Denizcinin anasayfası

Carettaların kahvaltısı

Kaptan Koray Karagöz yazıyor : "Gökkaya'nın soğuk suyunda buraların ilk ev sahipleriyle tanıştım. Suyun altında göz göze konuştuk"

Baş üstüne uzanırsın yüzükoyun, yıldızları seyredersin, göz kapakların ağır ağır ininceye kadar. Yıldızlar en güzel koyu lacivertin üzerindeyken bu kadar net görünür. sadece onlar vardır çünkü gecede parlayan.

Güneşin tan vaktinde yüzüne değen ilk ışıkları ile uyanırsın. Yüzünü yıkamak yerine denize atlarsın hemen günün ilk serinliğinde. Artık demir almak zamanı. Kıç halatlarını mayna edip ırgatına yol verirsin, loçaya ağır ağır demir baklalarını seyrederek.

Kuzeyli rüzgara kalmadan

Neta olduktan sonra ver elini Kekova. Yaklaşık 3,5 saat yolun var Kaş’tan. Sabah erken çıkmalısın sefere. Yoksa öğlen vaktinden sonra başlayan kuzeyli rüzgar rahatsız edebilir seni. Hele bir de Orsa’dan 17 knot  rüzgarını aldın mı şişirip ana yelken ve Cenova yelkenini en keyifli seyrin başlar. Sadece sen, deniz ve rüzgar sesi…. Çok ama çok mesutsundur.

Körfeze girdin mi sıcak burnundan artık Ölüdeniz’desin. O kadar çok koy var ki girebileceğin ama benim en sevdiğim Gökkaya Koyu. Kaleköy ve Uçağız çok popüler ama sakinliği daha çok severim ben. O yüzden Gökkaya’yı tercih ederim. Hele hele henüz günübirlikçilerin gelmediği sabah saatlerinde.

Dağdan gelen soğuk su

Sabah dokuz gibi attım demirimi. Derinlik 3,5 metre. Alargada durmak yeterli. Ve artık ıslanma vakti. Gökkaya Koyunu ayrı severim. Çünkü dağlardan gelen soğuk su akıntısı vardır ve ben soğuk suda yüzmeyi daha çok severim.

Ev sahipleri orada

Zamanı daha fazla geçirmeden biraz Asırlı Adası’nın açıklarına doğru, derinlik 12-13 metrelerde yaptım dalışımı. Çok derin olmadığından tüp kullanmadım. Şnorkel, gözlük dalıyorum. Derken uzakta bu denizlerin ilk ev sahibine rastladım., bir carettaya. Usul usul takip ettim onu su altı kameramı da açarak. Ve o beni misafir etti kendi evine, yani beslenme yaptıkları alanlara sabahın erken saatinde.

Tam 10 caretta gözlemledim, fotoğrafladım. Onları hiç rahatsız etmemeye özen gösterdim. Çünkü ev sahibi onlar ben ise sadece misafirim. Mercanların arasında kahvaltılarını yapıyorlardı. Hem yukarıdan onları izledim hem de kamera çekimimi yaptım.

Göz göze konuştuk

Derken benimle ilgilenen birisi yaklaştı, aramızda 10 santimetre kalana kadar. Birbirimize baktık ve birbirimiz için bir tehlike oluşturmadığımızı anlattık sanki gözlerimizle. Ama o an gitmem gerektiğini de anladım.

Onları kendi yaşam alanlarında, kendi özellerinde yalnız bırakmalıydım ve “hoşçakalın” dedim her birine yüreğimden ve “hep burada olun. Bizi hiç yalnız bırakmayın. Biz size çok kötülük yapıyoruz. Size zarar veriyoruz ama bizden vazgeçmeyin lütfen” diye ekledim.

Ve bir gün oğluma da kendi denizlerimizde, birlikte dalış yaparken yine bir caretta ailesi gösterecek kadar şanslı olabilmemiz için dua ettim.