Denizcinin anasayfası

Denizcilikte yıkılan “erkek olmak” tabusu

Devlet gemilerinde ilk Türk kadın denizci olan Kapt. Sedef Esra Ulutürk Dinç yazdı...

“Erkek mesleği”,
“Kadın yapamaz”,
“Kadın için çok zor meslek”,
“Gemide o kadar erkeğin içinde tek başına kadının ne işi var?”,
“Fırtınası-denizi-delisi var, yapamazsın karada iş bul”,
“Gemide kadın uğursuzluktur”,
“Denizcilik Fakültesi’ne giriş şartı:

“1- Erkek Olmak”

Bunlar ve dahası söylemlere boyun eğmeyenler olmasaydı, bugün dünyada ve ülkemizde 18 Mayıs Uluslararası Denizci Kadınlar Günü’nü kutluyor olamazdık..

Örneğin ben; Esra Kaptan ⚓
Bile bile zoru seçtim ve bir hedefim vardı;
Türkiye Cumhuriyeti Devletine ait,
Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.’nin Yolcu Gemilerinde çalışmak….

Türkiye Denizcilik İşletmeleri(TDİ) A.Ş.; Türk Denizcilik Tarihinin, geçmişten günümüze kadar gelmiş, en eski ve en köklü Denizcilik Kurumudur.

TDİ’nin çok uzun tarihçesinden çok kısa bahsetmek isterim:

Kuruluşu; Osmanlı Devleti zamanına dayanan bu duayen devlet kurumunun ilk nüvesi ;

1843 yılında kurulan Fevaid-i Osmaniye’dir.
1851 yılı Şirket-i Hayriye,
1870 yılı İrade-i Şahane ile İrade-i Aziziye,
1878 yılı İdare-i Mahsusa,
1910 yılı Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi,
1925 yılı Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi,
1951 yılı kurulan ve 1952 yılında faaliyete geçen Denizcilik Bankası T.A.O.,
1983 yılı Türkiye Denizcilik Kurumu Genel Müdürlüğü

Ve en son;

1984 yılından itibaren Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş Genel Müdürlüğü olarak, Denizcilik sektöründe faaliyet göstermeye devam etmiştir..

Eski yıllardaki heybetli ve varlıklı dönemine nazaran, son yıllarda faaliyet alanları çok azalsada, günümüzde halen varlığını sürdürmektedir.

Türkiye Denizcilik İşletmeleri çatısı altında, her biri ayrı bir ekol olan birçok işletme müdürlüğü (Denizyolları İşletmesi “Dış Hatlar-İç Hatlar Yolcu Gemileri”, Şehirhatları İşletmesi “vapurlar”, Tersaneler(Havuzlar ve Fabrikalar), Liman İşletmesi, Denizde can ve mal emniyeti işleri , Gemi Kurtarma, ) , faaliyet alanları, gemileri, gemilerin sarı-beyaz bacası üzerinde kırmızı Ay-Yıldızlı çift çapalı logosu, limanları ve misyonu ile beni daima kendisine hayran bırakmıştır…

İşte bu yüzden hedefim, bunca Denizcilik hizmeti veren Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne ait Türk Yolcu Gemilerinde çalışan “İLK TÜRK KADIN DENİZCİ” olmaktı…

1989 yılında; ” hangi üniversite?” hayalleri ile araştırma yaptığımda öğrendim ki; TDİ Yolcu Gemilerinde tanıdığım Gemi Kaptanlarının mezun olduğu Denizcilik Fakültesine Kız öğrenci alınmıyordu!!

Bu okula girmek için en büyük engel;

“KIZ (SHE) OLMAK”,

İlk şart;

“ERKEK OLMAK”tı..

Liseden mezun olmuş, ideali Denizci(Güverteci veya Makineci)olmak olan ve Denizcilik Fakültesine devam etmek isteyen bir kız öğrenci; puanıda tutsa, çok başarılı ve isteklide olsa; karşısına aşılması imkansız bu şart çıktığından, bu ideal hayâlden öteye gidemiyordu…

Halbuki;

“SHE” giremeyen bölümde yetişen Zabitan’ın çalışacağı Deniz Taşıtının kendisi “SHE” idi…

Dünya Denizcilik Tarihinde yüzyıllardan beri Gemi:”SHE”dir…
Uluslararası diyaloglarda Gemilere; “SHE” diye hitap edilir,
Gemiden; “SHE” diye bahsedilir,
Gemi; “SHE” diye anılır ve Gemilere Kadın ismi verilir..

Geminin kendisi “SHE” iken, neden “SHE”nin kendisi Gemide görev alamazdı??…

Denizciliğin tarihçesine baktığımızda ; eskiden, bir kadının denizde çalışması için gemiler ve çalışma şartları pek uygun değildi bunu biliyorduk elbette ama, yaşadığımız çağda; yeni gemiler, yeni teknoloji, modernizasyon ve otomasyonunda denizciliğe olumlu katkılarıyla ; denizcilerin çalışma ortamı ve yaşam mahali eski yıllara kıyasla çok daha konforlu ve kadınların çalışması için elverişliydi…

Ben,
Ege Denizi’nde bir Ada’da, denizin içinde büyüdüm….
Çanakkale/Gökçeada’da , denizin karşındaki evimizde; kâh fırtınanın, kâh kıyıya vuran dalgaların sesiyle,, denize baka baka uyuyup-uyanırdım….

Güneş’in denize tarifsiz güzelliği ile batışı ve Ay’ın denizle şahane buluşması Gümüşservi; en güzel benim odamın balkonundan izlenirdi…

Tüm ışıklar söndüğünde de, belki bir umuttu Yakamoz….

Bebeklik, çocukluk, gençlik yıllarımın geçtiği; Türkiye’nin en büyük Adası ve en Batısı Gökçeada’dan Anakara’ya(Çanakkale), Anakara’dan Gökçeada’ya ulaşım sadece gemilerle mümkündü…
O yüzden Yolcu Gemileri, biz Ada insanlarının Olmazsa Olmazımızdı…

Ada Limanına bağlı, “Sarı-Beyaz Bacalı Kırmızı Ay-Yıldızlı Çift Çapalı bir TDİ Yolcu Gemisi”nin varlığı ve güzelliği herdaim içimi ısıtırdı… Beyaz bedenli bu gemiler benim kahramanımdı…

Kalbimin yarısı Deniz, yarısı Gemi Aşkı ile çarptı daima…

Türkiye Denizcilik İşletmeleri Denizyolları Dış Hatlar – İç Hatlar Yolcu Gemilerinde, Nevi Şahsına Münhasır bambaşka bir hayat vardı…

Gemi Kaptanı’na:
“Süvari Bey'”- “Beybaba”, 2.3.4.Kaptanlara:
“Efendi Kaptan”,
Gemi Makinelerinden sorumlu Baş Mühendise; “Çarkçıbaşım”, 2.3.4.Mühendislere (Makinistlere) ; “Çarkçım”
diye hitap edilen; tertemiz üniformalı Gemi Personeliyle, Denizcilik örf ve adetleriyle donanmış, kendine özel kuralları , asaleti, terimleri, yaşam tarzı, disiplinli bir çalışma sistemi ve hiyerarşik bir düzenin hakim olduğu bu gemilerde;
Güverte-Makine Zabiti (Kaptan, Gemi Mk.Müh.- Makinist) olarak, KADIN DENİZCİ hiç çalışmamıştı…

Çünkü o gemilerde çalışmak için gerekli yeterliliği alabilmenin ve o gemilerde çalışabilmenin ilk şartı “ERKEK OLMAK”tı…

Bu durum, uzun ýıllardan beri değişmemiş değiştirilmemiş ve alışılageldiği gibi devam etmişti….

Ta ki; denizler ve gemiler hayatının bir parçası olan ben ve benim gibi, denizcilik sektöründe varolmak için sınırları zorlayan kızlar: “bende varım” diyene ve
ilk kez İstanbul Üniversitesi, kapılarını Denizci olmak isteyen kız öğrencilere açana dek….

Bende açılan kapılardan girerek, 1993 yılında okulumdan 3.’lükle mezun olan ilk mezunlardan biriyim.
Mezun olup, Denizci olduğum ; “Gemiadamı Cüzdanım , Yeterlilik Belgem ve STCW Sertifikalarm” ile belgelenmiş olsa dahi; o yıllarda, genç bir kız için gemilerde çalışmak hiç kolay değildi..
Çünkü denizcilik ve gemiler sadece erkeklerin dünyasıydı…
Tabuları yıkmak, insanları mesleğin cinsiyeti olmadığına inandırmak gerçekten çok zordu…

Çok mücadele, çok bilgi, çok sabır, çok azim, çok disiplin, çok cesaret gerekiyordu…
Bu özellikleri taşıdığım inancıyla, hedefime yürümeye devam ettim ve karşıma çıkan zorluklar karşısında demoralize olsamda, asla pes etmedim.

Hiçbir engelleme ve vazgeçirme çabaları beni yolumdan döndürmediği gibi, bilakis dahada motive etti!!

1995 yılında sektöre adım attım,
1996-1997 yıllarında Liman Md.Yrd.olarak karada görev aldım,
1997-1998 Yılları arasında Odessa(Ukrayna) – İstanbul
(Türkiye) arası sefer yapan, özel bir Denizcilik Şirketine ait bir yolcu Gemisinde 4.Kaptan olarak denizlerdeydim artık..

Hedefim T.C.Devleti Gemilerinde çalışmak ve mesleğin cinsiyeti olmadığını; “erkek olmak” diyenlere ispatlamaktı…

Hiç vazgeçmedim…

Büyük azim ve kararlılıkla üstüne gittim bir imkansızın…

O yıllarda, erkek meslektaşlarımızın ve meslek büyüklerimizin desteğine çok ihtiyacımız olduğu Denizcilik sektöründe;
Dönemin TDİ Genel Müdürü Kaptan Muzaffer Akkaya ve TDİ Genel Müdür Yrd. Kaptan Saim Oğuzülgen’in, gemilerde çalışmak için yıllardır mücadele veren bir Kadın Denizciye verdiği fırsat ve destek sayesinde,

TDİ Denizyolları İşletmesi’nin Müdürleri, Güverte Enspektörleri ve Gemi Kaptanları’nında verdiği destekle; 22 Mart 1999 tarihinde resmî ordinomu alarak, gemilerde görev almayı ve

Türkiye Denizcilik İşletmeleri Tarihindeki “İlk Türk Kadın Denizci” olarak adımı Türk Denizcilik tarihine yazdırmayı başardım…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin; duayen, en eski ve en köklü Denizcilik kuruluşunun, Uluslararası Sularda, Dış Hatlar ve İç Hatlar’da sefer yapan Denizyolları İşletmesi’nin Türk Bayraklı Yolcu Gemilerinde bende vardım artık!

Sarı-Beyaz Bacası üzerinde Kırmızı Ay-Yıldızlı Çift Çapalı Logolu TDİ Gemileri Tarihinin, İlk Kadın Kaptan Üniforması, ilk benim üzerime dikildi…

Bu, tarifi mümkün olmayan muhteşem bir duyguydu ve sorumlulukları çoktu…

Temsil ettiğim tüm değerlerin onuruyla, yıllarca büyük bir aşkla çalıştığım gemilerde, aynı aşkla giydim Üniformamı..

Türkiye Cumhuriyeti Yolcu Gemilerinde görev alan İlk Türk Kadın Denizci Esra Kaptan; 1999 yılında TDİ Yolcu gemilerinde 4.Kaptan (3.Güverte Zabiti) olarak çalışıyorken, Denizcilik Fakültesine girme şartlarının ilk sırasında bulunan ; “ERKEK OLMAK” maddesi’de 1999 yılında kaldırıldı..
Ve aynı yıl okul; ilk kız öğrencilerini almaya başladı…

O yıllarda ve sonrasında ülkemizdeki üniversitelerde birçok bölüm , özelde de birçok denizcilik eğitim kursu açıldı ve hepsi kız öğrenci kabul ediyordu artık..

O zor yıllardan ardından, Denizcilik Fakülte, Yüksekokul ve Eğitim Merkezlerinden mezun olan kız kardeşlerimizin , bugün sayılarının oldukça arttığı denizcilik sektöründe, söz sahibi olan herbiri birbirinden değerli Kadın Denizcilerimizi gördükçe büyük mutluluk ve gurur duyuyorum….

Heryerdeyiz ve çokuz artık!

Kaptan, Uzakyol Kpt., Yakınyol Kpt., Kılavuz Kpt., Yat Kpt., Gemi İnşa Müh., Römorkör Kpt., Gemi Makine İşlt.Müh., Uzakyol Baş Müh., Güverte Zbt., Makine Zbt., Elektrik zbt.,Gemici, Trafik Operatörü, vs..vs..

Hepimiz Denizci Kadınlarız!!!

Erkek Mesleği olarak yüzyıllardır süregelen Denizcilik sektöründe; “Kadın” olduğunu unutmadığın bir duruşla var olup, saygınlık kazanmak, kendini kabul ettirebilmek paha biçilemez bir gurur ve ayrıcalık..

Bizler,
Dünyanın en zor mesleklerinden olan bu ayrıcalıklı mesleği seçtiğimizin bilinciyle; hem erkeklerin, hem doğa şartlarının yıldırma çabalarına, fırtınasına, tüm olumsuzluklarına karşı daima dimdik durabilmeyi başarmış kadın Denizciler; ülkemizde “27 yıldır” Denizcilik sektöründe ; erkek meslektaşlarımızla aynı yeterliliklere, aynı statü ve haklara sahibiz!

Herşeyi kendi dönemine ve şartlarına göre değerlendirirsek; “nelere sahip olduğumuza değil, sahip olduklarımızla neler başardığımıza bakmalıyız” ki; bugünlere ulaşmamız için atılan her adımın ne kadar değerli olduğunu görebilelim..

Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün(IMO), en yüksek yönetim organı olan IMO Meclisi, düzenlenen IMO 32. oturumunda 18 Mayıs’ı “Uluslararası Denizci Kadınlar Günü” olarak belirleyen kararı kabul etti..
Karar; Denizcilikte kadınların güçlendirilmesine ilişkin 2019 temasının ve 2019’da kabul edilen Meclis kararının mükemmel bir devamı niteliğinde…

1948’de kurulan, 74 yaşında bir kuruluş olan IMO’ya teşekkürler…

Tüm geç kalınmış kabulleri, görmezden gelmeleri, engellemeleri, Denizcilik Fakültesi mezunu olmayan Kadın Denizcileri “Denizci” olarak kabul etmeyen zihniyeti arkamızda bırakıp , kadınların Denizcilik sektöründeki profilinin yükseltilmesini kapsayan kararı; tüm deniz emekçisi Kadınlar;
“18 Mayıs Uluslararası Denizci Kadınlar Günü” olarak kutlayacağız artık…

Ama biliniz ki; çok severek yaptığımız mesleğimizde, tüm imkansızlıklara rağmen, Gemi üzerinde denizlerde olmayı başarmış; ben ve benim gibi İlk kadın Denizcilere ve Tüm Kadın Denizcilere, Denizlerde uzun yıllardan beri, hergün Denizci Kadınlar Günüdür!!!!
Selametle…⚓

Kaynak : www.tdi.gov.tr tarihçe


Bunları da beğenebilirsin