Denizcinin anasayfası

Deniz tarihini anlatan insan : Ziya Hanhan

Mustafa Haşim Bey ve Gülfem Mukaddes Hanım’ın üçüncü çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya gelen Ziya Hanhan’ın anne ve babası aslen Ordu’nun Ünye ilçesindendir. Aile, bir hukukçu olan Mustafa Haşim Bey’in görevi dolayısıyla birçok farklı şehirde bulundu. Mustafa Haşim Bey, 1912’de Manastır Baş Müddeiumumîsi olarak görev yaptığı sırada bir suikaste uğrayarak şehit edildi. Bu hadisenin ardından Gülfem Mukaddes Hanım çocukları ile birlikte Ünye’ye döndü.

Ziya Hanhan; ilköğrenimini Ünye, ortaöğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olarak hâkim oldu. 1936’da Meliha Hanım ile evlendi ve bu evlilikten Suna, Gülay ve Haşim adını verdikleri üç çocukları oldu. Kahramanmaraş, Konya Ereğli ve Tire’de sorgu hâkimliği görevinde bulundu. Ardından İstanbul ve İzmir bölgeleri iş müfettişliği görevine getirildi. Bu görevden ayrıldıktan sonra İzmir’de avukatlık yapmaya başladı. 1947-1948 tarihleri arasında Eşref adlı bir mizah gazetesi çıkardı. 1947’de Demokrat İzmir gazetesinde fıkra muharrirliği yapmaya başladı. Bu gazetede Şehirden Notlar, Damlalar, Günün İlhamları, Her gün 24 Saat, Bugün de Bu ve İnsaf Be Paşam adlı sütunlarda siyasî ve mizahî yazıları yayımlandı.

18 Haziran 1956 tarihinde Demokrat İzmir gazetesinde yayımlanan “İnsaf Be Paşam” başlıklı fıkrasında dönemin Başvekili Adnan Menderes aleyhinde neşriyatta bulunduğu iddiası ile gazetenin sahibi Adnan Düvenci ve yazı işleri müdürü İlhan Esen ile birlikte yargılandı. Bu dava sonucunda bir yıl hapis ile 3000 lira para cezasına çarptırıldı ve avukatlık mesleğinden men edildi. 4 Nisan 1957’de girdiği hapishaneden 4 Nisan 1958’de tahliye edildi ve aynı gazetede yazmaya devam etti. Demokrat İzmir gazetesinde yayımladığı bazı yazılarını 1959’da İnsaf Be Paşam! adlı kitapta topladı. 1960 yılında avukatlık ruhsatnamesini yeniden aldı. 1961-1965 yılları arasında XII. yasama döneminde CHP İzmir milletvekilliği görevinde bulundu ve Ankara’da yaşadı. 1962’de kısa bir süre Sabah Postası gazetesinde Günlerin Getirdiği adlı sütunda yazdı.

Delmar Safety

Milletvekilliği görevinin bitmesinin ardından ailesi ile birlikte İstanbul’a yerleşti ve burada bir süre avukatlık yaptı. 1966-1969 yılları arasında Tarih Konuşuyor adlı aylık tarih mecmuasında makaleleri yayımlandı. Bu mecmua dışında Yeni İstanbul gazetesi için tarihî konularda yazılar yazdı. Oruç Reis, 10 Meşhur Meydan Savaşımız, İstanbul’un Fethi adlı yazıları gazetenin ilavesi olarak yayımlandı. 26 Temmuz 1977 tarihinde Tekirdağ’ın Şarköy ilçesinde hayatını kaybetti ve Silivrikapı Mezarlığı’na defnedildi.

Ziya Hanhan, 1940’lı yıllarda Tire’de sorgu hâkimliği yaparken Millî Mücadele döneminde vatanseverliği ile tanınmış bir Kuvay-ı Milliye kahramanı olan Gökçen Efe ile ilgili yöre halkından birçok anlatı duydu. Bu anlatılardan esinlenerek Gökçen Efe’nin hayatını şiir formunda kaleme aldı ve 1941 yılından itibaren bu şiirleri Küçük Menderes dergisinde yayımladı. 1969 yılında ise Gökçen Efe için yazdığı tüm şiirleri birleştirerek Efeler Şahlanıyor (Gökçen Efe)adıyla ikinci şiir kitabı olarak neşretti. Aynı eseri 1972’de Dağdaki Işık (Gökçen Efe)adıyla yeniden düzenleyerek okuyucularıyla buluşturdu. Bu eserde Gökçen Efe’nin hayatını ve kahramanlığını destansı bir üslupla anlattı.

Tarih Konuşuyor adlı mecmua için kaleme aldığı makaleleri incelendiğinde aynı zamanda bir tarih araştırmacısı da olduğu görülen Ziya Hanhan, 1969’dan itibaren tarihî romanlar yayımlamaya başladı. Türk tarihine ve özellikle Türk denizcilik tarihine özel bir ilgisi olan Ziya Hanhan, yaptığı birçok araştırma neticesinde çeşitli tarihî dönemlerle ilgili elde ettiği bilgileri yorumlayarak hem gerçek hem itibarî şahısları içeren macera ağırlıklı romanlar kaleme aldı.

Burada Ziya Hanhan’ın deniz tarihi ile ilgili romanlarından üçü kısaca incelenecektir. Bunlardan ilki Denizler Delisi’dir. Roman 15. yüzyılda geçmektedir. Kitabın ilk bölümünde İstanbul’un fethinin denizden bakış açısı sunulmuş, ikinci bölümde ise leventlerin Adalar Denizi (Ege) ve Akdeniz boyunca yaşadıkları maceralara yer verilmiştir. Romanın başkahramanı Deli Murtaza’dır. Romanda seyredilen yerler şunlardır; Midilli, İzmir, Çeşme, Sakız Boğazı, Bodrum, Gökova, Kerme Körfezi, On iki adalardan Nisiros ve Tilos ve Alanya gibi.

Deli Murtaza’ya Hanhan’ın yazdığı diğer bir roman olan “Başın Sağolsun Akdeniz’de de rastlanır. 1971’de okuyucuyla buluşan roman 15. Yüzyılda geçmektedir. Deli Murtaza eşi Safo’nun da (Safiye) katıldığı 5 tekneden oluşan küçük bir filo Adalar Denizi’ne sefere çıkar. Leventlerin macera dolu seferlerinde Nisiro (İncirliada), Foça, İzmir, Astropalya, Nikerya, Sicilya yer alır.

Yazarın 1971’de okuyucularıyla buluşan Kurt Hasan adlı romanında, 17. yüzyıl sonlarında Sakız Adası’nın Venedik donanması tarafından ele geçirilişi, Osmanlı donanmasının adanın kontrolünü yeniden ele alma girişimleri ve bu girişimlerin sonucunda elde ettiği zafer anlatılmaktadır. Romanda Sakız, Çeşme, Foça, Koyun Adaları’na seyredilir.

Cumhuriyet’in idealist öğretmenlerinden ve Ünye Halkevi kurucularından dedem Burhan Hanhan’ın küçük kardeşi Ziya Hanhan’ın deniz tarihi ile ilgili eserlerini anmak bana nasip oldu. Her iki aile büyüğümüzün ruhları şad olsun.

Kaynaklar

unyezile.com
Dr. Seda Gül Kartal, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/hanhan-ziya, 2019
Prof. Dr. Ö. Faruk Huyugüzel, İzmir Fikir ve Sanat Adamları (1850-1950), 2000
Özgür Aktaş, Türk Denizcilik Tarihi Öğretiminde Kullanılabilecek Romanlar Üzerinde Bir Değerlendirme, Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2014
Hakan Değirmenci, Ziya Hanhan’ın “Denizler Delisi” Romanında Türk Leventleri ve Denizcilik, 2. Turgut Reis ve Türk Denizcilik tarihi Sempozyumu, 2013.
https://www.biyografya.com/biyografi/4110
Semih Şenol Arşivi


Bunları da beğenebilirsin