Denizcinin anasayfası

Özge Borak : ‘Her daldığımda çöp topluyorum’

Sinema ve tiyatro sanatçısı Özge Borak, “Her dalıştan doğanın dengesine hayran çıkıyorum” dedi.

Sinema ve tiyatro sanatçısı Özge Borak, sualtı tutkusunun peşinden Kızıldeniz’e giderek mercan resiflerinde, deniz kaplumbağalarının ve tropik balıkların arasına daldı. Başarılı oyuncu, Jaws filminin etkisiyle denize girmekten korkan bir çocukken şimdilerde Rescue(Arama-Kurtarma)Dalgıcı olmasına uzanan derinlik sevdasını Milliyet’e anlattı. Belgesel kanalı İZ TV’de yayınlanacak Farklı Rotalar doğa belgeseli için dalışlar yapan Borak, “ Dünyayı hızla kirletiyoruz ve deniz canlılarının yaşam alanları hızla daralıyor. Her daldığımda doğanın müthiş dengesine hayran olarak satha çıkıyorum” dedi.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi eski başkoreografı, koreograf ve oyuncu Selçuk Borak ile balerin Buket Borak’ın kızı olarak sanat hayatına 8 yaşındayken başlayan Özge Borak, Türk sinema ve tiyatro izleyenlerinin en sevdiği kadın oyuncular arasına girdi. Sanatçı bir ailenin ferdi olarak şimdiye kadar çok sayıda tiyatro oyunu ve sinema filminde rol alan Borak, içinde biriktirdiği sualtı ve derinlik tutkusuyla dünyanın farklı yerlerinde dalışlar yapıyor. Büyüleyici derin dünya ile tanıştığı 2008 yılından itibaren kendisini çok geliştiren başarılı sanatçı, şimdilerde PADİ eğitim sisteminin Rescue(Arama/Kurtarma) Dalgıcı olarak sualtı keşfine devam ediyor.

“Büyük beyazı görmek için Güney Afrika’ya gittim”

İZ TV’de yayınlanan Farklı Rotalar dizi-belgesel için yerkürenin doğal akvaryumu olarak nitelendirilen Kızıldeniz kıyısındaki Şarm El-Şeyh kentine giden Özge Borak, deniz ve derinlik sevdasını Milliyet’e anlattı. Denize girmekten korkan çocukluk dönemi geçirdikten sonra 3-4 dalıcıyı güvenli şekilde sualtı gezisine çıkartabilen bir donanıma ulaşan Özge Borak, dalış macerasını anlattı.

“Bebekliğimden beri denizle çok ilgiliyim. Hatta çocukluk dönemimde Jaws filmini heyecanla izlerdim. Ağabeyim Selim beni yüzerken korkuturdu. Çocukluğum Avşa Adası’nda geçti. Hep köpekbalığı gelecek sanırdım ve biraz açılsam babamı( Selçuk Borak) çağırırdım hatta bu korku ile gece havuza bile giremez oldum. Ama denize girmeyi çok seviyordum ve korkumu yenmeliydim. 2009 yılında Kaş’ta Natura Blue dalış merkezinden Yusuf Şülekoğlu hocam ile bunu başardım. Üzerimde emeği büyüktür. Kaş’ta her yıl aralıksız daldım. 2008’de Jaws filmindeki canavardan korkarken, 2013 yılında Güney Afrika-Cape Town’a köpekbalığı görmeye gidecek kadar sevdalanmıştım sualtına. Orkinosun peşine gelen bu güzel yaratık beni daha fazla bağladı derinliklere.

“Her dalışta suyun altından çöp topluyorum”

Suyun altındaki dünyanın müthiş bir düzen içinde sürdüğünü gözlemlediğini söyleyen Borak, yerküreyi tehdit eden kirliliğin her dalgıç gibi kendisini çok üzdüğünü söyledi. Borak, “Su altında içi boş, hatıra olsun diye alacağınız bir kabuk az sonra başka bir canlının evi olabilir. O sebeple boş kabuk bile olsa su yüzüne çıkarmamalıyız. Denize atılan her çöp bir canlının ölümüne neden olabilir. Tek kullanımlık plastikler en aza indirilmeli bence. Sularımızı korumak için tüm dünyanın topyekün harekete geçmesi gerekli. Çöplerin denize dökülmesini engellemeliyiz, kaplumbağaların boynuna dolanmış plastik ağları konuşmamalıyız artık. Deniz kirliliği dünyanın en büyük çevre sorunlarından biri. Hızla yok ediyoruz doğayı. Ama her yerde duyarlı insanlar var. Bende her dalışımda suyun altına ait olmayan insansal atıkları topluyorum. Çünkü insan doğanın bir parçası olduğunu unutmamalı ve doğaya saygı duymalı.” dedi. Kaş’ın dışında Çanakkale-Kabatepe bölgesi, Kızıldeniz ve Maldivler gibi farklı noktalarda da dalış yaptığını söyleyen Borak, “Sualtında olmak bana büyük huzur veriyor. Suda olmayı öyle çok seviyorum ki parmaklarımın arasında nasıl perde çıkmıyor diye hayret ediyorum. İmkanım olsa suyun altında yaşayacağım. Çanakkale gibi tarihi dokusu yüksek bir ülkenin ferdi olarak daha çok savaş batığına da dalmak istiyorum ”şeklinde konuştu.

Şöhretini hak eden deniz: Kızıldeniz

Sualtı belgeselcisi Engin Aygün yönetmenliğindeki proje için Mısır’ın Kızıldeniz kıyısındaki ünlü dalış bölgesine gittiğini belirten Borak, “ 3 mm’lik neopren elbise beni biraz üşütse de, asla vazgeçemeyeceğim güzellikler için değdi. Suyun altı türlü balıkla dolu. Her dalış ayrı bir sürpriz ve heyecanlı.   Dünyanın dengesi için çok önemli mercanların etrafında yüzen Nemo, papağan, asker, palyaço, turna, orfoz, melek, Napolyon ve Anemon balıkları rengarenk görüntüler sundu bize. Dev bir müren ile caretta caretta kaplumbağası taçlandırdı dalışımı. Kızıldeniz’in Nama Bay koyu gerçekten yerkürenin doğal akvaryumu. Sonraki projemiz, batıklar ve tünellerle ilgili olacak. Yeni dalışlarımız yine heyecanlı olacak. “ dedi. Borak’ı sualtıyla tanıştıran Yusuf Şülekoğlu ise, “Özge, daha ilk dalışında suya uyumunu kanıtlayarak beni çok rahattı. İkinci dalışında ise nötr yüzerlilik ve BC kullanımı gibi becerileri yaptı ve kursu bitirdik. Çıtkırıldım değil, sağlamdır suyun altında. Ayrıcalık istemez. Sınırını, nerede, ne yapacağını bilir. Her türlü zorluğu çıkardım yılmadı. Çok iyi bir sualtı eğitmeni olur. Sualtındaki tüm zorluklarla başa çıkabilir. Nezaketi ve saygısını da eklersek, eksiksiz bir dalgıçtır Özge” dedi.

Özge Borak, belgesel ve bilgi kanalı İZ TV için ‘Bir Dalış Rüyası Sharm El Sheikh’ yapım için derin maviye daldı. Sualtı görüntüleme uzmanı Engin Aygün’ün yönetmenliğinde çekilen belgesel, Kızıldeniz in en iyi dalış noktalarında gerçekleşti. Ras Bob, Near Garden, Gordon Reef, Woodhouse, Ras Ghozlani, Jackfish Alley, Ras Zat’ar, Shark ve Yolande Reef de sualtı çekimleri yapılan belgeselde yüzlerce balık ve mercan, Özge Borak’a eşlik etti. Borak, derin sualtı duvarlarında, mağaralar ve kanyonlarda heyecanlı dakikalar geçirdi. Ayışığı Dalış Merkezi’nin desteğiyle çekilen belgeselde tecrübeli dalgıç Borak, canlıların yaşam alanlarının korunması gerektiği mesajını verdi.


Bunları da beğenebilirsin