Denizcinin anasayfası

Emniyet Kültürü (Safety Culture)

Kılavuz Kapt. Harun Özdamar, Denizcilik Dergisi için yazdığı ilk makalesinde emniyet kültürüne odaklandı.

Çalışma dünyası için son yüzyılın en önemli konularından birisi emniyet kuralları ve alınacak önlemlerdir. Özellikle denizcilik sektöründe yaşanan kazalar ve can kayıplarına neden olan yıkıcı sonuçları kuralların geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır. 1912 yılında RMS Titanic gemisinin bir buzdağına çarparak batması sonucunda 1500’den fazla insanın yaşamını yitirmesi denizcilik sektöründe uluslararası kurallar oluşturmanın miladı olmuş ve bunun sonucunda 1914 yılında Denizde Can Emniyeti Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS)  kabul edilmiştir. SOLAS günümüze kadar birçok kez güncellenmiş ve birçok kazadan, olaydan sonra bilimsel metotlarla geliştirilmiş ve ticaret gemilerinin bir anayasası halini almıştır.

Türkiye’de emniyet kelimesi ile güvenlik kelimesi hemen hemen aynı anlamları kapsaması nedeniyle ciddi bir çelişki yaratmaktadır. Her ne kadar İngilizce terimleri çok kullanmaktan kaçınmak istesek de  İngilizcede bu iki farklı anlamdaki kelimelerin ( safety / security) net olarak ayrıştırılması denizcileri ister istemez özellikle  emniyet yerine “ safety “ kelimesinin kullanılmasına itmektedir.

“Emniyet” Arapçadan dilimize geçmiş bir kelime olup TDK sözlüğüne göre; güvenlik, güven itimat, polis işleri, bir araçta güven sağlayıcı parça olarak tanımlanmıştır. “Güvenlik” kelimesi ise TDK sözlüğüne göre; toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyettir. Görüldüğü gibi emniyet kültürünün veya bilincinin oluşabilmesi için kavramı net olarak tanımlayacak bir kelime bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki , uluslararası sefer yapan gemilerde çalışan veya bu gemilerle  ilgili işlerde çalışanlar günlük çalışma hayatında genellikle Türkçe kelime yerine doğru bir tanım veren İngilizce “ safety “ kelimesini kullanmaktadır. “ Safety “ kelimesinin Collins sözlüğüne göre Türkçe açıklaması; tehlike veya zarar verecek durumdan uzak olma halidir.

Türkçe’de olduğu gibi, Türkiye’deki çalışma hayatında emniyet (safety) bilinci tam olarak yerleşmediği için can kaybı ve yaralanmalarla sonuçlanan birçok kaza olmaktadır. Ayrıca Türkiye’de eğitim almış uluslararası gemilerde çalışan gemiinsanları ve yönetici gemiinsanları da birçok katı yaptırımı olan kurallar, şirket politikaları vs. olmasına rağmen basit emniyet kurallarını göz ardı etmeleri ve vuku bulmuş olaylardan ders çıkarıp önlem almadıkları için hayatlarını kaybetmekte veya yaralanmaktadırlar . ( Bkz . Cahit İstikbal ilgili makalesi https://www.denizhaber.com/m/suclama-kulturunden-insaf-kulturune-makale,100664.html )

Gemi personeli, özellikle eğitmen ve uygulatıcı konumundaki personel ( Kaptan ,         Baş Müh., zabitler ) mesleğe ilk başladığı günden itibaren uyulması zorunlu uluslararası kurallar ( SOLAS, MARPOL, MLC vb.) çerçevesinde meslek hayatının ana unsuru olarak emniyetli çalışmak , çalıştırmak ve talimlerle emniyet bilincini pekiştirmek üzerine kurulu bir düzen ile çalışmaktadır. Uzun yıllar uluslararası kurallar çerçevesinde emniyetli yönetim ve çalışma sistemleri ile çalışan gemi adamlarında gerçekten bir emniyet bilinci oluşmuş mudur? diye kendimize bir soru yöneltelim.

Dürüst olmak gerekirse genellikle zorunluluklar ve ciddi kontroller olan yerlerde emniyet önlemleri idari ceza verme , iş kaybetme ve ağır yaptırımlar vb. korkular baskısıyla kurallara uygun şekilde uygulanmaktadır. Fakat kuralların çok sıkı denetlenmediği veya emniyetli çalışma ortamının çalışanların inisiyatifine bırakıldığı alanlarda emniyet kültürünün (bilincinin) tam olarak içselleştirilmemesi sebebiyle kuralların esnetilmesi veya hiç uygulanmaması neticesinde birçok üzücü olay yaşanmaktadır. Esasında günlük yaşantımızda birçok tehlikeli durumla karşılaşarak yaşamımızı sürdürmekteyiz.  Kendimizi tehlikeli durumlardan korumak için birçok önlemi , alışkanlıklarımız ve reflekslerimiz doğrultusunda farkında olarak veya olmaksızın uygulamaktayız. Örneğin arabaya bindiğimizde ön koltukta otururken emniyet kemerini bağlamak ( çoğunlukla ceza yememek için) , karşıdan karşıya geçerken solu ve sağı kontrol ederek geçmek, kapı kapatırken elimizi korumak vb. gibi basit refleksle almakta olduğumuz emniyet önlemleridir . Fakat emniyet bilinci yukarıda belirttiğim basit önlemlerin çok daha ötesinde kaza olmaya yakın olayların veya durumların farkında olarak reflekslerimizi önlem almaya yönlendirmelidir. Yaşayarak öğrendiğimiz mevcut deneyimler, aldığımız eğitimler, risk değerlendirme bilgi ve becerilerimiz, başkalarının yaşadığı kaza veya tehlikeli olaylardan öğrendiğimiz önlemler, farkındalığımız, öngörülerimiz vb gibi öğeler bizim emniyet bilincimize etki eden faktörlerdir. Bunların yanında emniyet bilincini etkileyen bilişsel faktörler ; daima şüpheci ve uyanık olmak, doğru risk analizi yapabilme, analitik düşünme becerileri , görsel hafıza , vicdanlı olma vb.. gibi bazı özellikleri edinmekle de ilgilidir. Emniyet kültürü sadece kendimizi kaza ve tehlikeli olaylardan korumak için değil aynı zamanda beraber yaşadığımız, çalıştığımız ve temas kurduğumuz kişilerin de canını korumak için kullanmamız gereken kurallar veya uygulamalar silsilesidir. Bu kültürü çok küçük yaşlarda edinmek, öğrenmek ve uygulamak kişinin tüm hayatı boyunca kalıcı bir emniyet bilinci edinmesine neden olacağı kanısındayım. Emniyet bilincine sahip ebeveynlerin çocukları bu konuda çok avantajlı olabilirler. Bu konu ile ilgili deneyimlediğim bir durumu sizlerle paylaşmak isterim; kızımın küçük yaşlarda araba ile çıkacağımız bir seyahatte arabayı çalıştırmadan önce emniyet kemerini çıkardığını fark ettim ve arabayı çalıştırmadım. Neden gitmiyoruz diye sorduğunda emniyet kemerleri takılı olmadan arabanın çalışmayacağını ve bu kemerin hepimizin hayatını korumak için yapılmış bir sistem olduğunu basitleştirerek anlatmaya çalıştığım. İleriki yıllarda göle çaldığım bu mayanın yoğurt haline geldiğine şahit oldum. Kızım her arabaya bindiğinde ön veya arka koltukta oturması fark etmeksizin otomatik olarak emniyet kemerini daima takmıştır. Bugün araba kullanırken aynı titizlikle trafik kurallarına uymakta ve emniyet tedbirlerini harfiyen uygulamaktadır.

Uzmanlık alanım denizcilik olması nedeniyle yıllardır her kazadan ve olaydan ders çıkarılarak oluşturulmuş uluslararası kuralların tamamının insan hayatını korumaya yönelik kurallar olarak çıkarıldığını gördüm. Bu bilimsel yöntem ve vuku bulan olayların analizleri sonucu oluşturulan kuralları içselleştirmeli ve bunları zorunluluk olduğu için değil tamamen kendi isteğimiz olduğu için uygulamalı ve uygulattırmalıyız. Tüm amatör ve profesyonel denizcilerin emniyet bilinci konusunda kendisini kuralları öğrenerek geliştirmesi,  farkındalığını arttırması, birlikte çalıştıkları veya seyahat ettikleri kişilerin hayati risklerini azaltacak ve sevdikleri ile birlikte çok daha uzun bir ömür yaşamalarını sağlayacaktır. Otomobiliniz arıza yaptığında veya maddi hasarlı kaza yaptığında araçtan inip kendinizi emniyete alabilir veya hızlı bir yardım bulabilirsiniz. Fakat esas itibarıyla denizde hayatta kalma mücadeleniz gemiyi veya tekneyi terk ettiğinizde başlayacaktır. Gemiler veya tekneler çok kısa sürede yardım alabilen ve kurtarılabilen araçlar değildir. Bu nedenle denizde ve denizle ilgili işlerde çalışanların emniyet tedbirlerine herkesten daha çok uymaları ve uygulattırmaları gerekmektedir.

Yüksek Denizcilik Okulu’nun kıymetli öğretim üyelerinden rahmetli Halit GÜRDENİZ hocamızın derslerinde devamlı tekrar ettiği “Tedbir bizden takdir Allah’tan” sözü bende emniyet bilincinin oluşmasında çok büyük bir etki yapmıştır. Bu sözün kaderci bir yaklaşım olan takdir kısmından ziyade ”tedbir” kısmını şiar edindim ve tüm meslek hayatım boyunca uygulamaya çalıştım. Elbette tedbir alırken çok kapsamlı bilimsel çalışmalar sonucunda elde edilen kurallar, akılcı yaklaşımlar, kaza analizleri ve çıkarılacak dersleri de dikkate almaya çalıştım. Emniyet tedbirlerini uygulayan, kurallara uyan kişilerin bir misyonu da beraber çalıştığı veya yaşadığı kişileri de bilgi eksikliği veya farkında olmadıkları konularda uyarmaktadır.

Kıssadan hisse tüm deniz emekçilerinin emniyet tedbirlerini almaları konusunda bilinçli davranmalarını aileleri ve sevdikleri için kendilerini mecbur hissetmelerini temenni ederim.


Bunları da beğenebilirsin