Denizcinin anasayfası

Portsmouth’a giden Mirat-ı Zafer Firkateyni Süvarisi Mustafa Bey’den mektup var!

Ben Haluk Y. Şehsuvaroğlu. 6 Haziran 1946’da İstanbul Deniz Müzesi ve Arşivi Müdürlüğü’ne atandığımda deniz kd. yüzbaşıydım.

Ben Haluk Y. Şehsuvaroğlu. 6 Haziran 1946’da İstanbul Deniz Müzesi ve Arşivi Müdürlüğü’ne atandığımda Deniz Kd. Yüzbaşıydım. Kendi arzum üzerine, bakanlığın 14 Şubat 1947 tarihli onayı ile (askeri öğretmen) sınıfına nakledildim ve 28 Şubat 1947’de Deniz Harp Okulu Hukuk Öğretmenliği ek görev olarak tarafıma verildi. İstanbul Deniz Müzesi’nde emeğim çoktur. Orayı ziyaret edenler, müzedeki yağlı boya tablomdan beni tanır. Yaptığım araştırmalarından birisini aşağıda sunuyorum. Sizleri onu okumaya davet ediyorum. Geçmişi bilmezsek, bugünü yarına bağlayamayız. Gençler, okurlar gerek askeri bahriye, gerekse de ticaret bahriyemiz araştırmaya muhtaçtır. Sizlerden isteğim, benim yaptığım gibi bu konulara eğilmenizdir.

Üç harp gemimiz 26 Ramazan 1266 tarihinde (1850) İstanbul’dan hareket etti. Mirat-ı Zafer komutanı Mustafa Bey bu seyahat hakkında iki rapor hazırladı. Şimdi bunlardan İngiliz Bahriyesi hakkında raporuna göz atacağız. İngilizce bildiği, hatta tahsilini yaptığı anlaşılan Mustafa Bey on altı sayfalık raporunda yolu üstündeki liman ve adalardan da söz etmiş ve raporuna kendi yaptığı bazı haritaları da eklemiştir.

MALTA

Türk gemileri Çanakkale Boğazı’ndan hareketlerinden 12 gün sonra Malta’ya vasıl olmuşlardır. Mustafa Bey raporunda Malta hakkındaki gözlemleri şöyle anlatmaktadır: Bu adanın şimal (kuzey) tarafı cenup (güney) tarafından yüksek ve havası mutedil olarak zemini ekseri malta taşı tabir olunan taşla kumdan ve mahsulatı portakal, incir, şeftali, üzüm, pamuk ve biraz dahi buğdaydan ibarettir. Adada çay ve göl olmadığından cümlesi sarnıç suyu kullanırlar ve mahalli mezkûrda (anılan) birisi küçük, birisi büyük iki liman olmakla, küçüğüne “Karantina Limanı” derler ki, ağzı gün doğusuna karşı olup, içinde on kulaç (18 m), sekiz kulaç (14,5 m) ve altı kulaç (11m) kadar su bulunur ve diğerine “Büyük Liman” tabir olunup en derin tarafında on beş kulaç ( 27,5 m) su bulunarak, ağzı poyraza karşıdır ve İngiltere donanması için limanı mezkûrda (anılan) ufak bir tersane olup içinde bir havuz ve bir maçuna ve bir demirhane, bir dökümhane, bir peksimethane bulunmakla havuzun suyunu çıkarmak (dışarı basmak) ve peksimethaneyi işletmek için peksimet ve havuz arasında 20 beygir kuvvetinde bir makine ve boya, halat, kereste vs. gibi levazımatı dolu dört tane mağaza ve bir hastane ve Malta kalesine topçu ve bahriye için inşa olunmuş kışla derununda (içinde) beşer bir tüfek kılıç ile birer miktar tabanca, süngü vs. mevcut olduğu ve adada 117.000 nüfus olup ( 2023’te 441.543 kişi) üç bin kadarı İngiltere askeri olarak ve iki bin beş yüz tüccar bulunarak, küsuru Maltız olmakla, lisanları Arapça ve İtalyancadan mürekkeptir ve ahalii merkumenin (nüfusun) ekserisi balıkçılık ve gemicilik ederler. Adanın etrafında gayet metin hisarlar olup, liman tarafına dört ve üç ve iki sıra ve kara tarafına dahi bir sıra top konulmuştur. Limanı mezkûrda 5 gün ikamet ettikten sonra şehri Şevvalin 22. Cumartesi günü sabahla beraber kıyam edilmiş ve muvafık (uygun) hava ile Tunus’la Sardunya Adaları arasında Tulon’a gidecek olan Şihab-ı Bahri Firkateyni bizden ayrılmıştır.

CEBELİTARIK

Mirat-ı Zafer ve Sirağ-ı Bahri Malta’dan hareketinden 25 gün sonra Cebelitarık’a gelmişlerdir. Mustafa Bey raporunda limana girişi ve mutat merasimi izah ettikten sonra diyor ki: Cebeli İktar tesmiye olunan yer İngiltere hükümeti dahilinde ve İspanya devletinin Endülisiya tabir olunan kıtasının sahillerinde mürtefi (yükselen) ve altı mil uzunluğunda bir dağ olup Bahri Sefit ile (Akdeniz) Bahri Muhit (Atlas Okyanusu) mabeyninde (arasında) Septe Boğazı tabir olunan mahalde gayet metin bir kaledir. Mezkûr Cebeli İspanya tarafı ziyade yüksek olduğundan içerisi minare gibi sokak sokak kazılıp elli yedi adet büyük top vaz’ edilmiş ve İspanyalılar ile aralarında husumet olduğundan, tarafeynden hudut yerine karakollar konulup birbirlerinin hareketlerine ziyadesiyle dikkat ederler. Kalenin üç bin dört yüz kadar muhafız İngiliz askeri vardır. Buranın ahalisi dahi İngiliz ve İspanyol olarak on dört bin kişidir.

İNGİLTERE

İki harp gemimiz Cebelitarık’tan hareketten 20 gün sonra İngiltere’ye gitmişler Wight Adası önlerinde demirlemişlerdir. Burada Mustafa Bey, Sirağ-ı Bahri gemisi süvarisi ile (Alay elbiselerini) giyerek, İngiliz Donanmasının Amiral gemisine giderek, amiralle görüşmüşler ve bu görüşme esnasında Kraliçe Viktorya’nın Wight Adasında olduğu ve Londra’ya döneceğini öğrenmişlerdir. Bunun üzerine gemi süvarileri İngiliz harp gemileri gibi Kraliçenin hareket gününde gemilerini donatmışlardır. Mustafa Bey, Kraliçenin Londra’ya hareket gününü şöyle anlatıyor: İngiltere’ye vusulümüzün 3. Günü Kraliçe cenapları kendi vapuruna binerek firkateyni hümayunun hizasına geldiklerinde alay sancakları çekilmiş ve asakir-i bahriye-i şahane, seren ve küpeşte ve zabitan ve tüfekçi ve muzika baş ve kıç üzerine dizilerek 21 pare top atılmış ve gemilerimizi temaşa (izlemek) için bordamıza yakın geldiği zaman müzika ile “resmi temenna” (selamlama) icra ve vapurdan dahi Kraliçe-i müşarünileyha (adı geçen) cenapları karşılığını ifa ettikten başka, direklerde olan bandıralarını 3 defa aşağıya alıp yine keşide etmiş ve badehu (ondan sonra) biriki hümayunu gezip Portsmouth limanına azametinde gemilerimiz, ikinci defa 21 birer pare top atmışlar ve limandaki İngiliz donanmasından da karşılığı atılmıştır ve müşarünileyha cenapları vapurdan çıkıp kara vapuruyla (tren) Londra’ya azimetinde Portsmouth Amirali nezdi bendeganeme gelerek, Kraliçe cenapları sizlerden aşırı memnun olmuş, zira şimdiye kadar bu mahalde düveli saire gemisi bulunup müşarünileyha cenaplarının böyle avdetine tesadüf ederek ol derece riayet kimse etmemiştir diye izharı memnuniyet ettikten sonra sizler için tersanece ve gerek gemice her ne ki icap ederse hazırdır diye tembih ve tekit etmiş (yinelemiş) ve badehu akşam yemeğine davet eylemiştir. İki kaptan ve dört zabitle alay elbiselerimiz giyilmiş olduğu halde yemeğe gidilmiş, yemek salonunun iki kapısı olduğundan, birinin üzerine ay yıldızlı sancak diğerine de Kraliçe’nin kendine mahsus olan bandırası asılmıştı. Yemekten sonra da ziyadesiyle iltifat ve ikram olunmuştur. Bu yemeğin ertesi günü Londra Maslahatgüzarı (büyükelçi vekili) İzzetlü Kabuli Efendi gemilerimizi görmek üzere gelmiş ve bu ziyaretin üçüncü günü iki gemimiz Portsmouth tersanesine giderek şamandıralara bağlanmışlar ve bu münasebetle de tersane amirali ile (liman reisi bulunan amiral) familyalarıyla beraber ve bazı süvariler gemilerimizi ziyaret etmişler ve bu ziyaretler iade olunmuştu.

Mustafa Bey bu ziyaretler münasebetiyle şunları yazmaktadır: Amiraller familyalarıyla altı adet üç ambarlı kapak kaptanı ile geldiler. Askerlerimiz temiz elbiseleriyle çarmık ve küpeşte üzerine dizildi. Müzika ile selam resmi ifa olundu. Sonra gemilerimizin her bir mahalli temaşa ettirildi ve askerlerimize top, tüfek ve kılıç talimleri yaptırıldı, bu derece maharetimizi memul (ummak) etmediklerinden ziyadesiyle pesent (beğenmek) etmişler ve “Briki Hümayunun dahi dünyada ne kadar birik varsa cümlesinin birincisidir” diye ikrar (kabul etmek) ile avdet (geri dönme) etmişlerdir. Limanı mezkurde bulunduğumuz müddetçe ol havalide olanlar ile 100 mil uzakta bulunan ahali seyretmek için familyalarıyla gelmeleriyle cümlesine elden geldiği mertebe hürmet ve riayet olunup memnun eylediğimizden daima senamızı (övgü) zikretmişler ve gazetelere dahi yazarak neşir ve ilan eylemişlerdir. İngiltere Hariciye Nazırı tarafından da gemilerimize mihmandar olarak bir kaptan ( Sir Godfrey Webster olmalı) gönderilmiştir. Mirat-ı Zafer firkateyni ve Sirağ-ı Bahri biriki Portsmouth’ta altı buçuk ay kaldı.  Bu esnada subaylar ve erler bu tersane şehrini etraflıca tetkik ettiler. Bazı subaylar İngiltere’nin diğer şehirleriyle ve Londra’yı da dolaştılar.

Süvari Mustafa Bey, İngiltere Bahriyesi hakkındaki raporunda bütün bu müşahedeleri derli toplu bir şekilde ve güzel bir üslupla kaydetmiştir. Askerlerimize İngiliz usulü top talimi öğretmek için üç ambarlıdan bir topçu yüzbaşısı celp ile usulü mezkûr üzere top talimi öğretildi. Askerlerimizden bazıları buranın havasıyla imtizaç (uyum) edemediğinden hastalanmış ise de Portsmouth limanındaki bahriye hastanesine çıkarılıp tedavi ettirildiler. Vefat edenler hastane kurbunda (yakınında) verilmiş olan arsaya def olundular, güzel havalarda zabitler ve neferler temiz elbiseleriyle dolaşmak üzere karaya çıkarılıp gezdikleri mahallerde edebane hareketlerine İngiltere ahalisi taaccüp (şaşırma) eylemişlerdir.

TERSANE

Portsmouth limanında mahalli ticaret olmayıp bahriyece pek muteber bir memlekettir. Mezkûr tersanede gemi tamir etmek için altı adet küçük ve altı adet de büyük havuz vardır. Büyüklerinin içerisine altışar kıta (sıra) gemi vaz’iyle tamir olunup suları da makine ile çıkarılır (dışarıya basılır). Dört adet de üzerlerinde dörder tane yüz yirmi beşer toplu ve üç ambarlı sefine imal edebilen tezgâh mevcuttur. Tersanede sekiz tane de kereste mağazası vardır. Keresteler Amerika’dan getirilir. Bu mağazaların ittisalinde (bitişiğinde)12 tezgâh bulunur, her bir tezgâhta üçer testere ile makine çalışır. Tersanede dört tane de mühimmat mahzeni vardır, gemice her ne icap ederse cümlesi ayrı ayrı numaralarla vazolunmuş  (konulmuş) ve diğer bir malzeme dahi mezkûr mağazalarda mevcut eşyanın pahalarıyla beraber numuneleri dizilip, buna sebep dahi mühimmatı mezkurenin cümlesi tersanelerinde imal olunmayıp, modelleri verilerek tüccar fabrikalarından mubayaa (alım-satım) edilmesinden dolayıdır. Vapura icap eden makine vs. aletler yapmak için bir fabrika ile pirinç ve demir aletler dökmek üzere bir dökümhane ve bir demirhane ve bir bakırhane olup, gemi demiri imal için bir alet bulunmakla, makine ile demir döküp ve başka bir fabrika ile tecrübe olunup ne kuvvette ve ağırlığı ne miktar olduğu numarasıyla yazılıp icap eden mahale verilir. Portsmouth tersanesi dahilinde çalışan memurinin familyalarıyla gece ve gündüz ikameti için 12 kadar daire vardır. Donanma memuru bulunan Amiralin ikametine de bir konak tahsis edilmiştir. Bu konakta bulunan telgrafla amiral, her gün ifa olunan hizmetleri Londra’daki Kaptan Paşa’ya bildirir. Tersanede beşer bin tüfek ve kılıç vardır. Kış mevsiminde tersane amelesine haftanın bazı günleri talim yaptırılır.

Limandaki gemilerin neferlerine her gün sabahları beşer dirhem (1 dirhem 3,2 gr) şeker, 9 dirhem çikolata, ikişer buçuk dirhem çay, öğle vakti 142’şer dirhem (454 gr) sığır eti ve peksimet ve 71 dirhem (227 gr) sebze ve 15’şer dirhem rom (48 gr)ve akşamüzeri birer miktar peksimet ile çay ita (vermek) ederler. Yelken üzerinde bulunan neferata verilen tayınlar daha fazladır. Tersanede 15 beygir kuvvetinde, hem yanından hem arkasından çarklı bir küçük vapur vardır. Bahriye mektebi makinacılık ilmini tahsil eden mühendisler takım takım her gün bu vapura gönderilip ocağını yakıp liman içinde dolaşmak ameliyatını tahsil ederler. Portsmouth tersanesinde müceddeden (yeni)  inşa olunmuş sefineler donatılıp tecrübe edilmek üzere sert havada Portekiz devletinin payitahtı olan Lizbon sahillerine gönderilerek ziyade yelken açılmakla geminin yürümesi ve armasının dayanması anlaşıldıktan sonra İngiltere’ye avdetle sair mahallere memur eyledikleri ve zikrolunan Lizbon limanında İngiltere devletinin daima 7-8 pare korsan sefinesiyle bir komodor ve Fransa’nın da birkaç gemisi bulunup, buna sebep Portekiz devleti hemişe (daima) ihtilalden hali olmadığından hükümeti mezkurede bir karışıklık olduğu halde beyinlerinde taksim etmek için olduğundandır.

LONDRA

Süvari Mustafa Bey raporunda bildirdiği ve mesleğine ait bulunan bu malumattan sonra Londra şehri hakkında tafsilat vermektedir. Londra şehrinde olan ebniye (binalar) on adet kilise ve 83 adet maslahat rüyet olunan mahal ve 11 adet polishane ve 13 adet hapishane ve 19 adet hastane ve 38 adet tiyatro, yüz elli altı bin hane ve otel tabir olunur handan ibaret olup, on binden fazla sokak ile ahalinin mesire mahalli olarak şehrin ortasında ve kenarında altı adet de büyük bahçe bulunmakla ve ekspozisyon tabir olunan büyük sergi mezkur bahçelerden Haydpark hem bahçeye kurulmuş ve şehri mezkurda kain hanelerin bahçeleri olmadığından mahalle aralarında ufak bahçeler bulunmakla derununa(içine) kimseler girmemesi için demir parmaklık ile ihata olunmuştur. Londra’da bina olunmuş hanelerin ekserisi kumpanya tarafından yapıldığından ahalisi kir ile iskân eder ve hanede 7 adet pencereden ziyade pencere bulunur ise beher pencere senevi (senelik) yarım altın ve erkek hizmetçi kullanıldığı ve araba vs. hayvanat bulunduğu halde cümlesinin ayrı ayrı vergiyi mahsusası olduğundan ahali-i mezkûre bittabi ziyade hademe kullanmamaya mecbur olur. Londra’da çarşı ve mahalle aralarında askeriden karakol olmayıp, sokak başlarında ve işlek mahallelerde polis tabir olunan nöbetçiler bulunmakla bazı uygunsuz hareket edenler polis marifetiyle derdest olunup icap eden cezası verilir.

Mustafa Bey raporunun sonunda Mirat-ı Zafer ve Sirağ-ı Bahri’nin İngiltere sularındaki altı buçuk aylık ikameti esnasında yapılan işleri anlatmaktadır. Müddeti ikametimizde zabitler ve neferlerle İngiliz Donanmasında talim ettirildiği, misillü (benzer) talim öğretildi ve gemilerin her veçhile (bu yüzden) nezafet ve taharetiyle (temizlik)kendi donanmalarından temiz ve pak olmasına ve askerlerimizin yiyecek ve giyeceklerine çok dikkat edildi. İngiliz donanması amiralleriyle zabitleri ve ahaliden kibar ve sağir gemileri görmek için gelenlere hürmet ve riayet ile cümlesi mesrur (sevinçli) edildi. Mürettebatımızdan hiç birine kimse tarafından bed muamele edilmedi.

Canibi mezkurdan 67 senesi Mayısın 30. Günü (1851) kıyam ve hareketimizle kuvaidi bahriye üzere toplar endahtiyle resmi veda icra olundu. Havanın kötülüğünden dolayı, 21. Günü  Cebelitarık boğazına varıldı, icap eden meşrubat vs. levazım alınarak oradan 29. Günü Midilli ceziresine vusul ile talimat mucibince gerek sefinelerde ve gerek taşrada ateşli top ve tüfek talimi yapıldı ve bir müddet aramdan (dinlenme) sonra donanmayı hümayun vürudu memuliyle Midilli ceziresinde 15 gün kalınmış ise de havanın müsaadesi olduğundan Ağustos 27. Gemi İstanbul’a muvasalat olunmuştur.


Bunları da beğenebilirsin