İTÜ DENARK tarafından düzenlenen “1.Ulusal Genç Denizciler Zirvesi’ne katılan Piri Reis Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi, emekli Oramiral Muzaffer Metin AtaçEmekli Oramiral Muzaffer Metin Ataç, “1878 Deniz Hukuk Enstitüsünde münhasır kelimesi ilk defa tartışılmış. 1930 Lahey konferansında da bu tartışılmıştır. Tarifler yapılmaya çalışılmış ondan sonra 1935 senesinde ABD Başkanı Truman’ın Bildirisi var deniz yetki alanlarından bahsediyor. 50’li yıllardan itibaren insanlar kıta sahanlığı nedir denizde kim hak sahibidir diyerekten bu tür ihtiyaçlar doğmuştur” dedi.
“İlk tarifler burada yapıldı”
İlk ciddi konferansın 1958 Cenevre Deniz Hukuku Konferansı olduğunu söyleyen Ataç, “Burada ilk tarifler yapılmış, kıta sahanlığı nedir, kara suları nedir bitişik bölge nedir balıkçılık hakları nelerdir gibi konulara değinilmiştir. Ama bunlarda artık yememeye başlamıştır. 2. Uluslar Arası Deniz Hukuku Konferansı toplanmaya başlanmış ama yine bir sonuç alınmamıştır” diye konuştu.
“Ege sahilleri bizden gidiyordu”
3. Deniz Hukuku Konferansına Türkiye’nin katılmadığını belirten Metin Ataç, “1982 senesinde Birleşmiş Milletler tarafından 3. Deniz Hukuku Konferansı yapılıyor 166 ülke buna katılıyor 30 ülke katılmıyor. Türkiye ve Amerika bu konferansa katılmayan ülkeler içerisinde Türkiye’nin katılmama sebebi ise Ege adalarının kıta sahanı meselesi ve münhasır ekonomik bölge sorunundan kaynaklıdır.Eğer ki konferansa katılıp imza atsaydı Ege sahilleri bizden gidiyordu. Türkiye sahilleri Doğu Akdeniz de 915 kilometredir. Burada koskocaman bir kıta var ve bunun kıta sahanlığı söz konusu. Türkiye bu konuda tek başınadır. Türkiye ekonomik münhasır bölgesini henüz ilan etmedi.Yunanistan ve ile Türkiye arasında münhasır ekonomik bölge sorunu günümüzde hala devam ediyor. 2005 yılında Türkiye bu konuyu tekrar masaya yatırılması konusunda başvuruda bulunuyor fakat yine sonuç alınamıyor” dedi.
