Denizcinin anasayfası

Enspektörlük Dönemi ve ‘Dansöz’ Takma Adı

Sevgili İlhan ağabey, hikayelerini anlatmaya devam ediyor. Bizler de Denizcilik Dergimiz'de bunu paylaşalım.

Sevgili İlhan ağabey, hikayelerini anlattıkça bizlerde çok güzel bilgiler öğreniyoruz. Bu kadar detayı hatırlaması ve bunları yazması beni çok memnun ediyor.
Çünkü, yaşadıkları paylaşmadıkça anılar kaybolup gidiyor, sonradan hatırlasak bile, eksik kalıyor. Bu nedenle daha önce de paylaştığı gibi, anılarını yazınız, bizler de “Denizcilik Dergi”miz de bunu paylaşalım.

Bu hikayede, İlhan Özerdim ağabey, D.B.Deniz Nakliyatı TAŞ’de Enspektörlük dönemini bizlerle paylaşıyor. İlhan Ağabey’in Enspektör olduğu dönemde ben de D.B.Deniz Nakliyatı’nda Gediz gemisinde 4. Müh olarak göreve başlamıştım.
Bu dönemi anlatırken bir konuya da açıklık getirmek istediğini anlıyoruz. Aslında kendisine takılan lakabına bir açıklık getirmek istedi. “Dansöz İlhan” lakabı nereden geliyor?

Şimdi, bunu ve enspektörlük hikayesini hep birlikte okuyalım.

Garzan tankerinde 2,5 yıl çalıştıktan sonra BOD Müdürlüğü beni, enspektör yapmaya karar verdi.

Yönetmelik gereği, BOD Md. Teknik Genel Md. Yardımcısına bu isteğini bir yazı ile bildiriyor. Orası da Personel Genel Md. Yardımcısı’ndan benim maaş ve görev konumum hakkında bilgi istiyor. Teknik Genel Md. Yardımcısı bütün bu bilgilerle konuyu Yönetim Kuruluna götürüp, BOD Md. isteğinin onayını alıyor.

Fakat aradan bir ay gibi uzun bir süre geçmesine karşın bir türlü  konu sonuçlanmıyor!!!

BOD Müdürlüğünde enspektör olarak görev yapan sınıf arkadaşım Fikret Özefe (aksi Fikret, Mk.53) bir gün bir vesileyle Teknik Genel Md. Yardımcısı’nın odasına gidiyor. Ailecek görüşme düzeyinde dostluk ilişkileri var, Fikret ile Müdür Bey arasında. Müdür Bey huzursuz, üzüntülü bir ses tonu ve bakışlarla, beni kastederek,

“-Yahu Fikret sizin bu arkadaşınız dansözmüş.” deyince
Fikret  Müdür Beyin yersiz endişeli haline gülmeye başlıyor.
Ve açıklıyor:

“- İki nedenle biz ona “dansöz” adını taktık;
-Birincisi çok güzel dans eder, ikincisi de okulda hepimize dansı o öğretti. O bizim dans hocamızdır.”

Daha başka neler konuşulduğunu bilmiyorum. Gerçeği öğrenen Müdür Bey  muhtemelen Personel Müdürlüğü’nde sümenaltı edilen yazıyı daha fazla beklemeden, konuyu Yönetim Kuruluna götürüyor, onayı alıyor ve BOD Müdürüne iletiyor. Bu gelişimi izleyen Personel Müdürlüğü devre dışı bırakılmanın kural dışı  olduğunu ileri sürüyor.

Teknik müdür;

“-Bir avuç bilgi için 1 ay bekledim. Daha ne kadar bekleyecektim ki?” karşılığını veriyor.

Sonuçta ben 7 Nisan, 1977’de enspektör olarak göreve başladım.

Sırası gelmişken şu “dansözlük” konusunda bir açıklama yapmak istiyorum.

Bu lakap bana bir kişi veya bir gurup tarafından verilmedi. Kendiliğinden oluştu. Şöyle ki:

Öğrencilik yıllarında boş saatlerimizde okulumuzun girişindeki salonda toplanır, herkes oyalanmak için kendine göre seçtiği bir şeyle ilgilenirdi, hepimizin bildiği gibi; kimisi kağıt oynar, kimisi etrafındaki arkadaşları ile gevezelik eder, büyük bir bölümü de çalmakta olan radyo müziği ile dans eder. Ben çoğunlukla bu son grupta bulunurdum. Çünkü dansı seviyor ve iyi de dans ediyordum. Başkaca bir çok öğrenci de dans etmeyi yeğliyordu. Okulun büyük salonu sanki bizim dans kulübümüzdü. Bir kısım öğrenci daha iyi dans etmek için, bir kısmı da hiç dans bilmediğinden, benden kendilerine yardımcı olmamı isterlerdi. Ben de elimden geleni yapardım. Bizim sınıftan Vecdi Altındağ (Kereste Vecdi, Mk.53) Bir de dal Vecdi  var. Karıştırılmasın.) bana geldi.

“-İlhan bana dans öğret” dedi. Çalışmağa başladık. Bir süre sonra dansı öğrendi.  “Tamam Vecdi. Artık sen dans öğrendin. Sık sık dans et ve ilerlet.” dedim.

“-Öğrendim ama, senin gibi dans edemiyorum ki!!!” dedi.

“-Ne yazık ki, ona çare yok.” dedim.

4 yıl böyle geçti. Bizim sınıf mezuniyet yılına yaklaşırken, o yılların öğrenci topluluğundan bilinçsizce benim lakabım kendiliğinden vücut buldu; “Dansöz”.

Neden “dansör” değil de “dansöz”? Bunu ben dahil hiç kimse yanıtlayamıyor. Söylenen tek şey “İlhan güzel dans ediyor ve biz de hep onun gibi dans etmek için uğraşıyoruz, çabalıyoruz.” oluyor.

Zaten bir erkeğin kadın gibi, bir kadının da erkek gibi dans etmesi  güzel olmadığı gibi, çok da çirkindir.

Erkek iki kolu arasına kıskaca aldığı dans ortağını tamamen kendi denetiminde ona güzel ve gösterişli figürler yaptırabilirse, dans çarpıcı, hoş görünümlü ve seyircileri de hayran bırakan bir gösteri olur.

Ben kendi kendime şöyle bir yorum yapıyorum: Bana “dansör” denseydi, malumun ilanı olarak hiçbir esprisi olmayacaktı. Ama “Dansöz” lakabında bir muziplik ve bir hınzırlık havası seziliyor diye düşünüyorum. Lakap o zaman daha çekici ve anlamlı olıu yor galiba. Dikkat edilirse öbür lakaplarda da gerçeğin yanında ironi ve abartı vardır.

Denizci arkadaşlarıma eğlenceli ve neşeli seferler dilerim.

Allah selamet versin denizdeki kardeşlerime.

İlhan Özerdim (Mk. 53)

Eylül 2022


Bunları da beğenebilirsin