Denizcinin anasayfası

Mir’at-ı Zafer Fırkateyni ve Sürağ-ı Bahri Briki

1850’de Portsmouth Seferi'ne çıkan iki Osmanlı gemisi.

Ben Ünyeli Mülazım-ı Sani Mehmet Burhanettin Efendi. Mektebi Fünûnu Bahriye-i Şâhâne’den 1850 yılında mezun oldum. Mezun olur olmaz başıma bir devlet kuşu kondu. Meğerse tayinim İngiltere adasına seyir ve topçuluk eğitimi için gidecek Mirat-ı Zafer Firkateynine çıktı. O sıralarda İstanbul’da idim. Okuldaki büyüklerimin ve bizlere emek verenlerin ellerini öptüm, hayır dualarını aldım, arkadaşlarla vedalaştım. Vakit az olduğu için İstanbul’da apar topar atladığım vapurla memleketim Ünye’ye gittim. Yabancı bayraklı derme çatma vapur Ünye açığına demirlediğinde kaba dalgalar nedeniyle sahile çıkmak mümkün olmadı. Mevsim yaz olduğundan birkaç saat beklemeye karar verdim. Neyse hava düzelince mutat olduğu üzere kayıkçılar köhne geminin etrafını kuşattı.  Çocukluk arkadaşım komşumuz kayıkçı Kostas’ı iyi tanırım. Gözlerim alışkanlıkla onu aradı. Acaba kız kardeşi Fotini nasıldı?  Siyah kıvırcık saçlı, elmacık kemikleri çıkık Fotini. Delici bakışlı Fotini. Biraz daha dikkatli bakınca kayıkçılar arasında onu seçiverdim, el işareti ile kendimi tanıttım. O da beyaz denizci kıyafetiyle seslenen bu delikanlıyı tanıdı. Heyecanla kayığına bindim, kayıkta bir kaç kişi de vardı. Birbirimize özlemle sarıldık. Gözlerini kıyafetimden alamıyordu. Sonunda “İkimiz de denizci olduk, sen bahriyede ben de ticaret bahriyesinde” dedi. Hal hatır sorduk, eskilerden konuştuk, güldük, şakalaştık. Karadeniz bu, dalgaları sahile kadar peşimizi bırakmadı.  Sahile varmamız iki çeyrek saati buldu. Onunla vedalaştım. Bir yel gibi Ünye’nin girişinde denizin koynundaki evimize gittim. Babam Ünye Kadısı Mustafa Haşim Bey evde yoktu, annem Mukaddes Hanım ve kardeşlerim bahçedeydi. Ben gelince ev şenlendi. Sarıldık, sarmalandık. Evde geçirilecek sadece üç günüm vardı. Akşam babam eve gelmeden önce, babama akıl danışmaya yine birileri geldi. Annem onları deniz kıyısında gölge bir vere aldı. Beklemekten sıkılan ziyaretçiler bir süre sonra tanışıp muhabbeti koyulaştırdılar. Nihayet babam akşam hava kararırken eve geldi. Bahçe kapısını ben açtım, beni görünce çok şaşırdı, ne yapacağını bilemedi. Genç oğlu Bahriye Mektebinden mezun olmuş, onun elini öpmeye gelmişti. Elini yavaşça bana uzattı. Bu anı yıllarca beklediği yüzünden belli oluyordu. Benlerle dolu uzun parmaklı ellerini öptüm, alnıma koydum, hayır duasını aldım. Ziyaretçiler, babam bahçeye girince saygıyla ayağa kalktılar.  Onlara oturun diye başıyla işaret etti. Bir yarım saat onlarla ilgilendikten sonra yanımıza geldi. Ailemiz tekrar bir aradaydı. O üç gün nasıl geçti anlayamadım. Fotini’yi de göremedim. Fatsa’daki akrabalarının yanına gitmiş. Tam da gidecek zamanı buldu gâvurun kızı. Ailemle, akrabalarımla, arkadaşlarımla vedalaştım. Geldiğim vapur İstanbul’a dönüş yolculuğuna geçtiğinden,  yine aynı vapurla İstanbul’a yola çıktım. İstanbul’a varınca doğruca Tersane rıhtımındaki 1834 yapımı gemime katıldım.  1 Nisan 1843’de çıkan padişah fermanı ile bahriye öğrencileri, atandığım 40 toplu gemi ile açık deniz eğitimi için Akdeniz’e gönderilmişlerdi. Bu olaydan yedi yıl sonra gemim tekrar Akdeniz’e açılmak üzereydi.

Aşağıda katıldığım ilk gemimdeki günlüğümü okuyacaksınız. Okurken denize yeni çıktığımı unutmayın, atalarımın dediği gibi, çiçeğim burnumda.

5 Ağustos 1850

Tahtta saltanatının 11. Yılında bir genç padişahımız Abdülmecit var.

Mir’at-ı Zafer Fırkateyni, aynı sınıftan Şihab-ı Bahri ve Sürağ-ı Bahri Briki padişah iradesi ile İstanbul’dan Akdeniz ve Avrupa’ya sefere gidiyor

Şihab-ı Bahri Fırkateyni Fransa’nın Tulon limanına seyredecek

Mirat-ı Zafer ve Sürağ-ı Bahri Briki ise İngiltere’nin Portsmouth limanına

O limanlarda seyir ve topçuluk eğitimlerine katılacağız. Bugün üç gemi Tersane rıhtımından hareketle, Kumkapı önüne demirledi. Burada sekiz saat beklendi. Mutat törenler yapıldı, eksikler tamamlandı, erzak alındı, dualar edildi. Vira bismillah, yeni günün ilk saatlerinde yola çıktık

Güneşin ilk ışıkları ile sancaklar toka edildi, grubuyla sancaklar arya edildi. Ardından mürettebat tabura geçerek, “ Padişahım Çok Yaşa” duası yaptı. Gemide ilk iş olarak temizlik yapıldı

Gemi bazen taş ve kumla yıkanır, deniz durumu müsait değilse bu sefer tüm gemi paspas yapılır.

Gerekirse toplar lostra edilir. Bir saat kadar zabit ve erat nişan tahtasına kurşunlu tüfek talimi yapar.

Harp aletleri de belirli aralıklarla temizlenir. Altı buçuk saat sonra Gelibolu’ya ulaştık

Gelibolu’da yatan evliya kabirleri topla selamlandı. Osmanlı devletinin kuruluşuna hizmeti geçen kişilerin kabirleri önünden geçen gemiler, ayrı ayrı bir adet top atışı ile selamlandıktan sonra bütün mürettebat güvertede toplanıp dua etti. İlk selamlanan kabir Yazıcızâde Mehmet Efendi’nindi. Burada 22 kulaç suya iskele göz demiri atıldı. Bundan sonra Akbaş Baba’ya, Nara burnunda Nara Baba’ya, Kale-i Sultaniye (Çanakkale) geçilirken Havuzlar önünde Saka Baba’ya, Bozcaada’da gömülü Dede’ye, Soğanlık’ta gömülü Baba’ya ve Bozcaada’ya ulaşıncaya kadar bütün kabirlerin birer topla selamlandı ve her seferinde dualar edildi. Cezayir açıklarına gelindiğinde burada Veli Dede selamlandı.

Gelibolu’dan su, erzak ve kumanya aldık. 6 Ağustos 1850: Şihab-ı Bahrî firkateyni süvarisi Mustafa Bey, gemiye gelip bir süre dinlenip Süvari Bey ile birlikte peksimet almak için Gelibolu’ya gittiler.

7 Ağustos 1850: Gelibolu tarafından sığır eti, soğan tayınatları alınıp kazanda pişirtilerek yedirildi, peksimethaneden bir kayık peksimet geldi. 8 Ağustos 1850: Arife gününe hürmeten Şihab-ı Bahrî’ye nazaran alay sancaklar toka edilip gurup ile arya edildi.

9 Ağustos 1850: Gelibolu önlerinde demirli, Şihab-ı Bahrî’ye nazaran babafingo serenleri yerlerine albura ve alay sancakları toka, bayrama (Ramazan) nazaran 21 pare top atılıp bir miktar asker zabitanla birlikte gezmek üzere Gelibolu’ya gönderildi. Bir kayıkla Gelibolu valisi ve hâkimi gemiye gelip, dinlenip firkateynin filikasıyla dışarıya çıkarıldı.

10 Ağustos 1850: Bayram olması nedeniyle 21 pare top atıldı, askerin ekmek tayını gemi fırınında pişirilerek dağıtıldı, asker için bir miktar buğday çıkarılarak güzelce dövdürülüp gemiye getirtilip keşkek pişirtildi. Saat 02.00 sularında sıralama olmadan bölüklere ayrılarak asker güvertede tabur olup, Süvari Bey bayramınız mübarek olsun deyip sonra bir miktar asker zabitanla birlikte gezmek üzere Gelibolu’ya gönderildi.

11 Ağustos 1850: Gelibolu önlerinde demirli, Şihab-ı Bahri’ye nazaran alay sancakları toka edildi,  saat 02.00 sıralarında gemi hastanesinde çoktan beri hasta olarak yatan mızıka takımından bir er vefat etti, Gelibolu’da defnedildi. Ardından Kale-i Sultaniye’yi bordaladık. Akdeniz’de günlerce seyrettik.

23 Ağustos 1850: II. Bölükten vefat eden Recep Çavuş’un cenazesi gemide güzelce gusül ve kefenlenip namaz kılınıp palankete (top güllesi) bağlanıp denize bırakıldı. Direk tepesindeki gözcüler 24 Ağustos 1850’de Malta Adasını gördüler. Limana girişte bütün zabit ve asker temiz elbiselerini giydi, yelkenler mayna edildi. Harp aletleri silindi, cundadan karineye gemi bir güzel paklandı

26 Ağustos 1850’de limana demirledikten sonra nevbet müziği çalındı. Bir gün karantina usulünün yerine getirilmesi için pratika alındı. Süre bitince karantina memuru geldi, karantina flaması arya edildi. Grandi direğine İngiliz Bayrağı toka edildi. 21 pare top atışı yapıldı. Karşılık olarak mahallin tabyasından da 21 pare top atıldı.

29 Ağustos 1850: Saat 08.00’de sularında İngilizlerin Kaptan Paşası kendi vapuruyla söz konusu mahalle geldiğinde pruva direğine İngiliz bandırası toka edilip 15 pare top atıldı, kaleden 15 pare topla karşılık verildi.  Ahali gemiyi gezmeye geldi. Beş gün bu limanda kaldık. Gemiyi gezenler oldu, merasimler yapıldı, personel onları ağırlamaktan yoruldu. Seyahat esnasında ilk defa top talimi Malta limanında İngiliz askerleri tarafından yaptırıldı

27 Ağustos 1850, Malta demir: Bir miktar subay ve asker dışarı çıktı, geldi. Akşamüzeri üç İngiliz askeri gelip yarım saat askerlere top talimi yaptırıp, ayrıldı.

31 Ağustos 1850 sabah saatlerinde Malta’dan ayrıldık. Havalar öyle güzeldi ki, kısa zamanda kendimizi Tunus ve Sardunya arasında bulduk. Bu mevkide Şihab-ı Bahri, Tulon’a seyretmek üzere filodan ayrıldı.

Onu yaşlı gözlerle yolcu ettik, Allah selamet versin Şihab-ı Bahri. Malta’dan ayrılalı 25 gün oldu. Bugün 25 Eylül 1850. Septe Boğazına ulaştık. İngiltere’nin hâkimiyetinde bulunan Cebel-i Tarık Limanında beş gün karantinada bekledik. Demirde 20 Fas Müslümanı kayıklarla gemiye geldi. Askerin kıyafeti onlara garip geldi. Onlardan şüphe ettiler, hatta İslamiyet ile ilgili sorular sordular. Tam bu sırada gemide ezan okundu, herkes namaza durdu ve ardından Kur’an-ı Kerim okununca, zavallı tacirler personelin Müslüman olduğuna ikna oldular.

23 Eylül 1850: Cebel-i Tarık Boğazı ağzında orsa alabanda yatarken saat 12.00 sularında kıç sancağı çekilerek takım yelken batı rüzgârıyla kıble kerte lodos (SSW veya GGB) yol verilip bütün subay ve erlere beyaz elbiseleri giydirilip, şamata olmayarak üç defa dahi kısa volta vurulup Sürağ-ı Bahrî ile limana girildi. Liman iç tarafına karantinacının tarifi üzerine 10 kulaç suya demir atıldı, 5 gün karantina çıkarmak için pruva sütununa sarı flama toka edildi. İngilizlerin çarklı vapuru ile Osmanlı konsolosunun bir adamı gelip, isteklerimizi sorunca, su istendi, yemekten sonra bando çaldı, vardiya topu atıldı.

28 Eylül 1850, Saat: 03.00 sularında Osmanlı konsolosu üniformasıyla gemiye gelen kişi bir süre gemide dinlenip ayrıldığında pruva sütununa ay-yıldızlı sancak çekildi, 9 pare top atıldı.  Sonra grandi sütununa İngiliz bandırası çekilip 21 pare top atıldı, ardından kaleden karşılık olarak 21 pare top atıldı, limanda bulunan firkateynin süvarisi ve yabancılar aileleriyle gelip geminin içini gezdiler. Bir filika ile bir sandal içine bir memur ve tercüman su almaya gönderildi.

30 Eylül 1850, Cebel-i Tarık demir: Ahali gelip geminin içini gezdi. İstanbul’a bugün vapur gideceği için subaylardan hanesi olanlar mektup yazdı.

1 Ekim 1850, Cebel-i Tarık demir: Çoktan beri yatar hasta olan 4. Bölükten bir nefer eceliyle vefat etti, yıkanıp, kefenlendikten sonra namaz kılınıp, filikaya bindirilerek denize bırakıldı. Ahali gelip geminin içini gezdi.

2 Ekim 1850, Cebel-i Tarık demir: Harp aleti silindi, toplar lostra edildi, sandala bir memur konup içme suyu almaya gönderildi.

3 Ekim 1850, Cebel-i Tarık demir: Gemi sandalı bir defa daha dışarıya gönderilen içme suyu alındı ve su ambar sarnıçlarına konuldu, sandal gemiye alınarak palavra tarafına indirilip yerine konuldu. Ahali aileleriyle gelip geminin içini gezdi, bir miktar subay gezmek için karaya gidip geldi.

4 Ekim 1850: Cebel-i Tarık Limanında Portekiz devletinin iki sütunlu beyaz bordalı korsan vapuru gelip limana demirledi, firkateyn-i hümayunun II. Süvarisi vapura gidip vizite tarzıyla kumandanıyla görüştü.

5 Ekim 1850, Cebel-i Tarık demir: Ahali ve İngilizler gemiyi gezdi, Portekiz vapuru kalktı.

8 Ekim 1850, Cebel-i Tarık demir: Harp aleti silindikten sonra toplar lostra edildi, rüzgâr keşişleme gibi olduğundan saat 02.00 sularında kalkıldı. Pruva sütununa İngiliz bandırası çekildi.

9 Ekim 1850 günü İngiltere’ye hareket edildi.

13 Ekim 1850, Denizde: İstanbul’dan beri hasta olan Mızıka bölümünden bir onbaşı gemi hastanesinde vefat etti, yıkanıp denize bırakıldı.

14 Ekim 1850, Denizde: Hava müsait, askere top talimi yaptırıldı, gece Sürağ-ı Bahrî örülemediğinden bir adet çanak maytap ateşlendi.

16 Ekim 1850, Denizde: Kurban Bayramına hürmeten kıç sancağa çekilip Süvari Beyin dört adet kurban koyunu kesildi, askerlere pişirilerek yedirildi, rüzgâr şiddetli (safi poyraz), gurupla kıç sancağı aşağıya alındı.

22 Ekim 1850, Denizde: Saat: 02.00 sularında çoktan beri hasta olan bir asker eceliyle vefat etti, yıkanıp kefenlendikten sonra namaz kılınıp denize bırakıldı.

23 Ekim 1850, Denizde: Askerlere yarım saat top talimi yaptırıldı.

25 Ekim 1850, Denizde: 02.00 çoktan beri gemi hastanesinde yatar hasta olan bölükten bir nefer eceliyle vefat etti, yıkanıp, kefenlendikten sonra namaz kılınıp denize bırakıldı.

29 Ekim 1850’de İngiltere adasının güneybatı sahillerinde kılavuz kaptan alındı. İngiliz kanalı denen bu deniz gayet muhataralıydı. Burada her altı saatte bir met-cezir akıntıları vardı, seyir sisler ve dumanlar içinde geçilerek yapıldı. Nihayet Portsmouth’a ulaştık.  Geminin varışı Osmanlı’nın İngiltere maslahatgüzarı Kabulȋ Efendi’ye bir yazı ile bildirildi. Portsmouth limanının üç buçuk mil açığındaki Wight adasına demirlendi. Gemimizin ve Sürağ-ı Bahri gemisinin süvarisi alay elbiselerini giyerek limandaki Amirali ziyarete gitti. Amiral süvarileri karşıladı, ağırladı ve iki gün sonra kraliçe Viktorya’nın bu mevkiden geçerek Londra’ya gideceğini söyledi. Gemi süvarileri vakit geçirmeden hazırlıklara başladı. Bahriyeliler temiz elbiselerini giydi, alay sancakları boylu boyunca gemilere donatıldı.

Gelişimizin üçüncü gününde Kraliçe Viktorya vapuru ile yanımızdan geçti. Mir at-ı Zafer ve Sürağ -ı Bahrî gemilerinde kraliçenin geçişi esnasında sancaklar toka edildi, bahriye askerleri küpeştelere, zabit, tüfekçi ve mızıka takımı ise kıç üzeri dizildi, 21 pare top atılarak resm-i selam yapıldı. Kraliçe de limanda bulunan donanması ile 21 pare top atışı yaptırarak karşılık verdi.

31 Ekim 1850: Bir filika bir mühendis, bir hoca görevli olarak Portsmouth Tersanesi’ne gidip askerin et tayınatını aldı, saat: 08.00’de Amiralin kızı ve paşa süvarisi birlikte firkateyne gelip gezdi.

1 Kasım 1850: Osmanlı konsolosu gelip kraliçenin Londra tarafına gideceği haberini verince toplar doldurulup, alay sancaklar hazırlandı. Saat: 02.00’de bahriye askerlerine siyah elbise giydirip sonra Wight Adasından kraliçeye ait vapur Portsmouth Limanına yol alırken İngiliz donanmasına nazaran asker sütunlara çimariva olarak alay sancaklar çekilip 21 pare top atılıp kraliçeye ait bandıra grandi sütununa çekilip kraliçe yanımıza pek yakın geçerek sefine-i hümayundan da musika ile üç kere resm-i selam yapıldıktan sonra kraliçe kendi şahsına ait bandırasını üç defa selamlık için aşağı alıp yine kaldırıldı. Merasim o kadar coşkulu doluydu ki, Amiral gemilere teşekküre geldi.

Amiral, Süvariler Mustafa ve Mehmet Bey’e hitaben yaptığı konuşmada, İngiliz gemi ve tersanelerini istedikleri gibi kullanabileceklerini söyledi. Amiralin gemi süvarilerinin şerefine verdiği yemeğe, iki süvari ve dört zabit katıldı. Davet verilen salonun kapısına ay-yıldızlı Osmanlı Sancağı ve Kraliçenin kendine mahsus bandırası asıldı. Burada kaldığımız süre boyunca gemiler, İngiliz idareci, subay, asker ve halkın büyük ilgisini çekti. Portsmouth’a 100 mil mesafeden gelen halk aileleri ile gemiyi ziyaret etti. İngiliz hariciye nazırı, gemilerin her türlü ihtiyaçları karşılaması için bir kaptanı mihmandar göreviyle gemiye gönderdi.

Mihmandar kaptan, Devlet-i Aliyye gemilerinin İngiliz limanlarında bulunduğu müddetçe tersanece her ne icap ederse sıkıntıya düşmemeleri için tedarik edileceğini, memleketin her mahallinin gezdirileceğini, ikramda kusur edilmeyeceğini bildirdi. Padişahın bahriyelilerine İngiliz usulü top talimi verilmesi için, üç ambarlı bir gemiden topçubaşı getirildi. Havanın soğukluğu nedeniyle bahriyelilere birer çift fanila dağıtıldı. Gemilere her gün taze et ve sebze gönderildi. Düzenli olarak her gün top talimi yapıldı. Gemilerimizin ilgi odağı olması İngiliz gazetelerinde yer buldu.

Biri şöyle yazdı: Portsmouth limanında bulunan iki Türk firkateyninin subayları geçen hafta Sir Godfrey Webster’ in rehberliğinde, Portsmouth Tersanesi ve Clarence Kızakhanesinin hemen tüm bölümlerini ziyaret ettiler. Kaptanın haricinde tümünün üniformaları İngilizlerden kopya edilmiş olup koyu lacivert setre (ceket), mavi pantolon, kemer ve kılıçtan oluşmaktadır. Deniz erleri de sık sık karaya çıkmışlardır. Tümünde mavi pantolon ve kahverengi ceketten oluşan üniformaları yine kısmen İngiliz modasına uygun giyinmiş olup, bu onları özgün görünümlerinden yoksun bırakmaktadır. Personelin karada hatırı sayılı bir miktarda para harcadıkları gözlemlenmiştir. Ayrıca Türkler erzak alışverişi yaptılar, gemileri ziyaret etmek isteyen İngilizlere çok nazik davrandılar, ancak cuma ve cumartesi günlerini dinî inançlar nedeniyle ibadete ayırdılar ve bu günlerde ziyaretçi kabul etmediler.

Günlüğümden:

10 Kasım 1850, Portsmouth Liman: Ahali zaman zaman aileleriyle gemiye gelip gezdi, askerin geçmiş dört aylık maaşı dağıtıldı.

16 Kasım 1850, Portsmouth Liman: Süvari Bey ve birkaç subay ders almak için İngiliz gemilerine gidip geldi, ahali aileleri ile gemiye gelip gezdi. Saat: 03.00 sularında Birinci Bölük erlerinden Amasralı İsmail birkaç günden beri gemi hastanesinde yatarken afiyetini kaybedip eline bıçak alıp yanında bulunan hastalardan Rizeli Kerim’in omuz başını vurup hastaneden dışarıya çıkarıldı. Bir mülazımın elini yaraladı, Süvariye haber verilip er yine hastaneye gidince tutulup ayaklarına zincir bağlanarak puntele bağlandı.

20 Kasım 1850, Portsmouth Liman: İngiliz kosteri yanaşıp asker için ambarda bulunan buğdayı alarak peksimet imal etmek üzere civar bir yere ihraç edildi.

30 Kasım 1850: İngiliz hastanesinde bulunan neferlerden biri vefat ettiğinden bir miktar asker çıkarılarak müteveffa o mahalde defnedildi.

1 Aralık 1850, Portsmouth Liman: İngiliz hastanesinde bulunan neferlerden biri vefat ettiğinden bir miktar asker karaya çıkarılarak hastaneye gidildi, müteveffa o mahalde defnedildi.

18 Aralık 1850: Askerlere okuma yazma dersi verildi, Süvari Bey dışarıya gidip geldi.

20 Aralık 1850, Portsmouth Liman: Gemiden Macar eczacı kendi rızasıyla Süvari Bey tarafından eline bir adet ihraç tezkeresi verilerek gemiden ihraç edilerek Londra tarafına gitti. Askerler tam olarak geri dönüp esnaf-ı saireden Arap Ali Kalfa ile marangoz Hasan Kalfa gemiye sarhoş geldikleri için zincire bağlandı.

22 Aralık 1850, Portsmouth Liman: Gece saat: 04.00 sularında Sürağ-ı Bahrî takımından bir çavuş çıldırarak birik güvertesinde kimse görmeden eline aldığı satır ile kendi koluna vururken arkadaşları yakalamış, firkateynde bulunan tabip gönderilip kolları sarıldı.

29 Aralık 1850, Portsmouth Liman: Gemi tabibi İngiliz hastanesine giderek hastaları vizite etti.

5 Şubat 1851, Portsmouth Liman: Askerin iki aylıkları dağıtıldı, bölüklerden bir miktar nefer subaylarla birlikte gezmek için gidip döndü, civar yerlerin ahalisi ve aileler gemiye gelip gezdi.

12 Şubat 1851: Mızıka bölümünden bir çavuş çoktan beri hasta olduğundan eceliyle vefat etti, yıkanıp kefenlendi ve namaz kılınıp defnedildi.

25 Şubat 1851: Bir nefer İngiliz hastanesinde çoktan beri hasta olmakla eceliyle vefat etti, yıkandı, kefenlendi namaz kılındı.

26 Şubat 1851, Portsmouth Liman: Harp aleti silinip, toplar lostra edildi. Bahriye askerine top, tüfek ve kılıç talimi yaptırıldı. Civarda yaşayan halk, gemi komutanları ve kara subayları aileleri ile gemiye gelip gezdi, başa nişan tahtası konup yalpalı havada nişan alma eğitimini bütün subaylar icra etti.

8 Mart 1851: Saat: 06.00 sularında Kraliçe Viktorya’nın Portsmouth’a geleceği haberi alınıp babafingo çubukları mezestre olunup alay sancakları açıldı. Sonra Kraliçe Viktorya geldiğinde pruva kontra mizana sütunlarına ay-yıldızlı sancak ve grandi sütununa Kraliçenin bandırası çekilip, İngiliz gemilerinden 21 şer pare top atılıp Kral ile (Isle of Wight) Adasına gitti. Askere bir saat kadar okuma talimi yaptırıldı. İngiliz hastanesinden iki nefer eceliyle vefat etti, yıkandı, kefenlendi namaz kılınıp defnedildi.

9 Mart 1851, Portsmouth Liman: Çoktan beridir hastaneden yatar hasta olan bir asker kendi eceli ile vefat etti, defnedildi, civar yerlerin ahalisi ve subaylar aileleri ile gemiye gelip gezdi.

13 Mart 1851, Portsmouth Liman: Tabip Efendi hastaları vizite etti ve çok hasta olan iki asker dışarı hastanesine gönderildi. Çoktan beri yatar hasta olan bir nefer kendi eceli ile vefat etti, yıkandı kefenlendi namaz kılınıp defnedildi, civar yer ahalisi ve subaylar aileleri ile gemiye gelip gezdi.

17 Mart 1851, Portsmouth Liman: Gemi hocası askerlerin aylıkları kayme (kâğıt para) olduğundan bozdurmak için dışarıya gidip geldi. Süvari Beye İstanbul’dan üç adet mektup geldi, tersaneden iki işçi gemiye gelip pruva palasertesine demir praçol imal etti, askerlerin bazıları da yalpalı top talimi yaptırıldı.

22 Mart 1851, Portsmouth Liman: Gemide bulunan hastaları tabip vizite etti. Askere birer saat kadar top ve tüfek talimi ve ayak ve kılıç talimi yaptırıldı, filika giderek top talim birliğini alıp gemiye geldi, askere bir saat kadar İngiliz usulü top talimi yaptırıldı.

23 Mart 1851, Portsmouth Liman: Süvari Beye İstanbul’dan bir miktar mektup geldi, mektuplardan Zibayi-i Derya Korvetinin kazaya uğradığı öğrenildi.

25 Mart 1851: Saat 07.30’da Kraliçe geldiğinden donanmasına göre geminin pruva ve kontra mizana sütunlarına sancak ve grandi sütununa İngiliz bandırası çekilerek bahriye usulü icra edildi.

26 Mart 1851: Tabip gemide olmadığından Birik eczacısı firkateyndeki hastaları vizite etti. Gece asker çamaşırlarını yıkadı.

1 Nisan 1851: Sürağ-ı Bahrî Biriki süvarisi Mehmed Kapudanın cenazesini kaldırmak için gemilerden üçer filikalara bölüklerden bir miktar neferle, bütün subaylar temiz elbiselerini giyerek filikalar bir filo olarak Süvari bey ve Mustafa Kapudan beraberce civar yere ihraç olunup kapudanın cenazesi güzelce yıkandı, kefenlendi ve namazı kılınarak söz konusu mahale defnedildi.

3 Nisan 1851,Portsmouth Limanı: Civardaki halk ve subaylar ve aileleri ile gemiye gelip gezdi. Limandaki Ekslant adlı üç ambarlıdan 12 asker gelip gemiyi gezdi ve top talimi yaptırdı.

8 Nisan 1851, Portsmouth Liman: Harp silahlar silinip, toplar lostra edildi, Sir Godfrey Webster ile talimci asker gemiye gelip askere bir süre top talimi ile yangın talimi yaptırdı.

9 Nisan 1851, Saat: 02.00 sularında askerler temiz elbiselerini giyerek dışardan Sir Godfrey Webster ile talimci gemiye gelip askere birer saat kadar yangın talimi yaptırdı.

10 Nisan 1851, Portsmouth Liman: Harp silahları silinip, toplar lostra edildi, askerin gece yıkadığı çamaşırlar armaya kaldırılıp gemi temizlendi. Hastanede bulunan hastalardan Sürağ-ı Bahrî takımından bir nefer vefat ettiğinden gemilerden bir miktar subay ve asker dışarıya gidip civar bir yerde defnedip, gemiye döndüler.

13 Nisan 1851, Portsmouth Liman: Tabip gemide olan hastaları vizite etti, gemi taş ve kum ile yıkandı. Güvertenin sancak ve iskele yalı kütükleri siyah renge boyandı. Gereken yerler lostra edildi. Süvari Bey ile Tabip Efendi ve musikar yüzbaşı beraberce karadaki hastanede bulunan hastaları vizite etmek üzere gitti. Birkaç bahriyeli gemi ambarını yıkadı. Diğerleri elbiselerinin söküklerini dikti. Güverte top muşambaları boyandı.

17 Nisan 1851, Portsmouth Liman: Askerin gece yıkadığı çamaşırlar yukarıya kaldırılıp gemi temizlendi. Tabip efendi gemide bulunan hastaları vizite etti, İngilizlerin bir adet su kosteri geminin yanına gelip ambar sarnıçlarını doldurdu, koster Sürağ-i Bahri’ye gönderildi. Dışarıda gezmekte olan askerler gemiye döndüklerinde Ali kalafat sarhoş olarak gemiye döndüğünden zincire vuruldu.

20 Nisan 1851: Harp silahları silinip toplar lostra edildi, bahriye askerlerine bir saat talim yaptırıldığında Trabluslu Ömer talime gelmediğinden Süvari Bey tarafından kabahatinden dolayı 18 usturpa (kırbaç) vuruldu.

21 Nisan 1851: Asker, dini inançları müzakere etti. Mülazım Ömer Ağa da üç neferle beraber merhum Mehmed Kapudan’ın mezarına taş dikmek için kabristana gidip taşlar dikip gemiye döndü.

22 Nisan 1851: Saat: 01.00 sularında Portsmouth Valisi gemiye geleceği haberi alındığında askerlere temiz elbiseleri giydirilip hazırlık yapıldı. Tabip efendi hastaları vizite etti, saat: 06.00 sıralarında vali ailesiyle beraber vapurla geminin bordasına geldiğinde, filikasına binip firkateyne geldi. Askerler usulünce çarmıh ve küpeştelere dizilip ve bando ile bir defa temennâ (eli başa götürüp selamlama) töreni yapıldı. Bahriye askerlerine bir miktar top talimi yaptırılıp, geminin içini gezerek yarım saat gemide eğlenen Vali sonra filikasına binerek vapura giderken eskisi gibi selam töreni yapıldı.

23 Nisan 1851: Dün Portsmouth valisine atılan top karşılığı Portsmouth kalesinden on beş pare top atıldı, saat: 06.00 sıralarında bütün yelkenler serenlerine bağlandı. Harp silahları silinip toplar lostra edildi, bando askerlerinden Oflu Ahmet gemi hastanesinde vefat ederek gemide yıkanıp kefenlenip namaz kılınarak bir miktar subay ve asker ile civar bir yere çıkarılarak kabristana defnedildi.

24 Nisan 1851: Gemi hastanesinde hasta olan II. Bölükten Hemşinli Hüseyin Onbaşı vefat ederek gemide yıkanıp kefenlenip namazı kılınarak bir miktar subay ve nefer ile civardaki sahile çıkarılarak defnedildi.

25 Nisan 1851: II. Bölük askerlerinden Trabzonlu Kâmil gemi hastanesinde hasta bulunduğundan eceliyle vefat etti, gemide yıkanıp kefenlenip namazı kılınarak bir miktar subay ve nefer ile dışarıya gönderilerek kabristana defnedildi.

29 Nisan 1851: Gemide tabip bulunmadığından Sürağ-ı Bahrî eczacısı gelip hastaları vizite etti, gemi hastanesinde bulunan hastalardan II. Bölük askerlerinden Hasan eceliyle öldüğünden gemide yıkanıp kefenlenip namaz kılınarak bir miktar subay ve nefer ile dışarıya gönderilerek kabristana defnedildi.

Mayıs 1851’de İngiltere’den İstanbul’a hareket ettik. Allah selamet versin…

 

Kaynaklar

1)https://www.marinedealnews.com/nisan-ayinin-turk-siyasi-ve-deniz-tarihindeki-yeri/

Özhan Bakkalbaşıoğlu

2)Osmanlı Donanmasında Yabancı Müşavirlerin Etkisi ( 18 ve 19. Yüzyıllar), Selman Soydemir, Yüksek Lisans Tezi, 2007

3)Seyir Jurnaline göre Mir’at-ı Zafer firkateyninin 1850 yılında Portsmouth Seyahati ve Personelinin ölüm sebebi, Batmaz Ş.

4)Kırım Harbinde Osmanlı Donanması (1853), Savaştan Barışa, 150. Yıldönümünde Kırım Savaşı ve Paris Antlaşması( 1853- 1856)22-23 /5 /2006

5)Londra’ya geldikten birkaç gün sonra Mirat-ı Zafer vapurunda yapılan bir teftişte fevkalade olduğunun ifade edildiği ( M- 22/ 12/ 1850) DA BOA HR SFR 3 Kutu:12 Gömlek: 31

6)Brik Hümayunlardan Sürag-ı Bahri adlı geminin Londra’ya ulaşması ve Kraliçe’nin de içlerinde bulunduğu bir alay tarafından karşılanması hakkında bilgi verildiği.

Yer Bilgisi: 2934-42 Belge Tarihi: M- 08-11-1850 Kurum: HR-SYS  Görüntü Sayısı: 6


Bunları da beğenebilirsin