Denizcinin anasayfası

Türk Boğazları Sözleşmesi mi Montreux Sözleşmesi mi?

Kapt. Saim Oğuzülgen, Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere verilen isimlerin önemini yazdı.

20 Temmuz 1936 tarihinde İsviçre’nin Montrö veya Montreux olarak isimlendirilen şehrinde Türkiye’nin, Boğazlar olarak isimlendirilen su yolu için imza edilen ve genelde Montrö Sözleşmesi olarak isimlendirilen uluslar arası sözleşme 31 Temmuz 1936 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde “BOĞAZLAR MUKLAVELENAMESİ” ismi ile 3056 sayılı kanun olarak kabul edilmiş ve 5 Ağustos 1936 Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe konulmuştur.

Zamanımızda TÜRK BOĞAZLARI olarak isimlendirilen, İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı’ndan oluşan, Türkiye’nin bir iç denizi olan Marmara Denizi’ni İstanbul Boğazı ile Karadeniz’e, Çanakkale Boğazı ile Akdeniz’e bağlayan, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin karasuları içinde bulunan ve öznesi Türk Boğazları olan bu suyolunun yönetimi, 21 Temmuz 1936 tarihi itibariyle fiilen, 5 Ağustos 1936 tarihi itibariyle hukuken Türkiye Cumhuriyeti Devletine ait olmuştur.

Uluslar arası deniz trafiğini oluşturan gemilere bu suyolundan geçiş ikanı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir yasası olan “Boğazlar Mukavelenamesi”nin amir hükümleri göz önünde bulundurularak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından hazırlanan özel yasal doğrultusunda gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmektedir.

Sözleşmenin imzalanmış olduğu tarihte Karadeniz’i Akdeniz’e birleştiren bu suyolu Boğazlar olarak isimlendirilirken Birleşmiş Milletler tarafından 17 Ağustos – 07 Eylül 1977 tarihleri arasında Atina’da düzenlenen “Coğrafi Yerlerin İsimlerinin Standardizasyonu” isimli 3. konferans sonrası düzenlenen rapordaki 16 sayılı karar da Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin bundan böyle “Ulusların Ülkelerinin resmi sınırları içindeki coğrafi yerler için kullandıkları isimlerin (Özel İsim) yerine her hangi başka bir ismi kullanamayacakları” belirtilmiştir. Bu tarihten itibaren özellikle İngiliz Admiralty dairesinin yayınlamış olduğu denizcilik haritaları ve yayınlarında yıllardır kullanılan eski isimler değiştirilmiştir. Alınan bu karar ve işlemler doğrultusunda daha önceleri Anadolu yarımadası üzerinde TURKEY yazılırken TÜRKİYE yazılmış, Bosphorus/Strait of İstanbul yazılırken İSTANBUL BOĞAZI yazılmış, sea of Marmara yazılırken MARMARA DENİZİ yazılmış, Dardanelles/Strait of Çanakkale yazılırken ÇANAKKALE BOĞAZI yazılmış, boğazlar yazılırken TÜRK BOĞAZLARI yazılmıştır. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kendi coğrafi sınırları içinde bulunan coğrafi yerlerine verdiği kendi isimleri özel isim olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Bu değerlendirmeler doğrultusunda Montereux’de gerçekleştirilen uluslar arası konferansta 20 Temmuz 1936 tarihinde imzalanan ve 31 Temmuz 1936 Tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisinde “BOĞAZLAR MUKAVELENAMESİ/SÖZLEŞMESİ ismi ile ulusal yasamız haline getirilen ve 5 Ağustos 1936 tarihinde yürürlüğe konulan bu yasal düzenlemenin isminin “TÜRK BOĞAZLARI SÖZLEŞMESİ” ismi ile kullanılıyor olması gerektiği kabul görmelidir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ DÖNEMİNDE TÜRK BOĞAZLARI İLE İLGİLİ ULUSLAR ARASI GELİŞMELER :

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşu 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan da imza edilen Sözleşme ile gerçekleşmiş ve tüm dünya devletleri tarafından tanınmıştır. İstiklal savaşının galibi TÜRK DEVLETİ ile Birinci Dünya Harbinin galibi olan devletler Lozan’da bir araya gelmişler ve uzun müzakerelerden sonra Ankara’dan yönetilen TÜRK DEVLETİ nin varlığını ve coğrafi sırlarını kabul etmişlerdir. Bu arada İstanbul’un işgalini sürdürmüşler, 06 Ekim 1923 tarihinde işgali sonlandırmışlardır.

14 Temmuz 1923 tarihinde imza edilen “BOĞAZLAR REJİMİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME”:

O zamanki şartlar göz önünde bulundurularak, Lozan Sözleşmesi imzalanmadan önce 14 Temmuz 1923 tarihinde “Boğazlar rejimine ilişkin sözleşme” imzalanmıştır.

Bu sözleşme bilahare Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisinde, “BOĞAZLARIN TABİ OLACAĞI USULE DAİR MUKAVELENAME” İsmi ile ulusal yasamız haline getirilmiştir.

Bu mukavelenamenin kabul ve uygulamaya geçirilmesi ile:

O zaman Boğazlar olarak isimlendirilen İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı’ndan oluşan suyolu, Boğazlar Komisyonu adında, başkanlığını bir Türk temsilcinin yapacağı üyelerin konferansa katılan devletlerin temsilcilerinden (Fransa, Büyük Britanya, İtalya, Japonya, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Rusya ve Sırp-Hırvat-Sloven) oluşacak Birleşmiş Milletlere bağlı uluslar arası bir komisyon tarafından yönetilecektir. Komisyon görevini Birleşmiş Milletlerin koruyuculuğu altında yapacağı kararlaştırılmıştır.

Bu sözleşmenin;

Birinci Maddesinde: Bağıtlı yüksek taraflar aşağıda “BOĞAZLAR” genel deyimi ile anılan Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve Karadeniz Boğazı’nda denizde ve havada serbest geçiş ve serbest gidiş-geliş ilkesini kabul ve açıklamak konusunda anlaşmışlardır.

İkinci Maddesinde: Ticaret Gemileri, Barış Zamanında; Bayrak ve yükü ne olursa olsun, Uluslar arası sağlığa ilişkin hükümler saklı kalmak ve kılavuzluk, fener, römorkör resimleri ya da benzeri öteki harçlar gibi doğrudan yapılan hizmetler karşılığı olan resimleri kapsamamak koşuluyla, hiçbir işlem, resim ya da ücret olmaksızın, gündüz ve gece, geçiş ve gidiş-geliş için tam bir serbestlik hakkından istifade edeceklerdir. Kılavuz tutmak isteğe bağlıdır.

Onuncu Maddesinde: İstanbul’da 12. Maddede açıklandığı biçimde oluşan bir uluslar arası komisyon kurulacak ve bu komisyon “Boğazlar Komisyonu” adını alacaktır.

On beşinci Maddesinde: Boğazlar Komisyonu görevini Milletler Cemiyetinin gözetiminde yapacak ve her yıl bu cemiyete bir rapor sunacaktır. Bu amaçla komisyon Boğazlardaki gidiş-geliş işini yürüten Türkiye Hükümeti daireleri ile ilişki kuracaktır.

On altıncı Maddesinde: Görevlerinin yerine getirilmesi için gerekli yönetmelikleri yapmaya komisyon yetkili olacaktır.

gibi hükümler ile o zamanki ismi ile Boğazların deniz Trafiği, Türkiye Devleti’nin katılımcı ve o zamanki şartlar doğrultusunda imzacı ülke olduğu “1923 Lozan Barış Antlaşması “ ve ekinde bulunan “1923 Boğazlar Rejimine İlişkin Sözleşme” nin bilahare ulusal yasal düzenlememiz haline getirilmiş olan “Boğazların Tabi Olacağı Usule Dair Mukavelename” hükümleri doğrultusunda uluslar arası komisyonun gözetiminde ve denetiminde yönetilmiştir.

YENİ SÖZLEŞME SÜRECİ

1923 yılından sonra 1936 yılına kadar geçen süre içinde Avrupa’da koşullar değişmeye başlamış ve Lozan Antlaşmasını imzalayan Devletler arasında gruplaşmalar ortaya çıkmıştır. Yaşanan gelişmeler sonucunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1933 yılından itibaren çeşitli zamanlarda Boğazlar konusunu Birleşmiş Milletler de gündeme getirmiş lakin her seferinde reddedilmiştir. 1936 yılına gelindiğinde Almanya’nın Ren Nehri Bölgesini, İtalya’nın Etopya’yı işgal etmesi gibi ani ve beklenmedik olaylar doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tanınması aşamasında vermiş olduğu tavizleri geri almak üzere yeni bir girişimde bulunmuştur.

1936 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Boğazlar konusunun çözümü için Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü ARAS’ı görevlendirmesiyle 10 Nisan 1936 tarihinde Lozan Antlaşması’nı imzalayan devletlere nota gönderilmiş ve imzacı devletler tarafından kabul görmüştür.

Bunun üzerine 22 Haziran 1936 tarihinde İsviçre’nin Montreux kentinde yaklaşık iki ay süren toplantılar sonucunda 20 Temmuz 1936 tarihinde “TÜRK BOĞAZLARI SÖZLEŞMESİ” Montreux’de imzalanmış ve Türk Boğazları’nın egemenlik hakları Türkiye Cumhuriyeti Devletine devredilmiştir. 14 Temmuz 1923 tarihinde imzalanmış olan sözleşme doğrultusunda kurulmuş olan Uluslar arası komisyon kaldırılmış, tüm yetkileri Türkiye Cumhuriyeti Devletine devredilmiştir.

Türk Boğazları 21 Temmuz sabahı fiili olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenliği altına girmiştir.
Montreux’de imzalanmış olan “Boğazlar Sözleşmesi” ulusal kanunumuz haline getirilmiş ve 31 Temmuz 1936 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde 3056 sayılı kanun olarak kabul edilmiştir, 5 Ağustos tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve halen yürürlükte bulunmaktadır.
Türk Boğazları ile ilgili ulusal yasamız aşağıda bulunmaktadır.

TÜRK BOĞAZLARI MUKAVELENAMESİ (SÖZLEŞMESİ)

Türk Boğazları Sözleşmesi:
Resmi Gazete: 5 Ağustos 1936, Sayfa No: 3056, Kabul Tarihi: 31/7/1936.
24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan’da imza edilen,
“Boğazların Tabi Olacağı Usule Dair Mukavelename”nin yerine kaim olmak üzere, 20 Temmuz 1936 tarihinde Montreux’de imza edilmiş bulunan yeni mukavelenamenin tasdikine dair kanun.
Kanun No: 3056 Kabul Tarihi: 31/7/1936
Madde 1 – 24 Temmuz 1923 tarihide Lozan’da imza edilen “BOĞAZLARIN TABİ OLDUĞU USULE DAİR MUKAVELENAME”nin yerine kaim olmak üzere 20 Temmuz 1936 tarihinde Montreux’de imza olunan “BOĞAZLAR MUKAVELENAMESİ”le buna bağlı bir protokol ve dört lahika kabul ve tasdik edilmiştir.
Madde 2 – Bu kanun neşir tarihinden itibaren muteberdir.
Madde 3 – Bu kanunun tatbikına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
1/8/1936.

Boğazlar rejimi hakkında Montreux’de 20 Temmuz 1936 tarihinde imza edilen mukavelename.
Haşmetli Bulgar Kıralı, Fransa Cumhuriyeti Reisi, Haşmetli Büyük Biritanya, İrlanda ve Denizaşırı Britanya Ülkeleri Kıralı ve Hindistan İmparatoru, Haşmetli Elenler Kıralı, Haşmetli Japonya İmparatoru, Haşmetli Romanya Kıralı, Türki,ye Cumhuriyeti Reisi, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Merkezi İcra Komitesi ve Haşmetli Yugoslavya Kıralı.

Boğazlar umumi tabiri altında ifade edilen (Genel deyimiyle belirtilen) Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve Karadeniz Boğazı’ndan geçişi ve seyrisefaini (Gemilerin gidiş-gelişini/Ulaşımı), Lozan’da 24 Temmuz 1923 imza edilmiş olan sulh muahedenamesinin (Barış Antlaşmasının) 23 üncü maddesile tespit edilen prensibi (Saptanmış ilkeyi) (1), “TÜRKİYENİN EMNİYETİ (Güvenliği) VE KARADENİZ SAHİLDARI DEVLETLERİN KARADENİZDEKİ EMNİYETİ (Güvenliği) ÇERÇEVESİ DAHİLİNDE, KORUYACAK” tarzda (Biçimde) tanzim etmek arzusile (Düzenlemek isteğiyle)mütehassıs (duygulu) olarak;

İşbu mukavelenameyi (Sözleşmeyi) 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan’da imza edilmiş olan mukavelenamenin (Sözleşmenin) yerine ikameye (koymaya) karar vermişler ve murahhas olarak atideki zevatı (tam yetkili temsilcilerini) tayin etmişlerdir.
Türkiye Cumhuriyeti Reisi:
Dr. Rüştü ARAS, Hariciye Vekili (Dış İşleri Bakanı, İzmir Milletvekili),
B. Suat DAVAZ, Büyük Elçi (Paris’te olağanüstü tam yetkili temsilci),
Numan MENEMENCİOLU, Harici Vekili Katibi, Büyükelçi, Dış İleri Bakanlığı Genel Sekreteri.)
Asım GÜNDÜZ, Korgeneral (Genel Kurmay İkinci Başkanı)
Necmeddin SADAK, Akvam Cemiyeti Türkiye Daimi Temsilcisi, Türkiye, Milletler Cemiyeti Daimi Tem.

Madde 1

Yüksek Akit (Bağıtlı Yüksek) Taraflar Boğazlar’da denizden geçiş ve seyrisefer (gidiş-geliş/ulaşım) serbestisi prensibini (Özgürlüğü ilkesini) kabul ve teyid ederler (Doğrularlar).
Bu serbestinin istimali (Bu özgürlüğün kullanılışı) bundan böyle işbu mukavele hükümleri ile tanzim edilir (Düzenlenmiştir).
KISIM I.
Ticaret Gemileri

Madde 2.

Sulh (Barış) zamanında, ticaret gemileri, sancak ve hamule (Bayrak ve yük) ne olursa olsun, gündüz ve gece, aşağıdaki 3 üncü maddenin hükümleri mahfuz (Saklı) kalmak üzere hiçbir merasime (İşlem/formalite) tabi olmadan Boğazlardan geçiş ve seyrisefain (Geçiş ve gidiş-geliş/Ulaşım) tam serbestisinden müstefid olacaklardır (Özgürlüğünden yararlanacaklardır). Bu gemiler Boğazların hiçbir limanında tavakkuf etmeksizin (Uğramaksızın) transit suretiyle (uğraksız) geçtikleri takdirde (Geçerlerken), Türkiye alakadar makamları tarafından (Türk Makamlarınca) cibayeti (Alınması) bu Mukavelenamenin 1. Lahikasında (1 Sayılı ekinde) derpiş edilen (Öngörülen) rusum ve tekaliften (Vergilerden ve harçlardan) başka hiç bir rusum veya tekalife tutulmayacaktır (vergi ya da harç alınmayacaktır.).
Bu rusum ve tekalifin cibayetini tahsil etmek (Bu vergilerin ya da harçların alınmasını kolaylaştırmak) için Boğazlardan geçecek ticaret gemileri 3. Maddede tasrih edilen (Belirtilen) merkezin (istasyonun) memurlarına (Görevlilerine) isimlerini (Adlarını), tabiyetlerini (Uyruklarını), tonajlarını, gidecekleri yeri ve nereden geldiklerini bildireceklerdir.
Kılavuzluk ve romorkaj (Kılavuzluk ve yedekçilik/Römorkörcülük) ihtiyari kalır (İsteğe bağlıdır).

Madde 3.

Ege Denizi’nden veya Karadeniz’den Boğazlara dahil olacak her gemi, beynelmilel sıhhi hükümler (Uluslar arası sağlık kuralları) çerçevesi dahilinde Türk nizamlarile vazedilmiş (Yasalarıyla konulmuş) olan sıhhi kontrole tabi olmak (Sağlık denetimi) için Boğazlar methalinde (Girişine) yakın bir sıhhat merkezinde tavakkuf edecektir. (Sağlık istasyonunda duracaktır) Temiz patenteleri olan veyahud işbu maddenin 2 nci, fıkrasındaki hükümlerin şumulüne girmediklerini tasdik eden sıhhi bir beyanname ibraz eyleyen gemiler için bu kontrol (Bu denetim, bir temiz sağlık belgesi /Patentesi) ya da işbu maddenin 2.fıkrasındaki hükümlerin kapsamına girmediklerini doğrulayan bir sağlık bildirgesini gösteren gemiler için, gündüz ve gece mümkün olan azami süratle icra edilecek (Olabilen en büyük hızla yapılacak) ve bu gemiler Boğazlardan geçişleri esnasında başka bir tavakkufa mecbur edilmeyeceklerdir. (Duruş zorunda bırakılmayacaktır)

Dip Notlar:

(1) – Lozan Barış Antlaşmasının 23. Maddesi şöyledir. “Bağıtlı yüksek taraflar, Boğazlar rejimine ilişkin bugünkü tarihli yapılmış olan Sözleşmede öngörüldüğü üzere, Çanakkale Boğazı’nda, Marmara Denizcinde ve Karadeniz Boğazı’nda, denizden ve havadan, barış zamanında olduğu gibi savaş zamanında da, geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) serbestliği ilkesini kabul ve ilan etmekte görüş birliğine varmışlardır. Bu sözleşme, Yüksek taraflar bakımından, sanki bu Antlaşmanın içindeymiş gibi, aynı güç ve değerde olacaktır”.
Yukarıda izah etmeye çalıştığım üzere Türkiye Büyük millet Meclisinde Ulusal Yasamız olarak kabul edilmiş ve 5 Ağustos 1936 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiş olan Türk Boğazları ile ilgili yasamız, Montreux Sözleşmesi ismi ile değil, TÜRK BOĞAZLARI SÖZLEŞMESİ ismi ile kullanılmalı ve 01 Temmuz 1994 tarihinde yürürlüğe giren ve uygulanmakta olan TÜRK BOĞAZLARI isimli yasalarımız ile birlikte Ülkemizdeki tüm denizcilik okullarında eğitim ve öğretim programı içine alınarak mecburi ders olarak okutulmalıdır.


Bunları da beğenebilirsin