Denizcinin anasayfası

1849 yılında İngiliz Donanması’nın karasularımızı ziyareti

Geçen yazımızda iki savaş gemimizin 1850 yılında İngiltere’ye yaptığı ziyareti, genç bir teğmenin günlüğünden yayınlamıştık.

Okurlar bu makaleye şu linkten ulaşabilir: https://www.denizcilikdergisi.com/yazarlar/uluc-hanhan/mirat-i-zafer-firkateyni-ve-surag-i-bahri-briki/

Bu iki gemi niye İngiltere’yi ziyaret etti? Bu sorunun yanıtı için biraz araştırmak gerekti ve bunun yanıtını bize İstanbul Deniz Müzesi’ne büyük emeği geçen rahmetli Deniz Subayı Haluk Y. Şehsuvaroğlu verdi. Ruhu şad olsun. Aşağıda onun ağzından bu gezinin öncesi hakkında fikir sahibi olacaksınız. Bunlara ilave olarak, gelişen bu ilişkiler sayesinde, iki devlet 1853’te Kırım Savaşı’nda aynı cephede savaşacaktı.

Üç tane üç ambarlı, dört kapak bir firkateyn ve sekiz vapurdan mürekkep bir İngiliz Donanması 1266 Muharrem’de (Aralık 1849) Çanakkale Boğazı önünde demirledi. Karasularımızı dost bir devlet donanmasının ziyareti Babıâli’ce iyi karşılandı. Hakiki bir Türk dostu olan İstanbul’daki büyükelçisi Canning (Stratford) de bu ziyaretin bazı hayırlı neticeleri olmasını temenni ediyordu.

Bahriye Meclisi reisi Ragıp Mehmet Paşa’nın İngiliz Donanmasına Abdülmecit ve Babiâli tarafından “Hoşgeldiniz” demesi uygun görüldü. Paşa evvela Tarabya’da Canning ile görüştükten sonra Mecidiye vapuru ile Çanakkale’ye hareket etti. Aynı vapurla büyükelçinin Donanmaya gönderdiği İngiliz deniz subaylarından “Slade” de bulunuyordu. (Sir Adolphous Slade, 1828-1829 Osmanlı-Rus Harbinde yüzbaşı olarak ve müşahit sıfatıyla donanmamızda bulunmuş, 1831 İlkbaharında İngiltere’ye dönmüş ve 1849’da tekrar Türkiye’ye gelmiştir. Kırım Harbi’nde (1853-1856) donanmamızda mühim hizmeti görülmüş ve amiral rütbesi ile ve “Müşavir Paşa” unvanıyla senelerce hizmette bulunmuştur. ) 16 Muharrem Cumartesi (2 Aralık 1849) saat dört sularında İstanbul’dan hareket eden Mecidiye Vapuru ertesi gün saat 9.5 sularında (alaturka saat ile) Boğaz haricindeki İngiliz Donanması yanına varıldı ve Amiral gemisiyle Mecidiye arasında mutat selamlaşmalar yapıldı. Vakit geç olduğundan görüşme ertesi güne bırakıldı ve mülakat saatinin temini için Slade, Amiralin yanına gönderildi. Gece dönen İngiliz Kaptanı (Slade), Amiral Barker’ın pazar günü alafranga saat 10.00’da görüşmeye muntazır (bekleyen) olduğunu bildirdi.

Ertesi sabah sert bir karayele rağmen Ragıp Paşa yanında bir yüzbaşı ve bir teğmen olduğu halde Mecidiye’nin büyük filikasıyla Amiral gemisine geçti. İngiliz askerleri donanma gemilerinin serenlerinde çimariva etmişlerdi. Mecidiye’de bizim erler aynı şekilde vaziyet aldı. Güvertede Amiral ve komutanlar Ragıp Paşayı karşıladılar ve hep beraber kamaraya inildi. Tercümanlığını Londra’ya tahsile gönderilmiş bulunan ve o tarihte İngiliz donanmasında stajda olan Bahriye Mektebi talebelerimizden Ali Efendi yapıyordu. Ragıp Paşa, Amiral Barker ile kendi arasındaki görüşmeyi Kaptan Paşa’ya verdiği raporda şu şekilde anlatıyor; Ali Efendi tercümanlığı ile arzı meram edip tarafı Şahaneden Amiral Bey dostumuza mahsusen geldim. Sultan Abdülmecit Efendimiz Devlet-i Aliyem ile, İngiltere Devleti fahimesi beyninde olan dostluğu Amiral Beyin bu defa donanma ile Boğaza sürati muvasalatları ispat ettiğinden hazzettim ve dostluklarını unutmam ve unutulmaz mahsus selam ederim deyu buyurdular dediğimde, Amiral Barker dahi elimden tutup Sultan Abdülmecit Efendimiz Hazretleri iyiliğine ve sağlığına biz de dostane çalışırız dedi.

Yine çakerleri fethi kelam edip kumandan dostlarımızın ve sair bilcümle zabitanın dahi hatırlarını istifsar ettiler (sormak) dedim onlar dahi her biri başka başka nezdi çakeriye gelip, el tutup dostlukla olan sebatlarını arz ve beyan eylediler. Bunun üzerine tarafi eşrefi hazreti sadaretpenahi ve satı vâlâyı seraskeri ve canıbı kaptaniden tebligat icabını ifa ve anlar tarafından dahi başka başka hulus ve müsalemetleri tezkar ve ima olunduktan sonra çay içilip Amirali mumaileyh canibinden mevsimce irad olunan hava sohbetlerine icabi veçhile cevaplar verildi.) raporun bu kısmında İngiliz Donanmasının demirlediği bazı yerler ve donanmaya su alma meselesi görüşülmüş ve ondan sonra bahis Türk Bahriyesine intikal etmiştir. (..Mahmudiyenin havuzdan vakti ihracı sorulduktan evvel bahara kadar tamiratı icra ile donatılacağı ve havzı ceditte olan kapak şu günlerde çıkarılıp taşrada ikmal kılınacağı beyan kılındı. Devlet-i Aliye donanmasının heyeti hazırası gayret yolunda olup, gerek sefain, gerek alat, edevatı lazime ve asakiri mevcudesi pek rana (güzel, hoş) ve temiz olduğu ve top talimleri yolunda bulunduğu İstanbul’a azimet eden zabitanın ifadelerinden malum olduğu fakat ateşli talim icra olunmalı, niçin top için mektep inşa olunmuyor? Dedikte, kara topçuları top fennini Mektebi Harbiyede tahsil etmektedir. Bahriye için dahi şimdilik adada ( Heybeliada) mektep inşa olunmakta olarak Okmeydanı’nda (İncirli bahçe) nam mahalde nişan atılacaktır dediğimde Devlet-i Aliye’nin elhaleti hazihi (şimdiki) fünunu harbiye ve saireye olan ikdam ve himmetini Amirali mumaileyh (adı geçen) tahsin (beğenmek)  ile üç sene muhaddem ( önce) İstanbul’a geldiğini ve Tersane-i Amire ve donanmayı hümayunu gezdiğini ve her bir ziyaret ve mesire mahallini gördüğünü ifa eyledi badehu  sefinemizi gezer misiniz? dedikte memnun olurum dedim, kendisi bizzat pişirev (önden giden) olup geminin her tarafını gezdirdi hatta ledelhace (ihtiyaç görüldüğü zaman)  karaya çıkarmak için mevcut olan çarka (talim) toplarını dahi gösterip sandalda ve karada kullanılacağını haber verdi.)

Adolphus Slade

Bundan sonra Amiral, Ragıp Paşa’dan bu geminin Mahmudiye ile mukayesesinde hangisinin daha büyük olduğunu sormuş ve Ragıp Paşa da ( beraber olmalı) diye cevap vermiş, raporunda verildi ise de, Mahmudiye elli altı buçuk Fransız kademi arzında olduğundan behemahal ( herhalde) ondan cesametli olduğu derkardır-malumdur ) demektedir.

Amiral Çanakkale’yi gezmiş ve orada topları da görmüş, bunları çok beğendiğini söylüyor. Ragıp Paşa gemi gezildikten sonra tekrar kamaraya avdet etmiş, birer çay daha içilip amiral gemisinden ayrılmıştır. Bu ayrılış esnasında on yedi pare top atılmakla ve grandiye Türk bayrağı çekilmek suretiyle paşa selamlanmıştır.

Çanakkale eski Su İskelesi

Ragıp Paşa’nın ayrılışından on beş dakika sonra amiral bir (memuru mahsus) göndererek ziyarete geleceğini bildirmiş ve bir saat sonra maiyetinde kumandanları olduğu halde İngiliz Amirali Mecidiye’ye gelmiş ve mutat merasimle karşılanmıştır.

Amiral ve İngiliz kumandanlar Mecidiye gemisinin ziynet (süs, bezek) ve zibayisine ( güzellik) dilbeste olmuşlar, vapurdaki subaylarla tanışmışlar ve kamarada şeker ve çay ikramıyla izaz (ağırlama) edilmişlerdir. Amiral Barker, Ragıp Paşa’ya Bahriye mektebine kaç yaşında talebeler alındığını sormuş, Paşa on üç, on dört yaşında olanların alındığını bildirmiş, Amiral kendisinin dokuz yaşında mektebe girdiğini söyledikten sonra ( İngiltere bir firkateyn ile bir vapur niçin irsal olunmaz (gönderme) bu İngiltere ahalisinin yakinen celbi kulüpleriyle dostluğun artmasını ve kuvvetlenmesinin Devleti Aliye gemilerinin o havali sularında gezmesiyle bahriye fenni tahsilinden ve sair cihetlerden dolayı türlü menfaatleri olacağı) mütalaasında bulunmuştur.

Amiral bundan sonra Akdeniz ve Karadeniz’deki donanma hizmetlerinin kaçar sene olduğunu sormuş, Ragıp Paşa üçer sene  vazife alındığını söyleyince Barker, İngiltere’de de taşra sefinelerinde üçer sene müddetle ikamet olunduğunu söylemiştir. Bahis tekrar topçuluğa intikal etmiş ve Amiral havanın şiddeti ve günün de pazara rastlaması münasebetiyle top talimi yaptırıp gösteremediğine müteessif olduğunu beyan etmiştir.

İngiliz Amiral ve kumandanları Mecidiye vapuru gezdirilmiş ve vapurun inşa tarzı çok beğenilmiştir. Amiral bu gezintiyi takiben kumandanlar ve kaptan Slade ile beraber filikasına binerek Mecidiye’den ayrılmıştır.

Kaptan Slade vapura döndüğü vakit Amiral Barker’ın ( vapuru hümayumun palavra ve güverte sair mahallerinin başka başka endazesiyle resmini telebeylediğini ) bildirmiş ve Slade bu arzunun yerine getirileceği cevabıyla tekrar Amiral gemisine gönderilmiştir.

Geç Amiral Sir Adolphus Slade Müceher Paşa

Ertesi sabah Mecidiye vapuru demir alarak İstanbul’a hareket etti. Bahriye Meclisi reisi Ferik Amiral Ragıp Paşa’nın verdiği rapor üzerine Babialice de böyle bir seyahatin iki memleket arasındaki dostluk bağlarının daha kuvvetlenmesi ve mürettebatın bahriye fennindeki meleke ve maharetlerin artması bakımından faydalı olacağı düşünülmüş ve kaptan Paşa’nın teklif ettiği Mir’atı Zafer firkateyniyle, Serağı Bahri birikinin İngiltere’ye ve Şihabı bahri firkateyninin de Tulon’a bahar mevsiminde gönderilmesi kararlaştırılmıştı.


Bunları da beğenebilirsin