Denizcinin anasayfası

Petrol sızıntısına tazminat yolu açıldı

Yeşil Gazete’den Merve Damcı’nın haberine göre geçen yıl (29 Temmuz) Aliağa-Nemrut Körfezi Tavşan Adası açıklarında, Palau bayraklı Harrier adlı kuru yük gemisinden kaynaklanan ham petrol sızıntısı nedeniyle bölgede yaşanan çevre felaketinde bilirkişiler davacıları haklı buldu.

Ham petrol sızıntısına müdahalenin eksik ve geç gerçekleştirildiği, Harrier gemisinin sahibi ve acentesinin yaşanan olayda müşterek kusurlu olduğu belirtildi.
“Temizlik çalışmaları geç başlamış, ekosistemin tüm unsurlarında telafi edilemeyecek zararlar meydana gelmiştir”

Bilirkişi raporunda,

“Temizlik çalışmaları geç başlamış, ekosistemin tüm unsurlarında telafi edilemeyecek zararlar meydana gelmiştir.

Olaya müdahale eden kamu kurumlarımızın raporlarından çelişkiler vardır.

Olayın sorumluluğunu üstlenen İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce yapılan konuya yönelik çalışmaların yeterli olduğunu gösterebilecek resmi bir belgeye ulaşılamamıştır.

Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 15.10.2018 tarihli yazılarında ve idarece hazırlanan 08.10.2018 tarihli tutanakta ‘gözle görülebilir kirlilik tespit edilemediği’ ibaresi bulunmaktadır.

Böyle bir durumda su ve sediment örnekleri alınıp nicel analizlerin yapılması gerekirdi.

Analiz sonuçlarına göre eğer değerler düşük ise böyle bir ibare bilimsel bir temele oturmuş olurdu” açıklamalarına yer verildi.
“Herkes ‘deniz temizlenmiş’ diyor ama rapora göre bunun yıllarca süreceği çok net, bilimsel olarak da ortaya konulmuş”

Gelişmeleri değerlendiren Foça Çevre ve Kültür Derneği Platformu sözcüsü Bahadır Doğutürk bilirkişi raporunun çok net olarak haklılıklarını ortaya çıkardığını söyledi.

Foça petrol faciası bilirkişi raporu

Gepostet von FOÇA ÇEVRE VE KÜLTÜR PLATFORMU am Freitag, 11. Januar 2019

Bu bir tespit davasıydı.

Bu kirletici bölge halkına, deniz canlılarına, her yere zarar verdi.

Buna istinaden tazminat davası açma hakkının yolu açılıyor.

Şimdi avukat arkadaşlar bu olaydan dolayı bölgede gördükleri zararları beyan etmek üzere bir tazminat davasına gidebilecek, o da karşı taraftan talep edilecek.

Çünkü uluslararası taşımacılıkla ilgili ‘Bunker 2001’ adlı bir sözleşme var, orada çok ağır koşullar var.

Bu tür durumlarda bölge sakinlerinin tazminat alma hakkını doğuruyor.

Bazen güzel şeyler yapıyoruz ama burada yaşayan insanlar bunun değerini bilmiyorlar.

Halbuki yüzlerce, binlerce kişi toplu olarak bir dava açsa Türkiye’nin, dünyanın gündemine oturacak bir durumdu.

Herkes ‘deniz temizlenmiş’ diyor ama rapora göre bunun yıllarca süreceği çok net, bilimsel olarak da ortaya konulmuş.”
“Petrol ürünleri bulaşmış balık ve su ürünlerinin tüketilmesi hayvan ve insanlarda kansere yol açabilir”

Bilirkişi raporu Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden emekli öğretim üyesi Enver Yaser Küçükgül, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Baha Büyükışık ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü’nden emekli öğretim üyesi Ali Osman Karababa’nın katılımıyla hazırlandı.

Raporda gemi sökümü için Aliağa’ya gelen kuru yük gemisinden kaynaklanan ham petrol sızıntısının sağlık etkileriyle ilgili olarak petrol ürünleri bulaşmış balık ve su ürünlerinin tüketilmesinin hayvan ve insanlarda kansere yol açabileceğine dikkat çekildi.

Ne olmuştu?

1989 yapımı Harrier adlı kuru yük gemisinden sızan ham petrol İzmir’i alarma geçirmişti.

Yeni Foça ve Gencelli mevki arasındaki sahile yayılmış olan petrol tabakası büyük bir çevre kirliliğine yol açmış, balık ölümleri gerçekleşmişti.

Aliağa Sahil Güvenlik Komutanlığı’nca bölgede 2. derece kirliliğe neden olduğu tespit edilen gemiye 1,644,742,40 TL idari para cezası uygulanmıştı.

Bunker 2001 Sözleşmesi nedir?

Tam ismi “2001 Gemi Yakıtlarından Kaynaklanan Petrol Kirliliği Zararının Hukuki Sorumluluğu Hakkında Uluslararası Sözleşme” olan Bunker, gemilerde yakıt olarak taşınan petrole verilen isimdir.

Bunker Sözleşmesi, petrolün denize dökülmesinin verdiği zarardan doğan hukuki sorumluluğu düzenlemektedir ve bu sorumluluk için zorunlu sigorta öngörmektedir.

19-23 Mart 2001 tarihlerinde Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) merkezinde toplanan diplomatik konferansta son halini alarak kabul edilmiş, birkaç yıl imzaya açık kaldıktan sonra, konvansiyon 21 Kasım 2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

IMO ve IHS-Fairplay verilerine göre 31 Aralık 2013 tarihi itibariyle Bunker Sözleşmesi’ne dünya tonajının %90,72’sini oluşturan Türkiye dahil 75 ülke taraftır.


Bunları da beğenebilirsin