Denizcinin anasayfası

Fırtınanın bacasını koparttığı vapur: Bozcaada

Fırtınaya yenik düşmüş, baş edemeyip felakete maruz kalmış yüzlerce gemi vardır. Ancak fırtınanın bacasını alıp götürdüğü bir vapur, herhalde sadece Bozcaada vapuru olmuştur.

Yazan: Osman Öndeş (Araştırma makalesi)

Bozcaada vapuru Ocak 1931’de Ayancık açıklarına kadar gelebilmiş ve sonunda hareket gücünü de kaybederek vapurun süvarisi tarafından karaya oturtulmuştu.
Bozcaada vapurunun bilinen fotoğrafları olmamıştır.. İngiltere’deki arşiv kayıtlarında da “Fotoğrafı olmadığı” kaydı vardır. Ancak ben ısrarla yaptığım araştırmalar sırasında Ankara’da yaşayan kıymetli bir kent tarihçisi ve koleksiyoner Yalçın İşçen ve Ayancık Gazetesi arşivi ile Ayancıklı bir fotoğraf sanatçısı olan Ahmet Can Akyol’un arşivlerinde Bozcaada Vapuru’nun birçok fotoğrafının yer aldığını ve yayınladığını tespit ettim.
Bu fotoğraflardan bazılarını İngiltere Wear Built Ships & Shipping, Sunderland Built Ships & Ship building arşivine gönderdim. Böylece Ayancık adı da kayda geçmiştir ve Bozcaada’nın (İlk ismi Lizzie) fotoğrafı da yer almıştır.

Bozcaada Vapuru konusunu karaya sürüklenmesi nedeniyle daha da kapsamlı şekilde çalıştım. Türk Deniz Ticareti dünyasının mazisine engin saygısı, merakı ve çalışmaları olan ve benim aklımda “Müstesna bir Gemi Mk.İşletme Mühendisi” ( Bizim zamanımızda Makine Zabiti, Çarkçıbaşı derlerdi) olan Müh.İlker Meşe’ye de bilgi ilettim.
Bana “ Ben de Ayancıklı’yım..” diye yazdı..
Bunca bilgi birikimi arasında birden anımsayamadım. Ve Türk Armatörleri Tarihi C.VII Sayfa 613’den itibaren İlker Meşe’nin yaşam öyküsünü okumaya başladım. Bozcaada Vapuru’nun Ayancık’ta Kereste Fabrikası sahilinde karaya düşmesi Müh.İlker Meşe’nin yaşam öyküsünden bir alıntı yapmama da imkan sağladı.
Diyordu ki; “Atatürk Kastamonu’ya geldiğinde dedeme milletvekilliği teklif etmiş. Dedem de Çatalzeytin ahalisinin kendisine çok ihtiyacı olduğunu söylemiş ve teşekkür ederek affını istirham etmiş.
Çatalzeytin ve Mamlay neresi derlerse şöyle anlatırım; Çatalzeytin Batı Karadeniz Bölgesi’nde Kastamonu ilinde yer alan ve kuzeyde Karadeniz’e kıyısı olan bir ilçe. 1954 yılında ilçe olmuştur. Adını sahilinde bulunan kayıkçıların kayıklarını bağladığı çatal zeytin ağacından aldığı söylenir. Çatalzeytin’de ilk yerleşimlerin Ginolu’da olduğu tahmin edilmektedir. Ginolu, Çatalzeytin’den bağımsız bir yerleşim yeriyken, bugün Çatalzeytin’de Konaklı Köyü’ne bağlı bir mahalledir. Çatalzeytin nahiye olduğunda ilk belediye reisi annemin dedesi Hüsnü Karahan, ondan sonrada uzun yıllar amcası Seyfettin Karahan olmuştur.
Babam Vasfi Meşe, Çatalzeytin’de iyi futbol oynadığı için Ayancık Orman İşletmesi’ne memur olarak alınıyor. Ayancık Orman İşletmesi Tahakkuk Şefi olarak emekli olmuştur. 5 Ocak 2013 tarihinde vefat etti. 6 Ocak 2013 Pazar günü Karacahmet Mezarlığı Şakirin Camisi’nde kılınan ikindi namazını müteakiben ebediyete uğurladık. Annem Şükran Karahan Meşe ilerisini gören bir kadındı. Babası ile geçirdiği sıkıntı dolu günleri ve yokluğu hiç unutmadı. Devamlı ileriye bakar ve çok çalışırdı. Her zaman yiyecek lokmamız ve giyecek elbisemiz oldu. İnanılmaz derecede fedakâr bir anneydi. Annemi de on sene önce kaybettik.
Biz beş kardeşiz. Kardeşlerim; Serpil, Özgül, Hicran, ben ve Soner.
Ben 1956 yılında deniz kenarında Ayancık Kasabası’nda doğdum. Ayancık şirin, çok güzel bir kasaba idi. Çocukluğumda var olan fabrika kapandıktan sonra Ayancık sadece bürokratlarla hayatını sürdüren tipik bir Anadolu kasabası haline geldi. Zamanla Sinop ilimiz Ayancık’ın yerini almış durumda. Ancak, Sinoplular çok güzel insanlardır, özgür insanlardır. Kadınları hem işyerinde , hem de yaşamın her yerinde görebilirsiniz…”

İlker Meşe Ayancıklı olduğunu hatırlatmakla kalmadı. Ayancıklı dostlarından Bozcaada Vapuru hakkında büyüklerinden intikal etmiş bazı bilgileri de bana iletti. Ben kadrini biliyor ve takdir ediyorum. Kuşkum yoktur ki; YDO’lu deniz ticaretli kardeşlerinin kalbinde ayni sevgiyle ve takdirle yer almaktadır.

Bazı gerçekler
Bozcaada Vapuru’nun akıbeti dikkatlere gelmemiş çok önemsenmesi gereken bazı gerçekleri de ortaya çıkartmıştır. Bunlardan biri Kamhi ailesinin 30’lu yıllarda bu vapuru satın alarak armatörlük yaptıklarıdır.
Bozcaada’nın Wear Built Ships & Shipbuilding ve Sunderland Built Ships & Shipbuilding arşivlerinden naklettiğim sicil kaydında bu vapurun 11 Aralık 1925 tarihinde Bozcada’nın Tuzburnu sahilinde karaya oturduğu bilgisi var. Daha sonra yüzdürülüyor, Haliç’e yedekleniyor ve onarımın ardından 1927’de Bensason Kamhi ve Vitali S.Kamhi’ye satılıyor..
Vitali S.Kamhi, JakKamhi Bey’in amcası. II.Dünya Harbi yıllarındaki Varlık Vergisi rezaleti nedeniyle Aşkale’ye sürülmüş ve tifüsten vefat etmiş. Tarihin bir acı sayfası ise Vitali Kamhi’nin Hilâl-i Ahmer ve Kızılay üyelerinden biri olmasıydı. Nitekim Hilâl-i Ahmer’de 1896’dan itibaren hizmet veren çok Yahudi vardı. Kurucu ve yöneticiler arasında ayrıca A.Benzonana, A.Kastro, Bayan Fernandes, Hayim Nahum, Vitali Kamhi, Avram Amato bulunmaktaydı.
Bensason Kamhi ve Vitali S. Kamhi 1930 yılında armatörlük faaliyetine son verdiler ve Rıza Sadıkoğlu- Sadıkzâde Biraderler Şti. satın aldı. Bozcaada adı değiştirilmedi.
Bensason Kamhi hakkında daha ayrıntılı bilgi alabilirim umuduyla CefiKamhi Bey’e ve Şalom Gazetesi’ne mail gönderdim… Halen bir cevap alamadım. Bir bilgi ulaşırsa, makaleme eklerim.

Ayancık’ta Bozcaada Vapuru’nun karaya oturduğu yerdeki Ayancık Devlet Kereste Fabrikası, 1928’de Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle Belçikalı Zingal şirketi tarafından kurulmuş ve bölgeye iş imkanı getirdiği gibi, yükleme yapmak için genel yük gemilerinin önemli bir iskelesi olmuştur. Fabrika sahilinde iskele olmadığından gemiler en yakın sahilde demirler ve ağaç kütükler ve işlenmiş ağaç levhalar motorlarla gemilere taşınırdı. Bu fabrika 1996‘ya kadar binlerce kişiye ekmek kapısı oldu. 2011 yılında da özelleştirme furyasında hurdacıya verilip yok edildi…

 

Bozacaada – (Ex- Lizzie, Ex- Aandromachis, Ex- Agamemnon, Ex- Bogtcha Ada)
James.L.Thompson & Sons Ltd.’in North Sands tezgahında 265 Kızak No.’su ile inşa edilen genel yük gemisi “Lizzie” 30 Temmuz 1890 tarihinde denize indirildi. Resmi sicil Numarası: 96553 ve 2138 grt., 1324 nrt. olan Lizzie’nin 3 Genişlemeli 201 nhp. güç üreten ana buhar makinesi Blair & Co.Ltd. yapımı ve ilk armatörlük şirketi Withby’den J.Gray & Co. idi. Withby limanına tesil olundu.
1902’de Galaxidi’den S.Vlassopodos & A. PPapapetro satın aldı ve “Andromachis” adı verildi.
1906’da Galaxidi’den A.Papapetrou tüm hisseleri satın aldı. Adı değiştirilmedi.
1913’de Galaxidi’den E.Chardavelas & Co. satın aldı. Adı değiştirilmedi.
1921’de Pire’den J.S.Coulis satın aldı. Adı değiştirilmedi.
1924’de Bayan L.Papapetrou & E. Angelis satın aldı ve “Agamemnon” adı verildi. 11 Aralık 1925 tarihinde Bozcada’nın Tuzburnu sahilinde karaya oturdu. Yüzdürüldü, bir seneye yakın bir onarım sonrasında satıldı.
1927’de İstanbul’dan Bensason Kamhi ve Vitali S. Kamhi satın aldı ve “Bogtche Ada” verildi. Batık haliyle armatörü Rıza Sadıkoğlu tarafından satışa çıkartılmış ve gemi hurdacısı Rıza Kopuz tarafından Ayancık’ta sökülmüştür.

Sicilde “Bogtche Ada” olarak yazılması bir okuma hatası olmalıdır. Ancak ayni sene arşivde adı “Bozcaada” olarak düzeltilmiştir. 1930’da Rıza Sadıkoğlu- Sadıkzâde Biraderler Şti. satın aldı. Adı değiştirilmedi. 20 Ocak 1931 günü Ayancık’ta karaya sürüklendi ve bir süre sonra dalgalara yenik düşerek yarı batık hale geldi.

Akşam ve Vakit gazetelerinin Karadeniz’deki fırtına haberi
Karadeniz’deki fırtınaya ait en geniş haberlerin yeraldığı gazeteler Akşam ve Vakit Gazeteleri olmuştur. Bu haberlerde şöyle denilmektedir: “Fırtına her yerde bir çok hasara neden oldu. Telefonla Zonguldak’tan bildirildiğine göre Karadeniz’de fırtına bütün şiddeti ile devam etmektedir. Açıklardan gelen iri dalgalar sahilleri dövmekte ve büyük uğultulara neden olmaktadır. Vapurlar en yakın limanlara sığınmaya çalışmaktadırlar. Fakat birçok vapuru kazaya uğradığı haberleri gelmektedir. Kazaya uğrayan Yeşilırmak ve Hendi vapurlarından başka Pehlivanzâdeler’in motorları ve mavnaları tamamen batmıştır. Son fırtınada Ayancık’ta karaya oturmuş olan Bozcaada Vapuru’nun neden kazaya maruz kaldığı açıklanmıştır. Şirketten verilen bilgilere göre Bozcaada, İnebolu İskelesi’nden hareket ettikten sonra Kerempe Burnu önlerine gelmiş, fakat o sırada müthiş bir fırtına patlak vermiştir. Kaptan Sinop Limanı’na girmek için büyük çaba sarf etmişse de Sinop Limanı’na 20 mil mesafede fırtına iyice artmış ve azgınlaşan rüzgara dayanamayan geminin bacasını tutan çarmıhlar koptuğundan baca da yarıya kadar parçalanmış, devrilmiş, denize uçmuştur. Bu vaziyet karşısında vapurun yoluna devam etmesi son derece zor bir hale gelmiştir. Çünkü baca uçtuğundan vapurun ocakları havayı çekememiş ve ocaklara atılan kömür yanmamıştır. Bu vaziyet üzerine vapurun sürati 4 mile kadar düşmüş ve çok zorluklar içinde Ayancık önlerine kadar gelebilmiştir. Kaptan yola devam edemeyeceğini anladığından Ayancık Kereste Fabrikası’na yakın sahilde gemiyi karaya oturtmuştur. Vapurdaki yolcular sandallarla karaya çıkartılmış, bir kısmı Ayancık Kasabası’na gitmiştir.
Rıza Sadıkoğlu-Sadıkzâde Biraderler şirketine ait olan Bozcaada vapuru hakkında yapılan değerlendirmede, geminin kurtulma şansı fazladır. Birkaç gün sonrasında Rıza Sadıkoğlu Ayancık’a gelmiştir. Bozcaada vapuru bir süre sonra gazetelere verilen ilanla hurda olarak satışa çıkartılacak ve Rıza Kopuz tarafından Ayancık’ta bulunduğu mahalde sökülecektir.

 


Bunları da beğenebilirsin