Denizcinin anasayfası

Pearl Harbour’dan Aliağa’ya. Ankara gemisinin hikayesi

Karaköy’den başlayan yolculuklarında beyaz bir kuğu gibi yıllarca Akdeniz’de Türk bayrağını dalgalandıran Ankara gemisinin, ABD’nin ikinci dünya savaşına girmesine neden olan Japonların Pearl Harbour baskınından kurtulduğunu biliyor muydunuz? O zaman hep birlikte tarihi bir yolculuğa çıkıyoruz.

Tarih: 1927. Gemi sanayisinde çok ilerilere giden Amerika, Newport Tersanesi’nden yeni bir gemiyi suya indiriyor. Bu bir kruvaziyer ve ismi İroquis. Tam boyu 124.7 metre, genişliği 18.9 metre olan İroquis 8500 beygirlik bir ana makineden güç alıyor. İroquis New York ile Karayip Adaları arasında cruise seferleri yaparken sahibi değişiyor ve ismi Solace oluyor. Ancak 2. Dünya Savaşı patlak veriyor. Solace hastane gemisi olarak ABD donanmasının hizmetine alınıyor. İskele, sancak ve üstüne hastane gemisi olduğunun anlaşılması için haç işareti çiziliyor.

 

Savaşın kaderini değiştiren gece

Tarih: 7 Aralık 1941, Pearl Harbour... İkinci Dünya Savaşı başlayalı 2 yıldan fazla zaman olmuştur. Bu zamana kadar savaşa aktif olarak dahil olmayan iki büyük devlet vardır: Japonya ve ABD. Ancak iki dev ülke savaşa girmese de tüm dünya Japonya’nın Almanya’ya, ABD’ninse müttefiklere yakın olduğunu bilmektedir. Amerika yabancı ülkelere koyduğu silah satış ambargosunu İngiltere ve Fransa savaşta güç duruma düşünce esnetmiş, hatta daha da ileri giderek ‘Kiralama ve Ödünç Verme Kanunu’ çıkartmıştı. Pasifik’teki durum da gergindi. Müttefik gemilerine saldırılar yapılırken Amerikan gemileri de tacize uğruyordu.
O yıllarda radar teknolojisi yeni kullanılmaya başlanmıştı. Pearl Harbour’daki seyyar radar cihazının başındaki denizciler Amerikan nakliye gemilerinin gelişini gözetlerken, saat 19.10’da bir anda ekranda beliren sayısız benekler görmeye başladı. Radarcılar hemen durumu nöbetçi subayına haber verdi. Nöbetçi subayının cevabı: “Kendi işinizden başka bir şeye karışmayınız” oldu. Amerikalılar ellerindeki son fırsatı kaçırmıştı. Çünkü görünen benekler saatte 240 km hızla Pearl Harbour’a yaklaşan Japon filosundan başka bir şey değildi. Ve limana gelmelerine daha 45 dakika vardı. Eğer o anda alarm verilmiş olsaydı, Japon filosu rahatça yolda karşılanır, limanda da gerekli tedbirler alınırdı. Fakat hiçbir şey yapılamadı ve Japon uçakları Pearl Harbour semalarında göründü. İlk bomba saat 19.55’te düştü. Limanda 94 Harp gemisi vardı. Pasifik filosuna ait 8 zırhlıyı Japonlar ilk hedef olarak seçmişlerdi. Amerikan uçak gemileri manevra için denize açılmış olduğundan hasar almadı ama Japonlar 2 saat içinde limandaki gemileri perişan etti.

 

 

 

Japon pilotların vurmadığı gemi

Pearl Harbour’u adeta can pazarına çeviren Japon saldırısı bittiğinde Arizona zırhlısı alevler içinde yanıyordu. Oklahoma zırhlısı kamaralarında kapalı kalan yüzlerce denizciyle birlikte alabora olmuş, içindekileri azaplı bir ölüme mahkum etmişti. West Virginia ve California zırhlıları ise çoktan sulara gömülmüştü. Havuzdaki Pensylvania haricindeki diğer zırhlılar da çok ağır yaralıydı. Limandaki 166 uçak da enkaza dönmüştü. Amerikan ordusu o gün 2404 askerini kaybetti, 1178 de yaralı verdi. Ancak o cehnnemde tek bir yara bile almayan bir gemi oldu. Japon pilotlar, sancak ve iskelesi ile üzerinde kocaman bir haç işareti olan Solace gemisine dokunmamıştı. Solace Japonların ayrılmasının ardından yaralananları güvenli limanlara taşımaya başladı. Yaptığı iş öyle kıymetliydi ki, kurtulanlar onun adına madalyon bile yaptırdılar. Solace savaş boyunca yaklaşık 25 bin askerin yardımına koştu.

 

                                              – ABD’li hemşireler SS Solace’ın kıç güvertesinde 

 

 

 

 

Savaş karşıtlarının sembolü olunca satıldı

Solace çok büyük görevler yapsa da, savaş karşıtlarının sembolü olmuştu. ABD hükümeti de gemiyi apar topar satışa çıkarttı. 1948 yılının Ekim’inde Türkiye Devlet Denizyolları ve Limanları Umum Müdürlüğü gemiyi satın aldı. Kaptan Seyfi Gezer tarafından Amerika’dan getirilen gemiye Ankara ismi verildi. Gemi Türkiye’de adeta baştan yaratıldı. Toplam 259 kamarasıyla, ilk tersaneden çıktığı günki gibi mükemmel bir kruvaziyer yolcu gemisine dönüştü. İçerisinde konforlu kamaraları, restoranları, dinlenme ve sigara salonları bile vardı. Geminin yüzde 80’i yolculara ayrılmıştı. Akdeniz seferlerinde, bir dönem Hayfa’ya da uğrayan Ankara gemisine, inançları gereği perhiz yemeği alan Musevi yolcular için koşer salonu adıyla adlandırılan özel bir lokantayı bile hizmete sokuldu.

 

Kaptanı da kendisi gibi efsane

Ankara yine kendisi gibi efsaneleşmiş olan emektar süvarisi Şefik Göğen’in kaptanlığında Batı Akdeniz’den İskandinav ülkelerine, New York’tan İskenderiye’ye yaptığı turistik seferlerle1950’li, 60’lı yıllarda altın dönemini yaşadı. Ankara’nın, Galata rıhtımından sefere çıkışları, seferden dönüşleri gazetelerde haber olur; o yıllarda, Ankara ile seyahat etme şansını yakalamış olanlar, ve bilhassa ünlü isimler seyahat anılarını yıllarca dillendirir, anlata anlata bitiremezlerdi. Ankara gemisinin konukları arasında Yahya Kemal Beyatlı’dan Reşat Nuri Güntekin’e, Bedia Muvahhit’ten Burhan Felek’e birbirinden ünlü isimler de vardı. Ankara’nın yemek salonunda Darvaş ve Fehmi Ege Orkestrası sahne alırdı.

Boğaz’daki hayalet oldu

1970’ li yılların başlarında, artık oldukça yaşlanan Ankara, turistik seferlerini yalnızca Ege Adaları ve Yunanistan kıyılarıyla sınırlar. 1970’li yılların sonlarında da, kazan dairesinden makinelerine, ısıtma tesisatından aydınlanma sistemine dek oldukça sıkıntılar yaşamaya başlayan gemi Beşiktaş açıklarına çekilir. Boğaz’ın girişinde bir hayalet gibi bekleyen Ankara’yı bir kuğu gibi gösteren beyaz boyaları dökülür, alttaki sarı astarları ortaya çıkar. Ulaştırma Bakanlığı 1981’de aldığı bir kararla Ankara’yı söküme gönderir. Ankara’nın hikayesi Aliağa’da böylece biter.

İlkfer Müzesi’nde özel bir yeri var

İlkfer Denizcilik Müzesi’nde Ankara gemisinin özel bir köşesi ve hikayesi var. Müzeyi gezdiğinizde Ankara gemisinin efsane kaptanı Şefik Göğen’in kızı tarafından müzemize hediye edilen orjinal resim albümünü ve not defterini de görebilir, geminin hikayesinin anlatıldığı kitabı okuyabilirsiniz.

 

 

 

 

 

 


Bunları da beğenebilirsin