Denizcinin anasayfası

‘’Kılavuz kaptanlık kolaylıkla ulaşılacak rütbe değil’’

Türkiye’nin ilk kadın kılavuz kaptanı Nildeniz Sütçü, ‘’kılavuz Kaptan olmak öyle her denizcinin kolaylıkla ulaşabileceği bir rütbe değil’’ diyor.

Türkiye’nin ilk kadın kılavuz kaptanı Nildeniz Sütçü Şen 15 yıllık deneyimle o koca gemiden kendisine doğru uzatılan merdiveni yakalıyor, başlıyor tırmanmaya. Sonra kaptan köşküne geçip manevra yaptırmaya başlayan Şen Hürriyet Gazetesi’nde yer alan haberde Şen hayat hikâyesi başlıyor anlatmaya…

Kılavuz Kaptan olmak öyle her denizcinin kolaylıkla ulaşabileceği bir rütbe değil. Öncelikle yıllarca uzak yol kaptanlığı yapmak, onlarca sınavı geçmek birinci kaptanlığa kadar yükselmek gerekiyor. Bu da yetmiyor kılavuz kaptanlığa geçebilmek için uzun ve meşakkatli bir süreç var. Dünyadaki tüm gemileri kullanma ehliyeti, dil sınavları ve daha niceleri. Türkiye’nin ilk kadın kılavuz kaptanı Nildeniz Sütçü Şen, İTÜ Denizcilik Fakültesi Güverte Bölümü’ne ilk kabul edilen iki kadından biri. Çocukluğundan beri deniz tutkusu olan ve bunu meslek haline getirmeyi kafasına koymuş:

“Erdekliyim, çocukluğum Balık tutarak, denizle ilgilenerek geçti. Üniversite sınavı döneminde meslekleri araştırırken İTÜ Denizcilik Fakültesi’nin tarihinde ilk kez kız öğrenci kabul edeceğini gördüm. İş tanımına baktığımda ‘uzak yol zabiti’ diyordu. Uzun süre denizde olmak, bana inanılmaz heyecan verdi. Bizimki 1700’lerde kurulmuş bir okul o yıl ilk kez 10 kadın öğrenci alacakmış. Aslında meslek tanımını hiç bilmiyordum sadece aklımda denizde olmak vardı. 150 erkek öğrencinin yanında 10 kız öğrenci olarak girdik. Fakülteye ilk girdiğimizde 5-6 öğretmen karşımıza geçti fiziksel kondisyonumuzu ölçtüler. ‘Emin misiniz bu meslek psikolojik olarak çok zordur hayatınız denizde geçer. İsterseniz bir alt tercihinize geçebilirsiniz’ dediler. Biz fakülteye 5 makineci 5 güverteci olarak girmiştik. Bu konuşmalardan etkilenen bazı kızlar bir alt tercihlerine girdi. Biz güverteci olarak 2 kız öğrenci kaldık. Bende bu konuşmalar ters tepti, ‘kesinlikle yapmak istiyorum’ dedim. Kalan kız öğrenciler birbirimizi motive ettik. Sonuç olarak 2 güverteci 4 makineci kız olarak 6 kişi fakülteye başladık.”

Denizcilik fakültelerinde okulla birlikte iki kısa bir uzun staj zorunluluğu var. İşte meslekle ilk tanışma: “Etraf uzun yola çıkma konusunda çok korkuttuğu için ilk kısa stajımı Samsun Çanakkale arasında yolcu gemisinde yaptım. Yumuşak bir geçiş olsun dedim. Ancak daha sonra uzak yol gemisi kaptanı olmak istiyorsam ticari gemilerden kaçma şansım olmadığını anladım ve ikinci stajımı kimyasal taşıyan tankerde Hindistan’a yaptım. 4 aylık bir yolculuktu. Tehlikeli madde taşıdığı için ekstra kontroller, ekstra sorumluluklar vardı. Denizcilikte belli bir Gemi tipini öğrenip orada uzmanlaşmak daha mantıklı, bu yüzden ben kılavuz kaptan olana kadar genellikle tankerlerde çalıştım.”

Hiç ara vermeden 10 yıl boyunca geminin üzerindeydim

Peki uzak yol kaptanlığındaki 10 yıl Nildeniz Sütçü Şen için nasıl geçti? Şen anlatıyor, “Gemiye hemen alıştım, sevdim. Orada çok yoğun bir çalışma temposu var, büyük bir mücadele var. Stres ve baskı var. Hep bir sonraki adımı düşünmeniz gerekiyor. Bu da sizi hep uyanık ve dinç tutuyor. 3. zabit olarak başladım 2 yıllık deneyimin ardından 2. zabitliğe yükseldim. 2. zabit haritalardan, rotalardan, emniyetle ilgili tüm kontrollerden sorumludur. Daha sonra yeterli deneyimi elde ettikten sonra yine çok sayıda sınavdan geçerek 1. zabitliğe yükseliyorsunuz. 1. zabit ise gemideki genel disiplinden günlük işlerin dağıtılmasından sorumlu. Ben 4-5 ay gemide 1-2 ay karada olmak üzere hiç ara vermeden 10 yıl boyunca geminin üzerindeydim.”

Kendisi gibi kaptan olan üniversiteden arkadaşıyla evlenen Şen, “Uzun yıllar ilişkimizi telefonla, izin zamanlarımızı denk getirmeye çalışarak yürüttük. Sonra da evlendik ama ben kaptanlığa devam ettim. O ise kaptanlığı bıraktı, yine denizle ilgili dijital girişimcilikle ilgili bir şirket kurdu” diyor.

İkinci kaptanın eşi sandılar

Nildeniz Sütçü Şen 10 yıllık uzak yol kaptanlığı boyunca birkaç kez kadın stajyerlerle bir kez de kadın kaptanla çalışma imkânı bulmuş. Çoğunlukla gemideki tek kadın olan Şen, komik anılar da yaşamış: “Dünyada da kadın kaptan sayısı az olduğu için beni hep gemiden birinin eşi zannediyorlardı. Singapur’da acente görevlisi büyük bir telaşla yanıma geldi. ‘Siz nasıl geldiniz, ben sizin gemide olduğunuzu bildirmedim’ dedi. Beni 1. zabitin eşi zannetmiş. ‘Geminin kaptanıyım’ deyince görevli hem rahatladı hem gülmeye başladı…”

Gemide çalışmak kolay mı? Şen, mesleğe girerken yapılan uyarıların haksız olmadığını söylüyor: “Saatsiz çalışma var, aileden uzak olma var, çok uzun aylar kapalı bir yerde kalma psikolojisi var. Her gün neyle karşılaşacağını bilemediğin sürekli çalışan bir fabrika gibi düşünün. Hindistan, Endonezya ülke ülke geziyorsunuz, her ülkenin farklı kuralları var, riskli körfezler var, korsan saldırıları riski var. Tüm bunlar bir yana yapanın tutkuyla bağlı olduğu harika bir meslek.”

Hiçbir güç beni denizden koparamaz

Şen, uzak yol kaptanlığı yaparken kılavuzluğu kafasına koymuş. 5 yıl önce başlayan kılavuz kaptanlık öyküsünü şöyle anlatıyor: “Kılavuz kaptan olabilmek için  kaptanlığa kadar yükselmek şart. Tüm koşulları sağlıyordum. Ama asla denizden kopmak da istemiyordum. Oturup bilgisayar başında çalışma bana göre değil. Hiçbir güç beni denizden koparamaz. Bir arkadaşım vasıtasıyla kendimi kılavuzluk stajında buldum. Manevrada uzmanlaşmak gerekiyor. Ben 10 yıl boyunca sadece tanker kullanmıştım. Kılavuzlukta her gemi tipini kullanmak gerekiyor. Çalıştığın bölgenin rüzgarına, akıntısına, sahiline gemi trafiğine hâkim olmalısın. İzmit Körfezi’ndeki tüm limanları öğrendim. Manevra büyük gemilerdeki en riskli meseledir. Gemiler geliyor biz limanı bildiğimiz için onları yanaştırıyoruz. Büyük gemilerde 5-6 saat süren bir hamle. 5 gün aralıksız gece gündüz çalışıyoruz, buradaki kılavuz kaptanlarla sırayla gelen gemilere binip kılavuzluk yapıyoruz, 10 gün ise dinleniyoruz.”

Korsan kabusu

“Bir denizcinin en çok stres yaptığı konu korsan meselesi. Benim dönemimde çok fazla korsan saldırısı olurdu. Bir seferinde Aden Körfezi’ni geçeceğiz. Korsan saldırısı riski olduğu söylendi. Sürekli tetiktesin. Savaş gemileri seni korumak için takip ediyor. Ama etrafta bir sürü balıkçı gemisi var. Hangisi korsan, hangisi balıkçı bilemiyorsun. Gemideki insanların canları kaptana emanet. Körfezi geçtiğimiz 5 gün boyunca hiç uyuyamadım.”


Bunları da beğenebilirsin