Denizcinin anasayfası

Teker: “Sonsuz teminat sağlıyoruz”

Konuşmasına başlarken kendinden ve kariyerinden bahseden Ufuk Teker, “Ben denizcilik fakültesi 1992 mezunuyum, ilk girdiğim sene 1988’de okulun adı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ydı. Bir sene kadar öyle okuduk daha sonra okul İTÜ’ye devredildi. Beş yıl deniz hayatından sonra karaya geçtim. Deniz Yolları işletmesinde dört yıl çalıştım, 18 ay askerlik yaptıktan sonra da tek kontrat kimyasal tankerde görev yaptım. Karaya geçtiğimde Aksa Sigorta Nakliyat Departmanı’na geçtim. Kariyerim sigortacılıkla devam etti” dedi.

“Türk P&I beklenenin de ötesinde”

P&I Sigorta’nın ne şekilde hizmet verdiğini anlatan Teker, şunları söyledi: “P&I denizcilere sigorta teminatı sağlar. Bu sigorta olmazsa hiçbir gemi sefer yapamaz. P&I’dan önce Türkiye’de böyle bir hizmet yoktu, dünyada da 20-22 civarında olması lazım. O zamanki Türkiye yönetimi bu işi yapabilecekleri bir araya getirerek P&I’ı kurdu. Çok teknik bir kurum. Şirket hisselerinin yüzde 50’si Türkiye’ye, yüzde 50’si ise özel. 6 yıllık bir geçmişi var büyümeye de devam ediyor. Kuruluş amacı yurtdışına giden döviz miktarının ülke içinde kalmasını sağlamak. Türkiye’de know-how’ı oluşturabilmek adına kuruldu ve şimdiki pozisyonu beklenenin de ötesinde.”

“Yerel hassasiyeti ciddiye alıyoruz”

Türk P&I’ın avantajlarını anlatan Teker, “Türkçe konuşuyoruz, müşteri claimlerini Türkçe olarak yazıp international hale getiriyoruz. Uluslararası armatörlere kendi dillerinde hizmet vererek yerel hassasiyeti ciddiye alıyoruz. P&I olarak 145 ülkede temsilcilikle bir ağ oluşturduk. Ana dilimiz İngilizce ama dört ayrı dilde personel yeteneği bulunuyor. Bütün bayrak devletlerinden Türk P&I’ın sağlamış olduğu teminatları uluslararası pazarda satıyoruz. Primlerin yüzde 55’i yabancılardan sağlanıyor” dedi.

“Sayamayacağım kadar teminat kapsamı var”

Sigorta teminatları hakkında bilgi veren Teker, “Gemiinsanı P&I sigortalı gemide çalışıyorsa hangi P&I kulüpte onu bilmeli. Biz gemilerde işletme sorumluluğu altında yaşanabilecek her türlü kaza, yaralanma, ölüm, cenaze işlemleri ve hatta define kadar bir çok şeyi sigorta teminatı altına alıyoruz. Bunlar sadece sayabildiklerim, P&I’ın sonsuzluk diyebileceğim kadar teminat kapsamı var” ifadesini kullandı.

“İngilizce konuşup ikna edebiliyor olmak önemli”

Meslekte İngilizcenin önemine vurgu yapan Teker, şunları kaydetti: “Sigortacılıkta İngilizce çok önemli. Mesleğin anadili İngilizce çünkü. Literatür olarak bilmelisiniz, yani hukuki ve mesleki terimleri çok iyi anlayıp kavramış, makaleleri ve hukuki metinleri çözebiliyor durumda olmalısınız. İngilizce dilinde konuşup karşınızdaki insanı ikna edebiliyor olmanız gerekiyor İkinci diller ticaret alanına göre değişebilir.”

“Doğru hedefler seçin ve ona yürüyün”

Teker, karaya geçiş sürecinin nasıl olduğu sorusuna ise, “Ben denizciliği seviyorum. Karaya geçmek için denizciliği öldürmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Hala kendimi denizci olarak tanıtıyor ve bununla gururlanıyorum. Denizcilik çok saygın bir meslek. Benim ana hedefim hiçbir zaman para olmadı, mesleği ve denizi sevmenin en önemli şey olduğunu düşünüyorum. İşi külfet olarak görmemek lazım, özen gösterilmeli. Öncelikle alt mesleğin iyi seçilmesi önemli. Mesleğin hangi kısmı ilginizi çekiyorsa onu seçin ve odaklanın. Herkes her şeyi bilemez elbette. Denizcilik zor bir meslek grubu. Kimyasal tanker ve offshore gibi gerçekler var ve hepsi ayrı uzmanlık istiyor. Mutlaka ara kararlar da almak zorunda kalacaksınız ama acele etmeyin, sakince ve emin olarak karar verin. Kendinizi eleştirin ve acımasız olabilin. Dev aynası gerçek değil, ona bakmayın. Elde edilebilir hayaller kurun ki başarısızlık tatmak zorunda kalmayın. Sorunları parçalara ayırıp yönetebilmeyi öğrenin. Karşınıza dar boğazlar tabii ki çıkacak ama doğru manevralarla geçebilirsiniz unutmayın hayat o kadar da acımasız değil. Benim mezun olduğum dünya ile bugünkü dünya arasında çok fark var, her şey hızlı değişiyor. Fakat siz elenmiş zekalarsınız, bunların üstesinden gelebilirsiniz yeter ki doğru hedefleri bilin ve ona yürüyün.” yanıtını verdi.

“Uzmanlıklar büyük çaba istiyor”

İlk günden CEO olunmadığının altını çizen Teker, “Bir konuda uzmanlaşmak basit değil. Mesela deniz sigortacılığının kendi içinde ticari, hukuki ve denizicilik gibi alanları var. Uluslararası ticaret bilmeden bu işi yapmak mümkün değil. Altyapıya ihtiyaç var bu sebeple. Eğer mezun olup ertesi gün CEO olacağını düşünen varsa bu fikri hemen kafasından uzaklaştırsın. Uzmanlıklar büyük çaba ister. Çok çalışmak, okumalar yapmak gerekiyor.” diye ifade etti.

Sigorta altında üç meslek olduğunu söyleyen Teker, teknik bilgiler için surveror tarafında mühendis ve makinecilerin tercih edildiğini, denizci kökenli brokerlar yani müşteri getirenler bulunduğunu ve mannig surveror adı verilen sahada kazanın nasıl meydana geldiğini inceleyerek hasar tespitinde bulunan ve maliyeti hesaplayanlar olduğu bilgisini verdi. 

Mezun olunduktan sonra sigortacılıkla alakalı sertifika programlarına katılmanın, İngilizce öğrenmeye yatırım yapmanın önemine dikkat çeken Teker, lider pazarların Türkiye’de olmamasından kaynaklı sigorta şirketlerinde 25-30 kadar deniz kökenli çalışan bulunduğunu, surveylik tarafında çok etkili deniz tecrübesi gerektiğini, 100-200 kadar survey ve 50-60 kadar broker olduğunu, Türk P&I’ın yanında birkaç şirket daha bulunursa istihdamın artabileceğine işaret etti. 

“Bana mesleği öğreten abilerimi asla unutmam”

Teker, okulla ilgili olarak, “Biz 118 kişi aynı yatakhanede yatıyorduk, abi-kardeş gibiydik. Ben mesleğimi gemide öğrendim ve bana mesleği öğreten abilerimi asla unutmam. Birbirinize denizi sevdirin meslekten soğutmayın, önemli olan bu” diye konuştu.

“Elinizden geleni yapın ve iyi birer denizci olun”

Son olarak korsanlık olayları hakkında sigortacılık kısmının nasıl işlediğini açıklayan Teker, konuşmasını şöyle tamamladı: “Meslek hayatımda korsanların kaçırdığı gemileri, batıp kaybolan personel olayları gibi çok hadise gördüm. Bir zamanlar korsanlık sigortacılar arasında popüler bir riskti. Çok fazla Türk gemisi kaçırıldı. Eskiden büyük tonajlı gemilere önlem almak zordu. Silahlı görevliler falan bulunmadığından bir dönem çok kaçırılma olayı yaşandı. Fidye için kaçırıp bırakırlardı. Biz sigorta olarak korsanlık ne için yapılır öncelikle ona bakıyoruz. Yani para için mi yoksa ideoloji için mi buna bakılıyor. Sigorta teminatı için çok farklı partiler var örneğin kamuoyuna duyurulup tansiyonun yönetilmesi gibi. Bu olaylarla çalışılan hukuk firmaları da bulunuyor. Ama mesela 4 milyon dolarlık bir fidyenin korsanlara teslim edilirken kaybolmaması adına 300-400 bin dolarlık bir teslim süreci de oluyor. Bunun için bile ayrı sigorta yapılması gerekiyor. Umarım sorularınız yanıt bulmuştur. Teşekkür ederim herkese. Elinizden geleni yapın ve iyi birer denizci olun, başarılar.”


Bunları da beğenebilirsin