Denizcinin anasayfası

Denizcilikte finans parametreleri değişiyor

Poseidon İlkeleri’nin kabul edilmeye başlaması ile finans kuruluşları ve denizcilik sektörü arasındaki ilk küresel iklim uyum anlaşması devreye alınmıştır. Poseidon; finansmanı IMO standartları ve emisyon değerlerine bağlayarak nakliyatta sera gazı (GHG) değerlerini 2008’deki seviyeler ile kıyaslanmış ve 2050 yılına kadar asgari %50 azaltmayı amaçlamıştır. Uzun dönemde, dünyamızdaki +2 derecelik kürüsel ısınmaya engel olunması düşünülmektedir.

Finansman kurumları; kredi portföylerinin, BM denizcilik ajansı Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından belirlenen iklim hedefleriyle uyumlu olup olmadığını nicel olarak değerlendirmek ve açıklamak için ortak bir çerçeve oluştururlar ve uluslararası deniz taşımacılığının dekarbonizasyonunu teşvik etmek için iklim hususlarını kredi kararlarına entegre etmek için bir altyapı sağlarlar.

Proje ile bu yüzyıl içinde mümkün olan en kısa sürede emisyon rakamlarının düşürülmesi hedeflenmektedir. Poseidon İlkeleri ile ‘’finans kuruluşlarının kolektif etkisinin’’ denizcilik endüstrisinin çevreye yapabileceği katkıyı artırması amaçlanmıştır. Ödünç verenler, kiraya verenler ve ihracat kredi kuruluşları da dahil olmak üzere mali garantörler için geçerli olan bu durum iç politikalar, prosedürler ve standartlarda uygulanacak olup, IMO’nun kapsamına giren gemiler tarafından teminat altına alınan tüm kredi ürünlerine entegre edilecektir.

Bankalar hali hazırda, 70.000’den fazla ticari gemiye 400 Milyar Doların üzerinde yatırım yapmış durumda. Dolayısıyla emisyon ile ilgili çözümlemelerin ve enerji dönüşümünün bir parçası olarak, sermaye sağlayıcılarının bu anlamda meydana gelen değişiklikleri kucaklamasının önemli olduğu kanaatindeyim. Prensipte, sermaye kuruluşlarının ve bankaların; sorumlu çevre davranışlarını teşvik etmek için işbirliği içinde çalışması sağlanırken, denizciliğe de rekabetçi bir şekilde yaklaşılmasına olanak sağlanmaktadır.

BM, 2050 yılına kadar, dünya nüfusunun %66’sının kentsel alanlarda yaşayacağını öngörmektedir ve bu bağlamda küresel denizcilik ve enerji sektörleri için SEA20 girişimi üzerine, Helsinki’de gerçekleşen oturumda, denizcilik sektörü üzerine umut verici bir geleceğe yönelik adımlar atılmıştır.

Gemi sahipleri daha çevreci nakliye yöntemlerine yatırım yapmaya çalıştıkça, ilkelerden sapmalar olamaması adına, finans sağlayıcıları da bu yatırımları destekleyecektir. Bu durumda, Poseidon İlkelerinin zincirleme etkisi olarak birçok gemi türünün ömrünün daha kısa olacağı aşikar.

Genel olarak sektörün finansmanı değişecek olmakla beraber çevre açısından verimli olmadıkları görülen ikinci el gemiler ve bunların finansmanı da ayrı bir sorun olacak gibi tahmin ediyoruz. Her ne kadar, ikinci el gemilerde finansman sorunu yaşancaksa da, çevreye duyarlı IMO gereksinimi cihazlar ve ikinci el için rektefiye bakım/onarım konularında, tersanelere geri dönüşüm finansmanın önünün açılması beklenebilir. Aksi durumda oldukça sorunlu bir hurda gemi pazarı oluşması kaçınılmaz. Önümüzdeki iki ila beş yıl içinde daha fazlasını görmeyi ve bunun yaratacağı etkiyi hissedeceğimizi öngörüyoruz.

Bu noktada, finans sağlayıcılarının Poseidon İlkeleri kapsamı ile emisyon değerleri ve çevre zararlarına endeksli bir şekilde yatırım yapma kararı, denizcilik sektörünü nasıl etkileyecek. Hep birlikte takip edeceğiz.


Bunları da beğenebilirsin