı ve yaşam dolu okyanuslar iklim değişikliğinin etkilerini sınırlayıp üstesinden gelmek konusunda en önemli savunma mekanizmalarından biri. Krillden balinaya, yosun ormanlarından deniz çayırlarına ve mangrovlara kadar neredeyse tüm okyanus canlıları karbonu soğurup saklayarak atmosferden uzaklaştırmaya ve deniz tabanında depolamaya yardımcı oluyor. Okyanustaki canlılar olmasaydı atmosferde yaklaşık yüzde 50 daha fazla karbondioksit bulunurdu. İklim değişikliğiyle Kuzey Kutbu’nda ve Antarktika Okyanusu’ndaki buzullar hızla eriyor.

2 – Plastik kirliliği

Dünya artık denizlerimizin yaşadığı plastik krizinin boyutlarını biliyor. Her dakika bir kamyon dolusu plastik denizlere karışıyor. Çoğu plastik, çevre koşulları ne olursa olsun biyolojik olarak ayrışmıyor. Maalesef bugüne kadar üretilen plastiğin yüzde 90’ı geri dönüştürülmedi. Büyük plastik parçaları balinalar, kaplumbağalar ve deniz kuşları gibi türlerin boğulmasına neden oluyor; küçük plastik parçaları ise deniz hayvanları tarafından yiyecek sanılıp yeniyor.

3 – Petrol kirliliği

Deniz yaşamını zehirleyen petrol sızıntısı ve kirliliği nedeniyle deniz kuşu gibi canlılar ölüyor.. Bunun yanı sıra petrol ve doğalgaz arama çalışmalarında derin deniz balinalarını sağır eden ölümcül sismik patlamalar kullanılıyor. Bilinen en büyük beyne sahip ispermeçet balinası gibi türler sesle görüyor, yollarını bulmak ve hayatta kalmak için gelişmiş işitme duyularına güveniyorlar. Su altında kullanılan patlatma faaliyeti bu hayvanları sağır edebiliyor veya bölgeden hızlıca kaçmalarına yol açarak şaşırmalarına ve kaybolmalarına neden olabiliyor.

4 – Yıkıcı balıkçılık faaliyetleri

Denetimin olmadığı açık denizler, büyük gemiler tarafından talan ediliyor. Bu endüstriyel av gemileri, denizlerde trol ağı gibi yıkıcı yöntemler kullanarak sanki tarla sürer gibi deniz yatağını tarıyor, kompleks habitatlar deniz tabanıyla birlikte yok oluyor. Hedef dışı canlıların avlanması anlamına gelen yan avlanma ile yılda 300 bin balina ve yunus av ağlarıyla öldürülüyor.

5 – Derin deniz madenciliği

Ay’ın yüzeyinden daha az keşfedilen derin denizler hakkında çok az bilgi var.. Maden şirketleri derin deniz tabanındaki değerli mineralleri akıllı telefon ve bilgisayarlar için kullanılıyor ancak çok uzaklardaki nefes kesici yerlere zarar veriyor. Bilim insanları, yavaş büyüyen hayvanlar ve narin yapılar için zararın geri dönülemez hale gelebileceğini öngörüyor.

Son 30 yıl, 6 milyon yıla eşdeğer

ABD’li deniz biyoloğu Callum Roberts “Okyanuslar üzerinde sadece son 30 yılda yaptığımız olumsuz etkiler, 6 milyon yıllık insanlık tarihinde okyanusların başına gelenlerden çok daha fazla” dedi. Roberts, “Türler yok oluyor, okyanusların içerisindeki yaşamlar hızla tükeniyor. Büyük Pasifik Çöp Alanı’nı duymuş muydunuz? Beş büyük okyanus döngü alanından biri olan Kuzey Pasifik Döngü Alanı’nın ortasında çöplerimiz birikiyor. Üstelik de bu çöplerin miktarı sadece yüzeyde görüldüğü kadar değil, 30 metre derine kadar iniyor.” Dedi.


Bunları da beğenebilirsin